Türkiye Cumhuriyeti`nde vatandaşlıktan çıkarma ve vatandaşlığa kabul: 1923-1950
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Devletler hukukunun önemli bir kuralı olan; devletlerin vatandaşını, belirlediği kanunlar çerçevesinde, seçme serbestîsine sahip olmasının, vatandaşlığın kazanılması ve kaybedilmesi şeklinde iki doğal sonucu bulunmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında, kuruluş mücadelesi yoğun olarak devam ederken, bir yandan da yukarıda belirtilen kural çerçevesinde, vatandaşlıktan çıkarma ve vatandaşlığa kabul işlemleri hız kazanmıştır. Bu işlemler incelendiğinde, dönemin vatandaşlık algısı ve bu algının yansımaları ile dış ve iç siyasi gelişmelerin vatandaşlık işlemleri üzerine etkisi hakkında önemli sonuçlara varılmıştır.Vatandaşlıktan çıkarma ve vatandaşlığa kabul işlemleri 1923 yılından itibaren, ilk yıllarda Osmanlı Devleti vatandaşlık düzenlemesi olan Tabiiyet-i Osmaniye Kanunnamesi hükümleri doğrultusunda gerçekleştirilmiş, milli kanunların yürürlüğe girmesine paralel bu kanunlarla işlemlere devam edilmiştir. Özellikle 1041 sayılı Kanun, 1312 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu ve 2510 sayılı İskân Kanunu işlemlerin temel dayanakları olmuştur. 1923- 1950 yılları arası dönemde, öncelikle İstiklal Savaşı'na katılmayarak yurdu terk eden ve belirlenen sürede dönmeyenlerin vatandaşlıktan çıkarma işlemi yapılırken, özellikle çevre ülkelerden muhacir ve mülteci olarak Türkiye'ye giren çok sayıda kişinin vatandaşlığa kabul işlemi yapılmıştır. Nüfusta nitelikli bir artış sağlanması yönünde politikalar uygulanırken, vatanseverlik önemli bir kıstas olmuş, vatanla tamamen bağlarını koparan ya da bağları gevşek olanlarla hukuki bağlar tamamen sona erdirilmiştir. 1923-1950 yılları arasında gerçekleştirilen vatandaşlıktan çıkarma ve vatandaşlığa kabul işlemleri birbirinin devamı ve tamamlayıcısı olan iki dönem halinde incelenmiştir. Her iki dönemde de yoğun şekilde göçmenlerin vatandaşlığa kabulü gözlemlenirken, Atatürk döneminde öncelikle, Türkiye Cumhuriyeti ile bağlarını koparan ve milli mücadeleye katılmayanların, İnönü döneminde ise bunların yanı sıra, vatana daha gevşek bağlarla bağlı olanların vatandaşlıktan çıkarma işlemleri yoğunluklu olarak gerçekleştirilmiştir. One of the basic regulation of law of nations is the fact that the state' having the freedom to choose its citizenship, as determined by law, bring about two natural results as the acquisition of citizenship and loss of citizenship. In one hand in the early years of the establishment of Turkish Republic, on the other hand releasing from nationality and naturalization procedures have gained momentum within the framework of the rules above. Analyzing this process, some important conclusions have been reached in related with the citizenship perception of the period, the reflections of this perception and the impact of external and internal political developments on the citizenship process.Loss and gain of Turkish nationality procedures were carried out in accordance with the Ottoman Citizenship Law (in Turkish Tabiiyet-i Osmaniye Kanunnamesi) in the first period of 1923; and were continued as the same way in parallel to the enactment of national laws. In particular, Law No. 1041, the Turkish Citizenship Law No.1312 and Settlement Law No. 2510 have been the basis of these procedures. Between the years 1923 and 1950, releasing from nationality included first of all those who refusing to join to the army during the Independence War and leaving the country and not returning to the country in assigned period. On the other hand, so many immigrants and refugees who entered Turkey especially from neighboring countries were admitted as the citizenship by naturalization. In addition to this, the policy aimed at the increase of qualified population, which meant patriotism was a crucial criteria in terms of naturalization; and those who did not value to their country were released from nationality. Loss and gain of Turkish nationality procedures between the years 1923-1950 have been studied in two periods that are sequence and complementary of each other. In both periods, acceptance of immigrants' naturalization was given importance; otherwise in Atatürk period those who did not participate into the Independence War; and in Inönü period besides not patriots but also those connected with looser ties to their homeland were released from nationality.
Collections