II. Meşrutiyet`in ilanından Yunan işgaline Batı Anadolu`da eşkiyalık (1908-1919)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Eşkıyalık, insanlığın tarih öncesi devirlerden başlayıp, uygar toplumların oluşumuna kadar geçen süre içerisinde birlikte yaşamak zorunda kaldığı toplumsal olgulardan biridir. Anadolu coğrafyasında yaşamış olan insanların sosyal tarihine bakılırsa eşkıyalığın yüzlerce yıllık bir geçmişinin olduğu görülecektir. Bununla birlikte Osmanlı Devleti'nde, özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısında kurumsallaşmaya başlayan eşkıyalık olayları, 20. yüzyılın başında taşradaki en önemli güvenlik sorunu haline gelmiştir. II. Meşrutiyet'in akabinde, Batı Anadolu'da eşkıyalık olaylarının günden güne artmasında ilan edilen genel affın yanı sıra, coğrafyanın eşkıyalık olaylarına müsait olması ve bölgedeki efe/efe zeybek kültürü etkili olmuştur. Trablusgarp Savaşı ve Balkan Savaşları, Batı Anadolu'da yaşanan eşkıyalık olaylarını ve özellikle de Rum çetelerinin gerçekleştirdiği faaliyetleri nicelik ve nitelik olarak büyük ölçüde etkiledi. Bunun temel sebebi, söz konusu savaşlarda işgal edilen adaların, bundan sonra Rum çeteleri için korunaklı birer üs haline gelmesiydi. Ayrıca bu süreçte, Yunanistan'ın Batı Anadolu'ya dair amaçları doğrultusunda Rum çetelerine yönelik destek ve teşvikleri bunların hızla `siyasallaşmasını` sağladı. Birinci Dünya Savaşı'nın kendine özgü siyasî, iktisadî ve sosyo-kültürel koşulları, `savaş dönemi eşkıyalığı` diye tanımlanabilecek yeni bir eşkıyalık türünün ortaya çıkmasına neden oldu. Bu doğrultuda savaş yıllarında sayıları on binlerle ifade edilen asker firarileri, eşkıya çetelerinin en temel insan unsurunu oluştururken eşkıyalık olaylarında nicelik olarak da bir patlama yaşandı.30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi'yle birlikte bir yandan İtilaf Devletleri'nin işgalleri başlarken diğer yandan eşkıyalık olayları devam etmekteydi. Bu süreçte galip devletlerin yeni işgallerine gerekçe vermek istemeyen devrin yöneticileri kırsalda asayişi sağlamak amacıyla eşkıya ve asker firarileri için af çıkardı. Bunun yanı sıra Batı Anadolu'da asayişin sağlanması için devlet ricalinin daha önce eşkıya ile özdeş gördüğü zeybeklerin dağdan indirilmesi için büyük çaba sarf edildi.Netice olarak 1908-1919 yılları arasındaki tarih kesitinde ve Batı Anadolu coğrafyasında yaşanan eşkıyalık olaylarının özellikle kırsalda ikamet eden insanların can, mal ve namus güvenliği açısından çok ciddi bir tehdit oluşturduğu ve devletin bu tehdidi ortadan kaldırmakta yetersiz kaldığı sonucuna varılabilir. Ayrıca eşkıyalık olayları, bölgenin tarım ve ticaret hayatına büyük bir darbe vurduğu gibi sayısını tam olarak tespit etmek mümkün olmamakla birlikte birçok can kaybına da sebebiyet verdiği söylenebilir. Banditry is one of the social phenomena in which the humanity has to live together in the process starting from prehistoric period to the formation of a civilized society.If the social history of people who lived in Anatolia is considered, it is clearly understood that banditry has hundred years of history. At the same time, beginning to institutionalize in the Ottoman Empire especially in the second half of the 19th century, banditry incidents has become the most important security issue at the beginning of the 20th century.After the Second Constitutional Monarchy, the general amnesty, the geography and its availability to banditry and also efe/zeybek culture has been responsible for the events of banditry increasing in Western Anatolia. Tripoli Warand the Balkan Wars greatly affected banditry incidents which occurred in Western Anatolia and especially the activities performed by Greek gangs in point of quality and quantity. The main reason for this situation can be said that the islands, occupied in the referred wars, have become a sheltered base for Greek gangs. Also during this period, Greece's support and encouragement to Greek gangs in accordance with its purposes on West Anatolia provided them to be `politicized` swiftly.Political, economicand socio-cultural conditions ofthe First World Warin its own nature have caused the emergence of a new kind of banditry which could be described as `wartime banditry`. In accordance, the fugitive soldiers, expressed with the numbers of ten thousands, composed the basic human elements of brigands in gangs and there was anexplosionin the quantity of banditry incidents.At the same time, banditry incidents were on going with the Armistice of Moudros which was signed on 30 October 1918 and afterwards, the occupation of Allied forces began immediately. During this process, statatesmen declared a general amnesty to ensure peacein the countryside with a purpose not to give reason for the new occupations to the Allies. Additionally, they made a great effort to descent the zeybek from the mountains, seen as equal with the brigands before, and to ensure peace and order in Western Anatolia.Consequently, the incidents of banditry experienced in the West Anatolia between 1908-1919 period, formeda serious threat to the safety of people's lives, property and honor especially for the ones residingin the countryside and it can be concluded that the state failed to eliminate this threat. In addition, it can be asserted that incidents of banditry affected adversely agricultural and commercial life of the region and also resulted in the loss of many lives, which is hard to identify the number precisely.
Collections