Atatürk Döneminde madencilik (1923-1938)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Osmanlı Devleti için madenler, özellikle 19. yy sonlarına doğru hazineye gelir sağlayan girdilerden biridir. Bu sebeple maden imtiyazı ve metruk madenlerin yeniden işletilmesi adı altında harç ve rüsum bedelleri kanunlaştırılmışken 1887'de herhangi bir şarta bağlanmadan 99 yıllığına verilen imtiyazlar, madenlerin yabancı yatırımcılar tarafından sömürülmesiyle sonuçlanmıştır. Cumhuriyet Döneminde madencilikle ilgili gelişmeleri iki dönemde ele almak mümkündür. İlk dönem olan 1923-1931 yılları arasında piyasa üzerinde devlet müdahalesi ve işletmeciliği asgari düzeyde olup piyasa şartlarında sanayileşmeye öncelik verildiği görülmektedir. Fakat bunun için sermayeye ihtiyaç vardır. Sermaye birikimini sağlayabilmek ve ülkede izlenecek ekonomik programın belirlenmesi için 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihleri arasında İzmir İktisat Kongresi toplanmıştır. Bu kongrede güçlü bir ekonomi için `milli ekonomi` ve milli sermaye sınıfı` yaratılmasına karar verilmiştir. Ayrıca madenlerde Türk işçi çalıştırılması, maden haritalarının yapılması, harpte işletilemeyen madenlerin vergiden affı, maden kömürleri ile kükürtün yabancı rekabete karşı korunması, ülke içerisinde kendi kömürlerimizin kullanılması ve maden ocaklarının hukuki sınırlarının çizilmesi konuları yer almıştır. Atatürk Dönemi madencilik hareketi incelendiğinde ise Türkiye'de ticari miktarda petrol bulmanın öncelikli olduğunu görmekteyiz. Petrol aramalarında amaçlanan önemli ithalat kalemlerinden birini azaltma düşüncesidir. Kömür ve linyit üretimi teşvik edilerek yabancı ülkelere kömür ihraç edebilmek, demir-çelik sanayisi kurmak, Ergani Bakır Madenlerinde üretime geçmek, Türk krom ihracatını yükseltmek ve kükürt üretimini yapabilmek hedeflenmiştir.Madenciliğin geliştirilmesi için bankalar açılmış, demiryolu hatları maden bölgelerine kadar getirilmiş ve raporlar hazırlanarak madenciliğin sorunları çözülmeye çalışılmıştır. Atatürk Döneminde madencilik yalnızca ekonomik kalkınma aracı olarak kullanılmamıştır. Ayrıca iç bölgelerde inkılapların yerleştirilmesi amaçlanmıştır.Tezimiz üç bölümden oluşmaktadır. `II. Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e Türkiye'de Madencilik(1908-1922)` adını taşıyan birinci bölümde Osmanlı Devleti'nin madencilikle ilgili çıkarttığı kanunlarda maden işletmelerinin durumu ortaya konmuştur. Yine bu bölümde Alman Arşivinden yararlanılarak I. Dünya Savaşı sırasında madenlerimizin durumu hakkında bilgi verilmiştir. `Cumhuriyet'in İlanından Dünya Ekonomik Buhranına Türkiye'de Madenciliğin Gelişimi (1923-1931)` adını taşıyan ikinci bölümde bankalar, demiryolları, madencilikle ilgili raporlar ve kalkınma planlarına yer verilmiştir. Bu kısımda Türk madenciliğinin sorunları, demiryollarının sanayileşmeye katkısı, sermaye yetersizliğinin nasıl aşılmaya çalışıldığı ve 1929 Ekonomik Bunalımına karşı alınan tedbirler ortaya konmuştur.`Devletçilik İle İlgili Uygulamaların Madenciliğe Yansımaları (1931-1938)` adlı üçüncü bölüm maden bazında alınarak bakır, krom, kömür, simli kurşun madenlerindeki üretimi arttırma çabaları ve maden şehirlerinin nasıl değiştikleri anlatılmaktadır. Ayrıca Devletçilik ilkesinin uygulanma sebepleri ortaya konulmuştur. Kalkınma planlarının uygulanması ise Kükürt Fabrikası, Sömikok Fabrikası, Demir-Çelik Fabrikası ve elektrik işleri ile mümkün olmuştur. For the Ottoman State, the mines were one of the entrances to the treasure, especially towards the end of the 19th century. For this reason, the privileges given to the 99 years without any circumstance in 1887 when the mortgage and redemption charges were enacted under the name of re-operation of the mine concession and the mysterious mines have resulted in the exploitation of the mines by foreign investors. The development of mining in the Republican era can be considered in two periods. In the first period of 1923-1931, state intervention and management on the market is at minimum level and industrialization is given priority in market conditions. But this requires capital. İzmir Economy Congress was convened between 17 February and 4 March 1923 for the purpose of providing capital accumulation and determining the economic program to be followed in the country. In this congress, it is decided to create a `national economy` and a `national capital class` for a strong economy. In relation to mining, it is necessary to employ Turkish workers in mines, to make mining maps, to forgive the mines that can not be operated at war, to protect minerals and sulfur against foreign competition, and drawing legal boundaries of mines.When Atatürk Period mining movement we see that primarily examined my discovery of oil in commercial quantities in Turkey. The idea is to reduce one of the major import items intended for oil exploration. It is aimed to export coal to foreign countries, to establish iron and steel industry, to produce in Ergani Copper Mines, to raise Turkish chromium exports and to be able to produce sulfur by promoting production of coal and lignite.Banks were opened for the development of mining, railway lines were brought up to mining areas and reports were prepared to solve the problems of mining. During the Ataturk Period, mining was not only used as an instrument of economic development. It is also intended to place reforms in the internal regions.Our thesis consists of three parts. `II. From Monarchy to Republic of Turkey Mining (1908-1922) `in the first part of the Ottoman Empire with the name of the law related to mining issued by the state mining company it has revealed. In this section, the German Archives were used to inform the situation of our mines during World War I.`The World Economic Crisis Leads to the Mining Development of the Republic of Turkey (1923-1931)` the banks named in the second part, the railways, the place has been given to mining-related reports and development plans. In this section, the problems of Turkish mining, the contributions of the railways to industrialization, how to overcome capital deficiency and measures taken against the 1929 Economic Crisis are presented.The third section, `Reflections on the Mining of Applications of Statism (1931-1938)`, explains the efforts to increase the production of copper, chrome, coal, silver lead mines and how the mining towns have changed. Moreover, the reasons for the application of the Statism principle have been established. The implementation of the development plans was possible with the Sulfur Factory, the Sömikok Plant, the Iron-Steel Factory and the electricity works.
Collections