Yarı-kurak alanlarda çölleşme risk haritasının oluşturulması: Çankırı- Sarıkaya örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Son yıllarda, özellikle kurak ve yarı kurak alanlarda iklim değişikliği ve insan etkisi sonucunda meydana gelen arazi bozulmaları ve bitki örtüsündeki azalmalar, küresel ölçekte önemli bir çevre sorunu haline gelen çölleşme ile mücadeleyi zorunlu hale getirmiştir. Bu çalışma, Çankırı il merkezine yaklaşık 45 km uzaklıkta, Yapraklı İlçesine bağlı yarı-kurak özelliğe sahip Sarıkaya Bölgesi'nde farklı arazi kullanım türleri arasında çölleşme riskinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Çölleşme riskinin hesaplanmasında Akdeniz ülkeleri için geliştirilmiş olan Desertification Indicator System for Mediterranean Europe (DIS4ME) kullanılmıştır. Çalışma alanı yaklaşık 1000 ha ve orman-tarım arazi kullanımları yer almaktadır. Toprak örnekleri önceden belirlenmiş olan 632 noktadan (252 adedi tarım arazilerinden, 122 adedi meşe ormanlarından ve 258 adedi çam ormanlarından) alınmıştır. Her bir örnekleme noktasında çölleşme etüt formu doldurulmuştur. DIS4ME sistemi kullanılarak her bir nokta için çölleşme riski ve çevresel duyarlı alan (ÇDA) hassaslık indeksi hesaplanmıştır. DIS4ME sistemi ve arazi gözlemleri ile hesaplanan çölleşme risk değerleri DIS4ME sisteminin başarısını değerlendirmek için karşılaştırılmıştır. Hesaplanan çölleşme risk değerleri jeoistatistiksel yöntemler kullanılarak enterpole edilmiştir. Çalışma alanının tamamı ve ilgili alt bölgeler (arazi kullanımları) için çölleşme riski ve ÇDA tipi hassaslık skorlarına ilişkin yüzey haritaları oluşturulmuştur. Çalışma alanının 349,12 ha'lık (%34,91) kısmı risk yok, 322,89 ha'lık (%32,29) kısmının düşük risk, 70,21 ha'lık (%7,02) kısmının orta risk ve 258,78 ha'lık (%25,88) kısmının ise yüksek risk sınıfındadır. DIS4ME kullanılarak hesaplanan ÇDA tipi hassaslık skor değerleri 1,18-1,61 arasında değişirken, uzman görüşleri doğrultusunda hesaplanan arazi değerleri ise 1,19 ile 1,60 arasında değişmektedir. Çalışma alanının büyük bir kısmı 597,29 ha ile kırılgan ve 370,61 ha ile kritik hassaslık sınıflarındadır. Gözlemlenen ve DIS4ME sistemi tarafından hesaplanan ÇDA tipi duyarlılık skorları arasındaki korelasyon analizi (r=0,876; p<0,01), DIS4ME sisteminin çalışma alanında çölleşmenin değerlendirmesinde kullanılabileceğini göstermiştir. Jeoistatistiksel analiz, çölleşme riski ve ÇDA skorlarının çalışma alanında kuvvetli uzaysal bağımlı olduğunu göstermiş ve her iki parametre krigleme ile çalışma alanında örnekleme yapılamayan noktalarda başarıyla tahmin edilmiştir. Arazi kullanım tipi ve arazi kullanım değişikliğinin çölleşme riskini artıran en önemli faktörler olduğu ortaya çıkmıştır. Çölleşme kriter ve göstergeleri çalışma alanında daha fazla arazi bozulmasını önlemek için arazi kullanım planlamasında dikkate alınmalıdır. Ülkemizde çölleşmenin değerlendirilmesinde evrensel yöntemler geliştirmek için farklı arazi kullanımları, coğrafi bölgeler, iklim ve topografik koşullarda benzer çalışmalar yapılmalıdır. In recent years, land degradation and decrease in biological production due to climate change and human impact have made it necessary combat desertification, which has become a major environmental problem on a global scale. This study was carried out in Sarıkaya region of Yapraklı district, a semi-arid region, approximately 45 km North-East from the center of Çankırı province, to evaluate desertification risk across various land use types. The study area is approximately 1000 ha and is under land uses of forest and agriculture. Desertification Indicator System for Mediterranean Europe (DIS4ME), developed for the Mediterranean countries, was used for calculating desertification risk. Soil samples were taken at 632 predefined sites (252 from agricultural areas, 122 from oak forests and 258 from pine forests). A desertification survey form was filled at each sampling site. Desertification risk and environmental sensitivity index were calculated with the DIS4ME. DIS4ME-calculated and field-observed desertification risk values were compared to evaluate successes of DIS4ME. DIS4ME-calculated desertification risk values were interpolated with kriging. Desertification risk and ESA type sensitivity score surface maps were built for the entire study area and the corresponding sub-regions (land uses). Of the study area, 349,12 ha (34,91%) occurred in no risk class, 322,89 ha (32,29%) in low risk class, 70,21 ha (7,02%) in medium risk class, and 258,78 ha (25,88%) in high risk class. DIS4ME-caluculated ESA type sensitivity score values varied from 1,18 to 1,61, while field calculated values based on the expert opinion varied from 1,19 to 1,60. A large part of the study area (597,29 ha) was in fragile and 370,61 in critical sensitivity class. Results from correlation analysis between observed and DIS4ME-calculated ESA type sensitivity scores (r =0.876; p<0.01) showed that the DIS4ME system can be used to evaluate desertification in the study area. Geostatistical analysis showed that the desertification risk and ESA scores strongly spatially dependent in the study area and that kriging predicted both parameters successfully at unsampled locations in the study area. Land use type and land use change appeared the most important factors aggrevating desertification risk. Desertification criteria and indicators should be considered in land use planning to avoid further land degradation in the study area. Similar studies should be conducted in different land uses, geographic regions, climates, and topographic conditions for developing to generalize procedures in nationwide evaluations of desertification.
Collections