Fizyolojik unilateral balanslı okluzyon ve kanin koruyuculu okluzyon tiplerinde pantografik ve elektromyografik tetkiklerin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
81 ÖZET Çal ıhmamızda, fizyolojik kanın koruyuculu okluzyon ve grup fonksiyon okluzyonuna sahip bireylerin çene hareketleri ve kas aktivasyonları incelenerek karşılaştırılmalarının yapılması amaçlanmıştır. Eklem sorunu olmayan, dişleri tam ve protetik restorasyon taşımayan, 17-25 yaş arasındaki kanın koruyuculu okluzyon ve grup fonksiyon okluzyonuna sahip bireyler üzerinde yürütülen araştırmamızda her grup için 15' er birey seçilmiştir. Her bireyden Denar D5A sistemi ile pantografik kayıtlar alınarak artikülatöre transferleri yapılmış ve çene hareketleri ile ilgili denerler tespit edilmiştir. M.Masseter ve M. Temporalis Anterior'un aktivasyonlarını belirlemek amacıyla elektromyografi yöntemi kullanılarak yüzey elektrodları ile çiğneme ve yana kaydırma hareketleri sırasında kayıtlar alınmıştır. Kas aktivasyonlarına ilişkin delerlerin istatistiksel olarak karşılaştırılmasının yanısıra ilgili elektromyogramlar incelemeye alınmıştır. Yapılan istatistiksel değerlendirmeler sonucunda, çene hareketleri acısından her iki grup arasında bir farklılık bulunamamıştır. Yine çiğneme sırasındaki kas genlikleri incelendiğinde gruplar arasında bir farklılık olmamıştır. Bu nedenle en fazla kas aktivasyonunun sentrik okluzyonda gerçekleştiği belirlenmiştir. Çiğneme modelleri incelendiğinde ise kanın koruyuculu okluzyonlu bireylerde grup fonksiyon okluzyonuna sahip bireylere oranla daha dik bir çiğneme vuruşunun meydana82 geldiği gözlenmiştir. Yana kaydırma hareketleri sırasında, M. Tempore lis Anterior 'un her iki grupta da M.flasseter ' den daha aktif olduğu görülmüştür. Kanın koruyuculu okluzyona sahip bireylerde bu kasın aktivi tesinin grup fonksiyon ok luzyonundakilere oranla daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Bulgularımız bir bütün olarak ele alındığında, çene hareketleri ve çiğnemedeki kas genlikleri açısından bir farklılık bulamamamız nedeniyle, okluzyonunu kaybetmiş tüm ağız restorasyonu gereksinimi olan bir bireye her iki okluzyonun da uygulanabileceğini söylemek mümkündür. Ancak kanın koruyuculu okluzyonda kanın dişinin çiğneme esnasında, dar bir model oluşturarak mandibulayı sentrik okluzyona yönlendirmesi ve yan hareketlerde M. Temporal is Anterior 'un aktivitesini düşürmesi nedeniyle, bu dişin sağlam olduğu durumlarda kanın koruyuculu okluzyonun tercih edilebileceği kanısını taşımaktayız. 83 SUMMARY This study is designed to compare the individuals with physiologic canine guidance occlusion and group function occlusion as to their jaw movements and masticatory muscle activities and to determine occlusal schemes which has to be the treatment of choice in occlusal restorations. Our study was performed on 30 subjects (8 men, 12 women) in age range of 17 to 25 years with full and healthy dentitions and no temporomandibular dysfunctions. The subjects were divided into two occlusion groups (canine and group function) each of 15 individuals. The pantographic tracings were recorded and transferred to the articulator, by using Denar D5A system and data was obtained. Bilateral electromyographic recordings of M.Masseter and li. Temporalis Anterior were performed by surface electrodes while chewing and grinding, then the electromyograms were examined. The data for both groups was compared with each other statistical ly. According to the statistical analysis, no significant difference was found between jaw movements and masticatory muscle activities of both groups. Due to this it is thought that the maximum muscle activity is in centric occlusion. While examining the chewing models of subjects with canine guidance occlusion, a narrower chewing model than the group function occlusion was observed. During grinding li. Temporal is Anterior produced more activity than M.Masseter for both groups, but in canine guidance occlusion this84 muscle was less active than group function occlusion. As a conclusion, because of having no difference between the two groups as to jaw movements and masticatory muscle activities, it can be said that both occlusal schemes may be utilised for treatment of subjects who lost their occlusions. However in case of the canine teeth being healthy and having good support, because of showing a narrower model and directing the mandible vertically to centric occlusion during chewing and also reducing the activity of M. Temporalis Anterior in grinding, canine guidance occlusion can be preferred instead of group function occlusion.
Collections