Süt dişlerinin kök ve kanal morfolojisi ile kök rezorpsiyonunun endodontik uygulamalara etkisinin in vivo ve in vitro koşullarda araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Süt Dişlerinin Kök ve Kanal Morfolojisi ile Kök Rezorpsiyonunun Endodontik Uygulamalara Etkisinin Invivo ve Invitro Koşullarda Araştırılması Bu çalışmada; 1- Fizyolojik kök rezorpsiyonunun normal süt dişi pulpasının histolojik yapısına ve tamir potansiyeli üzerine etkisinin belirlenmesi, 2- Süt molar dişlerin kök sayısı ve kök-kanal morfolojisinin belirli bir sistematik içerisindedeğerlendirilmesi, 3-Süt molar dişlerde pulpa tabanı geçirgenliği ve pulpa-periodontal kanal sıklığının araştırılması, 4-Süt molar dişlerin kanal morfolojilerinde gözlenen sapmaların, kanal tedavisinin başarısı üzerine etkisinin değerlendirilmesi, 5-Fizyolojik kök rezorpsiyon düzeyinin apikal sızıntı üzerine etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmamızın fizyolojik kök rezorpsiyonunun normal süt dişi pulpasının histolojik yapısına ve tamir potansiyeli üzerine etkisinin araştırıldığı bölümünde; ortodontik olarak çekim endikasyonu bulunan ve fizyolojik kök rezorpsiyonun henüz başlamış (1/3 düzeyini geçmeyen-14 diş) ve ilerlemiş olduğu (1/3-1/2 arasında-14 diş) belirlenen 28 adet süt kanin dişi kullanılmıştır. Her iki rezorpsiyon aşamasındaki dişlerin yarısına invivo koşullarda direkt pulpa kuafajı uygulanmıştır. 3 ay sonra çekilen dişler histopatolojik olarak incelenerek, fizyolojik kök rezorpsiyonunun tamir dentini oluşumuna etkisi belirlenmiştir. Diğer 14 diş ise herhangi bir işlem uygulanmaksızın çekilerek pulpanın yapısında fizyolojik kök rezorpsiyonuyla ilişkili olarak meydana gelen değişiklikler histolojik olarak değerlendirilmiştir. Çalışmamızın süt molar dişlerin kök sayılarının belirlendiği bölümünde; kök rezorpsiyonu 1/3 düzeyini aşmayan maksiller ve mandibüler 150'şer adet (yoplam 600 adet) süt molar dişte kök sayıları gözle muayene edilerek saptanmıştır. Çalışmamızda, süt molar dişlerde pulpa tabanı geçirgenliği ve pulpa-periodontal kanal sıklığı, bir evvelki aşamada kullanılan süt molar dişlerde değerlendirilmiştir. Pulpa-periodontal kanalların incelenmesinde, 500 mmHg'lık sabit basınçla boya perfüzyon yöntemi kullanılmıştır. Pulpa tabanının geçirgenliğinden kaynaklanabilecek bir boya sızıntısının olup olmadığı, pulpa-periodontal kanal saptanmayan dişlerin fürkasyon bölgelei pamuk bir peletle kontrol edilerek saptanmıştır. Gruplar arasındaki pulpa-periodontal kanal sıklığı açısından farkın istatistiksel olarak karşılaştırılmasında ise, Z Testi kullanılmıştır. Kök sayıları ve pulpa-periodontal kanal sıklığı saptanan dişlerin, kök-kanal morfolojileri, boya difüzyonu ve şefaflaştırma yöntemi kullanılarak, Vertucci sınıflamasına göre değerlendirilmiştir. Çalışmamızın kanal morfolojisinde ortaya çıkan morfolojik sapmaların kanal tedavisinin başarısı üzerine etkilerinin araştırıldığı bölümünde, ortodontik olarak çekim endikasyonu bulunan ve kök rezorpsiyonu 1/3 düzeyini geçmemiş 14 adet mandibüler I. ve II. süt molar dişe (7'şer adet) invivo koşullarda geleneksel yöntemlerle kanal tedavisi uygulanmıştır. Kanalıların başarılı bir şekilde dolduğu radyolojik olarak onaylanan dişler çekilerek, kanal dolgusunun başarısı Vertucci sınıflaması dikkate alınarak şeffaflaştırma yöntemiyle yeniden değerlendirilmiştir. Süt dişlerinde kök rezorpsiyonunun apikal sızıntı üzerine etkisi; makroskobik olarak köklerinde rezorpsiyon bulunmayan ve fizyolojik kök rezorpsiyonu 1/3 ve 1/2 düzeyini aşmamış olan 7'şer adet (toplam 21 adet) süt kanin dişinde değerlendirilmiştir. Değişik151 rezorpsiyon aşamalarındaki süt dişlerinin apikal sızıntı düzeylerini sürekli dişlerle karşılaştırmak için de, 7 adet kök ucu kapanmış, genç sürekli premolar diş kullanılmıştır, invitro şartlarda geleneksel yöntemlerle kanal dolgusu yapılan dişler boya penetrasyonu ve şeffaflaştırma işlemlerinden geçirilerek apikal sızıntı miktarı lineer olarak ölçülmüştür. Gruplar arasındaki sızıntı düzeyinin karşılaştırılmasında ise, Varyans Analizi ve Duncan Testi uygulanmıştır. Çalışmamızın sonucunda; fizyolojik kök rezorpsiyonu ile süt dişi pulpasının histolojik yapısında ışık mikroskobu ile bellenebilecek düzeyde herhangi bir değişikliğin olmadığı gözlenmiştir. Tamir potansiyeli açısından yaptığımız değerlendirmede ise, her iki rezorpsiyon aşamasındaki dişlerde de kuafaj bölgesinde dentin köprüsünün geliştiği, ancak tüm dişlerde gelişen ince köprülerin maturasyonlarını tamamlamalarına karşın, kalın dentin köprülerinin 90. günde hala gelişimlerini devam ettirdikleri gözlenmiştir. Süt molar dişlerde kök sayılarının değerlendirilmesi sonucunda, mandibüler molar dişlerin tümünde mesial ve distal olmak üzere iki kök bulunduğu, maksiller süt IV numaralı dişlerin %34'ünün, maksiller süt V numaralı dişlerin ise %67,3'ünün üç köklü olduğu gözlenmiştir. İki köklü olan maksiller süt molar dişlerde, disto-bukkal ve palatinal kökün birleşmiş olduğu saptanmıştır. Çalışmamızın pulpa-periodontal kanal sıklığının araştırıldığı bölümünde; dişlerin hiçbirisinde pulpa tabanı geçirgenliğine işaret edebilecek bir bulguya rastlanmamıştır. Buna karşın, maksiller I. süt molar dişlerde %11,5, II. süt molar dişlerde %22, mandibüler I. süt molar dişlerde %31,3, II. süt molarlarda ise %34,6 oranında pulpa-periodontal kanalın bulunduğu gözlenmiştir. Dişler genel olarak değerlendirildiğinde ise, pulpa-periodontal kanal sıklığı %24,8 olarak saptanmıştır. Gruplar arasında yapılan genel karşılaştırmada, mandibüler molar dişlerde (%33) maksiller dişlere (%16,6) göre istatistiksel olarak daha fazla pulpa- periodontal kanal bulunduğu ortaya çıkmıştır (p<0,01). Diş grupları arasında yapılan karşılaştırmada ise, mandibüler I. ve II. süt molar dişler arasında fark bulunmazken, maksiller II. molar dişlerde I. molarlara oranla daha fazla pulpa periodontal kanal tespit edilmiştir (p<0,01). Süt molar dişlerin kök-kanal morfolojisi Vertucci sınıflamasına göre değerlendirilmiştir. Buna göre, süt molar dişlerin tümünün kanallarında (özellikle aynı kök içerisinde iki kanalın bulunduğu köklerde daha fazla olmak üzere) morfolojik sapmaların olduğu ve bu sapmaların apikal bölgede dallanmalar, ilave kanallar, ana kanallar arasında bağlantılar şeklinde ortaya çıktığı saptanmıştır. Çalışmamızın, kanal morfolojilerinde ortaya çıkan morfolojik sapmaların kanal tedavisinin başarısı üzerine etkisini araştırdığımız bölümünde; süt IV ve V numaralı dişlerin hem mesial hem de distal kök kanallarının, her grupta 4'er vakada olmak üzere, tam olarak dolmadığı belirlenmiştir, özellikle atipik olarak sınıflandırılan kanallarda, kanal dolgusundaki başarısızlığın, bazı yan kanalların doldurulmaması veya ana kanalların eksik doldurulması şeklinde ortaya çıktığı gözlenmiştir. Başarısız olarak kabul edilen kanal dolgularının %75'inin süt dişi kanallarının klasik morfolojisi olarak kabul edilen Vertucci Tipi (tek kanal) ve Tip4 (iki kanal) dışındaki kanallarda ortaya çıktığı dasaptanmıştır. Çalışmamızın fizyolojik kök rezorpsiyonunun apikal sızıntı üzerine etkisinin araştırıldığı bölümünde ise, sızıntı miktarı bakımından kök rezorpsiyonu bulunmayan ve henüz başlamış olan (1/3'ü geçmeyen) süt kanin dişleri ile sürekli premolar dişler arasında istatistiksel olarak fark bulunmamıştır. 1/2 düzeyinde rezorbe olmuş süt kanin dişlerinde ise apikal sızıntının diğer üç gruba oranla anlamlı düzeyde fazla olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Sözcükler: Endodonik tedavi, kök-kanal anatomi ve morfolojisi, kök rezorpsiyonu periodontal kanallar, süt dişleri. Invitro and Invivo Evaluation of the Effects of Root-Canal Morphology and Root Resorption on Endodontic Procedures in Primary Teeth The aim of this study was to determine: 1- The effect of the physiological root resorption on the histologic structure and repair potential of healthy deciduous tooth pulp, 2- The number of roots and the root canal morphology of deciduous molar teeth, 3- The permeability of pulp chamber floor and the frequency of pulpal periodontal canals in deciduous teeth. 4- The effect of variations of the canal morphology of deciduous molar teeth on the success of root canal treatment, 5- The effect of the physiological root resorption level on the apical leakage. In the first section of the study; orthodonticaly extracted 28 deciduous canine teeth were used. In 14 teeth there was physiologic root resorption at 1/3 levels and the other group had an advanced root resoption (between 1/2-2/3,14 teeth). In both groups; direct pulp capping treatment was performed in vivo, to 7 teeth in each group. The effect of physiologic root resorption on the_reparative dentine formation was determined histopathologically following the extraction of teeth after 3 months. The other 14 teeth with no treatment was extracted to evaluate the histological changes of pulp structure related to the physiologic root resorption. In the second part of the study; numbers of the roots in 600 maxillary and mandibular deciduous molar teeth in which root resorption did not exceed 1/3 level (150 in each group) was determined by inspection. In the third part of the study; the permeability of pulp chamber floor and the frequency of pulpal-periodontal canals were also evaluated in the teeth which were used in the previous part of the study. Dye penetration method.under constant pressure of 500 mmHg, was used to evaluate the frequency of pulp-periodontal canals. Dye penetration that may be caused by pulp chamber permeability was determined by applying cotton pellets to the furcation areas of the teeth which had no pulpal-periodontal canal. Statistical differences between the groups were compared by using Z-test. In the fourth part of the study; root canal morphology was determined by dye penetration and. clearing technique according to Vertucci classification. Conventional root canal treatment was applied to the 14 mandibular. Ist and IInd. deciduous molar teeth in which root resorption did not exceed 1/3 level. After the teeth were controlled radiographically.they were extracted. The success of the canal fillings was re-evaluated by.ciearing technique according to Vertucci classification. In the fifth part of the study; the effect of root resorption on apical leakage was evaluated in seven canine teeth with no macroscopic resorption and 7 canine teeth with root resorption not exceeding apical 1/3 and 7canine teeth with root resorption not exceeding apical 1/2 (total 21) In order to compare the apical leakage of deciduous teeth with permanent teeth, 7 young permanent teeth with closed apices were used. Conventional root canal treatments were carried out, in vitro. Apical leakage was evaluated by means of dye penetration and clearing technique, linearly. Groups were statistically compared with analysis of variance and Duncan test. As a result, there was not a difference that was related to physiologic resorption and histologic structure of deciduous molar pulp that could be detected by polarized light microscope. In the teeth with different resorption levels, dentine bridge formation in the capping area was observed. Although maturation of the thin dentine bridges was completed in all teeth, maturation of the thick dentine bridges was still continuing at the 90th day.153 All mandibular molar teeth had two roots (one in mesial and one in distal). Thirty four percent of maxillary deciduous first molars and % 67.3 of maxillary IInd molars had three roots. Fusion of distobuccal and palatinal roots were observed in maxillary deciduous molar teeth with two roots. During evaluation of the pulpal-periodontal canal frequency, no evidence pointing out any pulp chamber permeability, has been determined. In contrary, 11.5 % of maxillary.Ist molars and 22 % of maxillary IInd. molars, 31.3 % of mandibular.!* molars and 34.6 % of mandibular llnd.molars had pulpal-periodontal canals. Pulpal-periodontal canal frequency was %24.8 for all teeth groups. Among the groups mandibular molar teeth had significantly more pulpal- periodontal canal with respect to maxillary molar teeth. Although there was no statistically significant difference between mandibular Ist and lindl molars, maxillary IInd molar teeth had significantly more pulpal-periodontal canals compared to maxillary Ist molars. Root canal morphology of deciduous molar teeth was evaluated according to Vertucci classification. Morphological variations like apical ramification, lateral canals and connecting fibrils were observed in all deciduous molar teeth especially in the ones which had two canals in the same root. It is observed that four of the mesial and distal roots of mandibular Ist. and IInd. molars which were classified as being atypical, were obturated incomplete due to the variation of root canal morphology and/or the filling material fell short of apex. Seventy five % of the unsuccessful root canal fillings were observed except for Vertucci Type I (single canal) and Type IV (double canals) canals. In part of the study where the effect of physiologic root resorption on apical leakage was evaluated. Considering leakage there was no significant difference between the permanent premolars and deciduous canines, which had no resorption and root resorption not exceeding apical 1/3. Deciduous canine with a resorption not exceeding apical 1/2 showed statistically more apical leakage compared to the other three groups. Key Words: Accessoy canals, endodontic therapy, primary teeth, root anatomy and morphology, root resorption.
Collections