Baş-boyun bölgesi lezyonlarında klinik, radyolojik, sitolojik, histolojik ve morfometrik yöntemlerin tanıya katkılarının değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
57 ÖZET Baş-Boyun Bölgesi Lezyonlarında Klinik, Radyolojik, Sitolojik, Histolojik ve Morfometrik Yöntemlerin Tanıya Katkılarının Değerlendirilmesi Baş-boyun bölgesinde görülen lezyonların erken tanısı, uygulanacak tedavinin etkinliğini arttırmaktadır. Lezyonların tanısında bilinen en kesin yöntem biyopsidir. Baş-boyun bölgesinde görülen lezyonların büyük bir kısmı kistik veya kistik dejenerasyon gösteren lezyonlardır. Baş-boyun bölgesi lezyonlarının, birbirlerine benzerlik gösteren klinik ve radyolojik bulgulan vardır. Bu lezyonlar malign ve benign olduğu halde agresif olup lokal invazyon gösteren lezyonlarla birlikte geniş bir yelpazeye sahiptir. Çok spesifik klinik ve radyolojik bulgularının olmayışı, preoperatif tanıyı güçleştirmektedir. Etkili bir tedavi için preoperatif tanının bilinmesi tedavi planlamasında oldukça önemli ve yardımcıdır. Bu amaçla araştırmamızda, baş-boyun bölgesinde görülen kistik veya kistik dejenerasyon gösteren lezyonların preoperatif tanısında klinik, radyolojik, sitolojik, histolojik ve morfometrik tamlar, karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Araştırmamıza dahil edilen 50 ince iğne aspirasyon sitolojisi, histopatolojik sonuçlarla karşılaştırılmış, 6 adet yetersiz (% 12), 44 adet malignite yönünden negatif (% 88) sonuç tespit edilirken, malignite yönünden pozitif sonuç bulunmamışta. Malignite yönünden negatif sonuç veren 44 lezyondan 41 tanesine (% 93.18), sitolojik tam konmuş ve bunların 41 tanesi de (% 100) histopatolojik olarak doğrulanmışta. Elli aspirasyon sitolojisi içeren serimizde herhangi komplikasyona rastlanmazken, spesifite % 100, doğruluk oram % 93.18, negatif tahmin değeri % 100 olarak tespit edilmiştir. Malign lezyon olmadığından sensitivite ve pozitif tahmin değeri bulunamamışta. Morfometrik analiz incelemelerinde, keratokistlerde aspirata gelen hücre sayısının, diğer odontojenik kistlere oranla daha fazla olduğu, sitoplazma boyutu açısından değerlendirildiğinde keratokist sitoplazma boyutlarının daha büyük olduğu, nükleus boyutu açısından ise diğer odontojenik kistlerin nükleuslarının daha büyük olduğu görülmüştür. Keratokistlerin diğer odontojenik kistlere oranla nükleus kısa çap ve nükleus uzun çap ortalamalarının daha kısa olduğu, sitoplazma kısa çap ve sitoplazma uzun çap ortalamalarının ise daha uzun olduğu tespit edilmiştir. înce iğne aspirasyon sitolojisinin uygulama kolaylığı, travmatik olmayışı, kısa sürede sonuç elde edilebilmesi, ekonomik oluşu ile baş-boyun bölgesi lezyonlarında rahatlıkla kullanılabilecek bir tam yöntemi olduğu sonucuna varılmışta. Elde edilen sonuçlara göre, baş-boyun bölgesinde görülen kistik ve tumoral lezyonların teşhisinde, ince iğne aspirasyon sitolojisinin en az vücudun diğer bölgelerinde görülen lezyonların teşhisinde olduğu kadar başarılı olduğu kanısındayız.58 Anahtar Sözcükler: Baş-boyun bölgesi lezyonları, çene kemiği lezyonları, ince iğne aspirasyon sitolojisi, morfometrik analiz, oral kavite le2yonlan. 59 SUMMARY Evaluation of Contributions of Clinical, Radiological, Cytological, Histological and Morphometrical Methods to Diagnosis of Head and Neck Lesions Preliminary diagnosis of head and neck lesions increases the effectiveness of the treatment. Biopsy is the most accurate method in reaching the diagnosis of these lesions. The majority of the pathologic structures which are seen in oral and maxillofacial region are either cystic or show tendency to be cystic. Lesions, which have been seen in the oral and maxillofacial region have similar clinical and radiological features. However these lesions can be seen as malign and benign, they are aggressive and have a large spectrum with the lesions which are locally invasive. Since they don't have specific clinical and radiological symptoms, it is difficult to diagnose them preoperatively. For an effective treatment, preoperative diagnosis is very important in treatment planning. For this purpose, in this research, for preoperative diagnosis of lesions which are cystic and show tendency to be cystic in head and neck region, clinical, radiological, cytological, histological and morphometrical diagnosis methods are analysed comparatively. The 50 fna (fine-needle aspiration) cytology results were compared with histological results. According to these results, 6 insufficient (12 %), 44 negative (88 %) results were obtained and there was no positive result. Cytologically specific diagnosis were achieved in 41 specimens over a total of 44 negative (93.18 %). These 41 specimens were histopathologically approved (100 %) There were not any complications in fna cytology in this research. The specifity was 100 %, accuracy was 93.18 % and negative predictive value was 100 %. Since there was no malign lesion, there was no sensitivity and positive predictive value. In morphometrical analysis, in keratocysts the number of the cells in aspiration material were much more than in odontogenic cysts and it was seen that the dimension of cytoplasm and nucleus of keratocysts were bigger than odontogenic cysts. In keratocysts, the mean values of both short and long diameters of nucleus were shorter than in odontogenic cysts, however both short and long diameters of cytoplasm were longer. Fna cytology is an effective diagnosis method for head and neck lesions due to its convenience of application, its rapidness, and atraumatical and economical features. According to these results, fna cytology is found to be successful in diagnosis of cystic and tumoral lesions in head and neck region as in diagnosis of the lesions which are seen in other parts of the body.60 Key Words: Fna cytology, head and neck lesions, jaw bone lesions, morphometrical analysis, oral cavity lesions.
Collections