Yeme bağımlılığı ve ilişkili özelliklerin beden kitle indeksine göre incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Obezite gelişmiş ülkelerde olduğu kadar gelişmekte olan ülkelerde de hızla yaygınlaşan bir sağlık sorunudur. Yakın tarihli klinik ve nörobiyolojik araştırmalar, beden kitle indeksindeki (BKİ) artışta bağımlılığı düşündürecek bir sürecin rol oynadığına işaret etmektedir. Bu çalışmada, farklı BKİ sınıflarında yeme bağımlılığı (YB) tanısını incelemek, yaygınlığını belirlemek ve YB ile BKİ arasındaki ilişkiyi, bağımlılıkta daha önce tanımlanmış dürtüsellik ve aşırı istek açısından ele almak amaçlanmıştır.YöntemÇalışma Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim Araştırma Hastanesi'nde olgu kontrol karşılaştırması olarak tasarlanmıştır. Olgu grubu bariatrik cerrahi öncesi dönemde başvuran (morbid obez) hastalardan (n=40) ve kontrol grubu bu hastalarla yaş, cinsiyet ve eğitim durumu açısından eşleşmekte olan diğer BKİ sınıflarında (normal BKİ, preobez, obez) bireylerden (n=155) oluşmaktadır. Sosyodemografik veriler ve yeme alışkanlıklarını sorgulamak için yarı yapılandırılmış klinik görüşme formu kullanılmıştır. YB tanısı Yale Yeme Bağımlılığı Ölçeği (YFAS) ve yeme bağımlılığı için DSM-5 madde kullanım bozukluğu (MKB) tanısından uyarlanmış ölçütler kullanılarak incelenmiştir. Dürtüsellik Barratt Dürtüsellik Ölçeği ile; aşırı yeme isteği Aşırı Yeme İsteği Ölçeği-Kısa Form ve görsel analog skala ile değerlendirilmiştir.BulgularOlgu grubunda YFAS ve uyarlanmış DSM-5 MKB tanı ölçütleri ile incelenen YB yaygınlığı sırasıyla %15 ve %40 bulunmuştur. Bu bulgular DSM-5 ölçütlerinin YB'yi tanımlamakta daha düşük bir eşik oluşturabileceğini, buna karşın YFAS ile bazı olguların gözden kaçabileceğini düşündürmüştür. Belirti sayısına göre belirlenen YB şiddeti, BKİ'deki artış ile pozitif korelasyon göstermekte (ρ=0.56, p<0.01) ve BKİ'deki artışı anlamlı olarak yordayabilmektedir (R2=0.243, p<0.01). YB, daha sık kilo alıp-verme ve diyet denemelerine daha erken yaşta başlama ile, daha şiddetli aşırı yeme isteği epizotları ile ve özellikle olumsuz duygulanımlara eşlik eden emosyonel aşırı yeme ile ilişkili bulunmuştur. Dürtüsellik skorları yeme bağımlılığı şiddeti ile pozitif korelasyon saptanmıştır (ρ=0.56, p<0.01), BKİ ile dürtüsellik arasında korelasyon bulunmamıştır. YB tanısı alan bireylerin %25'inde tıkınırcasına yeme bozukluğu eş tanısı görülmekle birlikte, iki tanının deskriptif açıdan ayrıştığı saptanmıştır.SonuçBulgularımız YB'nın yeme bozukluklarından çok MKB tanı kategorisi içinde yer alabileceğini, obezite sorunu olan bireylerin bir grubunda yeme bağımlılığının, olasılıkla dürtüsel aşırı yeme üzerinden, kilo alımında rol oynadığını düşündürmektedir. Yeme bağımlılığı ve olası klinik yansımalarına, örneğin bağımlılık odaklı müdahale yaklaşımlarına ağırlık vermek, obezite tedavilerinden alınacak yanıtın iyileştirilmesine ve bu bireylerde sağlığın geliştirilmesine katkıda bulunabilir. ANAHTAR SÖZCÜKLER: Yeme bağımlılığı, aşırı yeme isteği, obezite, madde kullanım bozukluğu, yeme bozuklukları Obesity is an escalating epidemic in developed but also developing countries. Recent clinical and neurobiological findings refer to an addictive process contributing to elevated body mass index (BMI). The aim of this study was to identify the prevalence of food addiction (FA) in different BMI classes and to examine the relationship between FA and BMI, with regard to defined pathologies in addiction including impulsivity and craving.Methods A case-control study was designed in Marmara University Pendik Training and Research Hospital. The case group consisted of pre-operative bariatric patients (n=40) and the control group of age, sex and level of education matched individuals (n=155) of other BMI classes (normal, preobese, obese). Sociodemographic data and eating habits were obtained by using a semi-structured interview. FA diagnosis was assessed by the Yale Food Addiction Scale (YFAS) together with a structured interview using an adopted version of DSM-5 substance use disorders criteria. Impulsivity was assessed with the Barratt Impulsivity Scale and craving was assessed with both Food Craving Questionnaire-Short Form and a visual analogue scale. ResultsThe prevalence of FA, as assessed by the YFAS and DSM-5 criteria were 15% and 40 % respectively, implying that DSM-5 criteria might be more permissive in terms of determining FA, whereas YFAS might overlook some cases. FA severity, as defined by symptom count showed significant correlation in between and with the increase in BMI (ρ=0.56, p<0.01) and FA severity can significantly predict the increase in BMI (R2=0.243, p<0.01). FA was significantly associated with more frequent weight-cycling and earlier onset of dieting, more intensive food craving episodes and higher levels of emotional overeating, especially with negative affects. Impulsivity scores correlated positively with the severity of food addiction (ρ=0.56, p<0.01), but not with BMI. Comorbid binge eating was found in 25% of patients diagnosed with FA, but the two diagnoses were descriptively distinct from eachother.ConclusionOur findings suggest that FA could be evaluated under the substance-related and addictive disorders diagnostic category rather than eating disorders. FA contributes to weight gain in a subgroup of individuals with obesity, plausibly through impulsive over-eating. More attention on food addiction construct and its clinical implications such as addiction based-treatments may improve the treatment outcome in obesity and may facilitate health promotion.KEYWORDS: Food addiction, craving, obesity, substance use disorders, eating disorders
Collections