Kronik obstrüktif akciğer hastalığı ve bronşektazi birlikteliği: yeni bir kronik obstrüktif akciğer hastalığı fenotipi olabilir mi?
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
AMAÇ: KOAH ve bronşek¬tazi birlikteliğinin KOAH'lı hastaların tedavi ve prognozları üzerine bir etkisinin olup olmadığını belirlemek amacıyla bu çalışma yapılmıştır.YÖNTEM: Çalışmamız tanımlayıcı, retrospektif arşiv taramasıdır. 99 KOAH hastası ile yapılmıştır. Daha sonra hastalar radyolojik olarak bronsektazi + bronşial kalınlaşması olanlar (58 hasta), bronşektazi olmayanlar (kontrol grubu 41 hasta) olarak gruplara ayrılmıştır. Hastaların dermografik verileri, spirometrik değerleri, kan parametreleri, klinik değerlendirilmeleri hastanemiz hasta kayıt sisteminden kayıt edilmiştir.BULGULAR: Katılan 99 hastanın % 90'ı erkek olup, bronşektazi grubunun yaş ortalaması 64.5, kontrol grubunun yaş ortalaması 67'dir. Gruplar arasında yaş, BMI, cinsiyet ve mMRC skorları açısından farklılık gözlenmemiştir(p>0,05). Pnomoni geçirme oranı bronşektazi grubunda daha fazla belirlenmiştir. Tüberküloz öyküsü olan hastaların bronşektazi olması daha yüksek olarak tespit edilmiştir. Taburcu sonrası 1 ay içinde tekrar yatış bronşektazi grubunda daha fazladır. Evde USOT tedavisi kullanma oranı bronşektazi grubunda daha fazladır. Yoğun bakım yatışı öyküsü bronşektazi grubunda daha fazladır. Grip ve pnomoni aşısı varlığı bronşektazi grubunda daha fazladır. Çalışmamızda hastaların %31,3'ü bakteriler tarafından kolonize olup bunların da % 40'ında(10 hasta) P. aerugiosa ile kolonize olduğu ve bu hastaların 6'sında bronşektazi saptanmıştır. Çalışmamızda 1 yılda yatış sayısı ve yattığı gün sayısı bronşektazi grubunda daha fazladır. Olguların 1 Yıl Sonra ex olanlar bronşektazi grubunda daha fazladır. RDW ve Nötrofil/Lenfosit oranı ortalamaları bakımından iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmaktadır (p<0,05). CRP düzeyi bronşektazi grubunda anlamlı derecede yüksek saptanmış ancak istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Hastaların spırometrik değerleri incelendiğinde bronşektazili hastaların FEV1 % ortalaması, FEV1/FVC % ortalaması değerlerinin kontrol grubuna göre düşük olduğu belirlenmiştir fakat bu durumun istatistiksel anlamı kanıtlanamamıştır(p>0,05). Kan gazı değerlerinde bakılan çıkış karbondioksit değerinin bronşektazili grupta daha yüksek olduğu saptanmıştır. FEV1 ml ile BMI arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmaktadır (p<0,05). Buna göre FEV1 ml ile BMI arasında zayıf pozitif yönde bir ilişki tespit edilmiştir.SONUÇ: KOAH ve bronşektazi birlik¬teliğine orta-ağır evre KOAH'lılarda sık rastlanıldığı ve bu hastaların daha yüksek seviyede PPM (özellikle P. aeruginosa) ve inflamasyon düzeyi ile birlikte daha ağır ve sık alevlenmelere eğilimli oldukları, akciğer fonksiyonlarının daha kötü olduğu, en önemlisi mortalite oranlarının daha yüksek olduğu belirlenmiştir. KOAH hastalarında bronşektazi varlığında tedavide güncel klasik KOAH tedavisinin uygulanmasına ek olarak bronşektazi tedavi programlarının da eklenmesi gerekmektedir. OBJECTIVE: This study was conducted to determine whether the association of COPD and bronchiectasis has an effect on the treatment and prognosis of COPD patients.METHODS: Our study was a descriptive, retrospective archive scan. A total of 99 COPD patients were enrolled. Patients were divided into groups as radiologically bronchial thickening (58 patients) and non-bronchiectasis patients (control group: 41 patients). Dermographic data, spirometric values, parametres, clinical assessments were recorded from our patient registry.RESULTS: Of the 99 participating patients, 90% were male, the mean age of the bronchiectasis group was 64.5 and the control group was 67. There were no differences in terms of age, BMI, sex, and mMRC scores among the groups (p> 0,05) Patients with tuberculosis tumors were found to have a higher incidence of bronchiectasis. Re-admission is more frequent in the bronchiectasis group within 1 month after discharge. The rate of using USOT treatment at home is higher in the bronchiectasis group. Intensive care admission is more common in the bronchiectasis group. Influenza and pneumonia vaccine presence is greater in the bronchiectasis group. In our study, 31.3% of the patients were colonized by bacteria and 40% (10 patients) of them were colonized with P. aerugiosa and bronchiectasis was detected in 6 of these patients. In our study, the number of hospitalizations per day and the number of days of hospitalization were higher in bronchiectasis group. After 1 year, the cases were more common in the bronchiectasis group. There was a statistically significant difference between the two groups in terms of RDW and neutrophil / lymphocyte ratio averages (p <0.05). CRP levels were significantly higher in the bronchiectasis group but not statistically significant. When the spirometric values of the patients were examined, it was determined that the FEV1% averages and the FEV1 / FVC% averages of the bronchiectasis patients were lower than the control group, but this statistic was not proved statistically (p> 0,05). Blood gas values were found to be higher in the bronchiectasis group. There was a statistically significant relationship between FEV1 ml and BMI (p <0.05). Accordingly, a relationship between FEV1 ml and BMI was found to be weakly positive.CONCLUSION: The association of COPD and bronchiectasis was more frequent in moderate-to-severe COPD patients, and the higher levels of PPM (especially P. aeruginosa) and inflammation were more likely to be associated with heavier and more frequent exacerbations and lung function was worse, above all the mortality rates were found to be higher. In the presence of bronchiectasis in COPD patients, in addition to the application of current classical COPD treatment, bronchiectasis treatment programs should be added.
Collections