Hastanemiz örneğinde hemoptizi nedenleri, tanısal yöntemler ve mortaliteyi etkileyen faktörler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş: Hemoptizi altta yatan çok çeşitli etyolojik nedenlerle ortaya çıkan, acil olarak tedavi edilmesi gereken ciddi bir semptomdur. Kanamanın nedenini ve yerini saptamak ve hızla doğru tedavi yöntemini seçmek hayati önem taşır. Ülkemizde son yıllarda yaşam şartlarında düzelmeler ve sağlık uygulamalarındaki gelişmeler hemoptizi nedenlerinde de değişime yol açmaktadır. Hemoptizinin etyolojisini, cinsiyetler arası ve klinik gidiş farklılıklarını vurgulayan araştırmalar yetersizdir. Çalışmamızda gelişmekte olan ülke örneğinde hemoptizi yakınması ile yatan hastalarda en sık etyolojik nedenlerin ve cinsiyete göre farlılıklarının belirlenmesi birincil olarak araştırıldı. Ayrıca etyolojik nedenlerin saptanmasında tanı yöntemlerinin değeri ve klinik seyirle ilişkili faktörlerin kısa ve uzun dönemde mortaliteye etkisinin saptanması amaçlandı. Metod: Haziran 2012 ve Mart 2016 tarihleri arası S.B.Ü Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde kiniğimize yatışı yapılan hastaların kayıtları otomasyon sisteminden retrospektif olarak tarandı. 18 yaş altı ve 90 yaş üstü hemoptizi yakınması olmayan postero anterior akciğer grafisi (PAAG) olmayan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Hastaların biyokimyasal tetkikleri, ilaç kullanım öyküleri, ek hastalıkları, kanama miktarları, yaşam süreleri, akciğer grafileri, fiberoptik (FOB) ve rijid bronkoskopİ (RB), bilgisayarlı tomografi (BT) bulguları, rekürren yatış ve kanama olup olmadığı ve en son etyolojik tanıları, tanı araçları ve uygulanan tedavi yöntemleri kaydedildi. Rekürrens gösteren olguların özellikleri, kullanılan tedavi yöntemlerinin hangisinde daha sık görüldüğü kaydedildi.Bulgular: Toplam 400 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların yaş ortalaması 55±16 idi. Hastaların %22'si kadın %78'i erkekti. Hemoptizi miktarlarına bakıldığında hastalarda en sık %69.7 oranı ile submasif kanama izlendi. Hemoptizi nedenleri en sık malignite (%22.8), sekel tüberküloz (%19) ve bronşiektazi (%14) idi. Aktif tüberküloz ise altıncı sıradaydı. Hafif ve masif hemoptizilerin en sık nedeninin sırayla %25.8 ve %31.3 oranı ile malignite olduğu belirlendi. Kadınlarda en sık etyolojik neden bronşiektazi (%28.4) iken; sekel tüberküloz ve malignite olgularında rekurrensin daha sık olduğu saptandı. Çalışmamızda antikoagülan kullanımı (%10.8) dördüncü sıklıkta kadınlarda ise ikinci (%14.8) sıklıkta görülen etyolojik nedendi. FOB yapılan hastaların %24.8'İnde; RB yapılan hastaların da %52.6'sında kesin tanıya ulaşıldı. En etkili tanı aracının bilgisayarlı tomografi ve bronkoskopi kombinasyonu olduğunu düşünüldü. Hastaların %15.7 sine tanı konulamadı. Hastalarımızın %88.8'inde medikal tedavi ile kanama kontrolü sağlandı. Bronşiyal arter embolizasyonu yapılan olgularımızda rekürrens oranımız %61.8 iken başarı oranımız %76.5 idi. Endobronşial tedavi uygulanmış olan yedi hastanın, dördünde (%57.1) rekürrens görüldü. Masif hemoptizili hastaların mortalite oranı %12.5 (4/32) iken, toplam 4 hasta kanama ile kaybedildi (%1). Malignite olgularının mortalitesi yüksek saptandı. Surviyi olumsuz yönde en çok etkileyen faktörlerin 65 yaş üstü olmak, Kronik obstruktif akciğer hastalığı, diyabetes mellitus ve malignite varlığı olduğu saptandı.Sonuç: Çalışmamızda değişen yaşam koşullarının hemoptizi etiyolojisinde de değişimlere yol açtığı saptandı. Daha önceki çalışmalarda aktif tüberküloz (tbc) birincil neden olurken malignitelerin ilk sırayı aldığı izlendi. Kadınlarda bronşektazi en sık hemoptizi nedeniyken erkek popülasyonda ise akciğer kanserleri ve akciğerin metastatik tutulumları en sık nedendi. Hemoptizilerin ancak beşte biri kadınlarda görülürken, kadınlarda hemoptizinin nedenlerinde malignite yerine bronşiektazinin ilk sırayı almasında ülkemizde sigara içen kadınların erkeklerden daha az olması ile ilişkili olabileceğini, mortalitenin yüksek olduğu olguların malignite tanılı hastalarda gözlenmesi bu hastaların takibinin işlem imkanı olan ünitelerde yapılması ile kanamaya bağlı ölümlerin önlenebileceğini düşündürdü.Anahtar Kelimeler: Hemoptizi, Malignite, Tüberküloz Introduction: Hemoptysis is a serious symptom that should be treated urgently, with a variety of underlying etiologic causes. It is crucial to identify the cause and location of the hemoptysis and to choose the correct treatment method quickly. Improvements in living conditions in recent years in our country and developments in health practices lead to changes in hemoptysis causes. Research that emphasizes etiology of hemoptysis, gender differences and clinical course differences is inadequate. In our study; in the case of our country in the category of developing countries; the most frequent etiologic factors and the etiological differences between the sexes in our patients with hemoptysis complaints are the first objective. It was also aimed to determine the value of diagnostic methods in determining etiologic causes and the short and long term mortality effect of the factors related to clinical course.Methods: Between June 2012 and March 2016, the records of the patients who were admitted to our hospital in S.B.Ü Yedikule Chest Diseases and Chest Surgery Training and Research Hospital were retrospectively scanned from the automation system. Patients without posteroanterior chest X-ray who were under 18 and over 90 years of age werw not included in the study. Patient biochemical tests, drug use histories, additional diseases, bleeding quantities, life time, chest radiographs, fiberoptic (FOB) and rigid bronchoscopy (RB), computed tomography findings, recurrence hospitalization and recurrence bleeding, diagnostic tools and treatment methods were recorded. The characteristics of recurrent cases were recorded.Findings: A total of 400 patients were included in the study. The average age of the patients was 55.34. 22% of the patients were women and 78% of the patients were male. The most frequent was submassif bleeding (69.7%) in the patients. The most common causes of hemoptysis were malignancy (22.8%), sequel tuberculosis (19%) and bronchiectasis (14%). Active tuberculosis was in sixth place. The most frequent cause of mild and massive hemoptysis was malignancy in 25.8% and 31.3%, respectively. The most frequent etiological cause in women was bronchiectasis (28.4%); hemoptysis recurrence was more frequent in patients with sequelae tuberculosis and malignancy. In our study, the use of anticoagulant (10.8%) was the fourth most common etiologic cause of hemoptysis and the second most common etiologic cause was in women (14.8%). In 24.8% of patients with FOB; A definite diagnosis was reached in 52.6% of patients with RB. The most effective diagnostic tool was thought to be a combination of computed tomography and bronchoscopy. 15.7% of the patients could not be diagnosed. In 88.8% of our patients, bleeding control was provided by medical treatment. In our patients with bronchial artery embolization, recurrence rate was 61.8% and success rate was 76.5%. Seven patients who received endobronchial therapy had recurrence in four (57.1%). While the mortality rate of massive hemoptysis patients was 12.5% (4/32), 4 patients died due to bleeding (1%). The mortality of malignant cases was high. Survival was found to be the most influential factors over the age of 65, chronic obstructive pulmonary disease, diabetes mellitus and malignancy.Conclusion: It has been determined that the changing living conditions in our study lead to changes in hemoptysis etiology. Previous studies have shown that active tuberculosis is the primary cause while malignancies receive the first order. In women, bronchiectasis was the most common cause of hemoptysis, whereas in the male population, lung cancers and metastatic involvement of the lungs were the most common. While the rate of female patients is about 1/4; the first order of bronchiectasis instead of malignancy in the etiology of hemoptysis in women; it may be related to the fact that smokers in our country are fewer than men. Observation of cases with high mortality in patients with malignancy; making it possible to prevent blood-related deaths by following these patients in units capable of treatment.Key Words: Hemoptysis, Malignancy, Tuberculosis
Collections