KOAH tanılı hastalarda stabil dönemde saptanan eozinofil düzeyi ve alevlenme arasındaki ilişki
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
GİRİŞ: Son yıllarda kan eozinofil sayısının KOAH alevlenmelerinin engellenmesinde seçilecek farmakolojik ajanlara yol gösterebileceğine yönelik veriler mevcuttur. Buna ek olarak, yapılan bazı çalışmalar sonucunda yüksek kan eozinofil düzeylerinin sık alevlenmeyi öngörebildiği gösterilmiştir. GOLD 2019 raporunda, alevlenmelerin önlenmesinde inhaler kortikosteroidlerin etkinliğini tahmin etmek için bir biyobelirteç olarak kan eozinofil sayısının kullanılması önerilmektedir. Bununla birlikte, eozinofil düzeylerinin alevlenme sıklığındaki ve tedaviyi yönlendirmedeki etkisine dair yeni çalışmalara gereksinim olduğu belirtilmektedir.AMAÇ: KOAH tanılı hastalarda stabil dönemde saptanan eozinofil düzeyi ile alevlenme sıklığı arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır.MATERYAL-METOD: Çalışmamıza 1 Mart 2018 - 1 Temmuz 2018 tarihleri arasında SBÜ İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları polikliniğine başvuran stabil dönemdeki 153 KOAH tanılı hasta dahil edilmiştir. Hastaların demografik verileri, tedavi bilgileri, SFT ve hemogram bulguları, çalışmaya dahil edildiklerindeki mMRC ve CAT skorları ile 6 dakika yürüme testi sonuçları kaydedilmiş, geçtiğimiz 1 yıl içindeki alevlenme öyküsü sorgulanmıştır. Hastalar çalışmaya alındıktan sonraki 3. ve 6. aylarda tekrar değerlendirilmiş ve bu süre içindeki alevlenme öyküsü sorgulanmıştır. Ayrıca hastaların bu dönemlerdeki mMRC ve CAT skorları da kaydedilmiştir.BULGULAR: Hastalar eozinofil sayı ve yüzdelerine göre gruplara ayrıldığında, eozinofil sayısı 250'nin veya eozinofil yüzdesi 2,5'in altında olan hastaların alevlenme geçiren grupta olma oranı, alevlenme geçirmeyen grupta olma oranına göre daha yüksek (sırasıyla p=0,043, p=0,011) bulundu. Bununla birlikte, eozinofilik grupta (eozinofil yüzdesi ≥ %2,5) LABA/İKS tedavisi alan hastaların LABA/LAMA tedavisi alanlara göre daha daha sık alevlenme geçirdiği görüldü (p=0,013). Ayrıca GOLD evrelemesine göre semptom skoru yüksek olan hastaların (Grup B+D) NLO değeri, semptom skoru düşük olan (Grup A+C) hastalara göre daha yüksek bulundu (p=0,05). SONUÇ: KOAH tanılı hastalarda stabil dönemde saptanan eozinofil düzeyi, alevlenme durumu ile ilişkilidir ve eozinofilik olmayan hastalar (Eozinofil sayısı <250, eozinofil yüzdesi <%2,5) daha sık alevlenmektedir. Eozinofilik hasta grubunda İKS içeren tedavi alan hastalar daha sık alevlenmektedir. Ayrıca, NLO değeri yüksek olan hastaların GOLD evrelemesinde semptom skoru yüksek olan gruplarda olma ihtimali daha yüksektir ancak bu konuda daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.ANAHTAR KELİMELER: KOAH, eozinofil, alevlenme, inhaler kortikosteroid BACKGROUND: In recent years, there is evidence that the count of blood eosinophils may lead to the selection of pharmacological agents in the prevention of COPD exacerbations. In addition, some studies have shown that high blood eosinophil levels can predict frequent exacerbations. GOLD 2019 report recommended that the blood eosinophil count can be used as a biomarker to predict the efficacy of inhaled corticosteroids for preventing the exacerbations. However, it's suggested that further studies are needed for the effect of eosinophil levels on the frequency of exacerbations and the management of treatment. AİM: The aim of our study to determine the relationship between eosinophil levels and exacerbation frequency in patients with COPD. MATERIAL-METHOD: A total of 153 patients with COPD who were admitted to the outpatient clinic of Yedikule Chest Diseases Hospital between 1 March 2018 and 1 July 2018 were included in the study. Demographic data, treatment data, PFT and hemogram findings of the patients, and the results of the mMRC and CAT scores and 6-minute walking test were recorded when they were included in the study, also the patients were asked about the exacerbations in last 1 year. The patients were reevaluated at the 3rd and 6th months of the study and the frequency of exacerbations during these periods was questioned. In addition, the results of the patients' mMRC and CAT scores in these visits were recorded.RESULTS: When the patients were divided into groups according to the eosinophil counts and percentages, the rate of being in the exacerbation group of patients whose eosinophil count of <250 or eosinophil percentage < %2.5 was higher than being in the group without exacerbation (p=0,043, p=0,011, respectively). However, the patients who received LABA / ICS treatment from eosinophilic group (% eoinophils ≥ 2.5%) experienced more frequent exacerbations than those who received LABA / LAMA treatment (p = 0.013). In addition, with the GOLD staging, the NLR of the patients with a high symptom score (Group B + D) was higher than the patients with a low symptom score (Group A + C) (p = 0.05).CONCLUSION: The level of eosinophil detected in the stable period in patients with COPD is associated with exacerbation and non-eosinophilic patients (eosinophil count <250, eosinophils <2.5%) are more frequently exacerbated. In the eosinophilic group, the patients who received the treatment include ICS are exacerbate more frequently. Furthermore, patients with high NLO levels are more likely to be in groups with high symptom scores in GOLD staging, but further studies are needed.KEY WORDS: COPD, eosinophil, exacerbation, inhaler corticosteroid
Collections