KOAH akut atak ve toplum kökenli pnömonide c-reaktif protein düzeylerinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
KOAH çeşitli inflamasyon hücrelerinin ve değişik inflamasyon aracılarının rol oynadığı kompleks kronik inflamatuar bir hastalıktır. Öncelikli olarak akciğerleri etkilese de KOAH'daki inflamasyon sürecinin sistemik yansımaları bulunmaktadır. Pnömoni güçlü bir inflamatuar cevap oluşturur. İnfeksiyon etkeni veya ürünlerinin uyarısıyla aktive olan makrofajlar salgıladıkları sitokinlerle (TNF, IL-1, IL-6) bu akut faz yanıtını başlatırlar. KOAH ve pnömonide inflamasyonun tespitinde birçok yöntem bulunmaktadır ancak maliyet ve/veya ulaşılamama nedeni ile inflamasyon belirteci olarak kullanılabilecek kolay ulaşılır, ucuz, tekrarlanabilir testlere ihtiyaç vardır. Serum CRP ölçümleri bu yöntemlerden biridir.Çalışmamızda KOAH akut atak ve TKP tanılı servis ve yoğun bakım hastalarında serum CRP düzeylerini belirlemeyi ve hastalık ağırlığı ve prognozu ile ilişkili olup olmadığını saptamayı amaçladık.Çalışmamızın sonucunda daha önce yapılan çalışmalarla uyumlu olarak serum CRP düzeyi; yoğun bakım hasta grubunda servis grubuna göre ileri düzeyde anlamlı yüksek bulunmuş olup, ex olan hastalarda da olmayanlara göre CRP düzeyi anlamlı yüksek saptandı. Tespit ettiğimiz bu yükseklik doğrudan hastalığa eşlik eden sistemik inflamasyonla bağlantılı gelişen bir durum olarak değerlendirilebilir ve hastalarda prognozu gösterebilir.Çalışmamızda hemokültürde üreme olan hastalarda üreme olmayanlara göre CRP düzeyi anlamlı yüksek olması septisemi-bakteyemiye bağlı olabileciği için yine prognozla ilişkisi desteklemektedir.Çalışmamızda diğer çalışmalardan farklı olarak KOAH ve TKP hastalarında hastalığın ağırlığı (evresi) açısından CRP düzeyleri kıyaslandığında anlamlı bir fark saptanmamıştır. Bu sonucun çalışmaya alınan TKP grubundaki hasta sayısının az olması ve KOAH VE TKP hastalık ağırlığına göre belirlenen subgrup sayılarının azlığı ile ilişkili olabileceği düşünüldü. Bu yönden geniş hasta sayılı yeni çalışmalara ihtiyaç olduğu düşünüldü.Çalışmamızda balgam NSKA'da üreme olup olmaması ve üreyen etkene göre CRP kıyaslandığında anlamlı bir fark saptanmamış olup balgam kalitesi açısından bakılan pnl sayısı ile CRP düzeyi arasında pozitif korelasyan bulunmuştur. Bu konuda üreme olmayan hastaların kaliteli balgam verememesi veya viral-atipik gibi ajanların etken olabileceği, üreme olmayanların bir kısmında da üreyen etkenin kolonizasyon olabileceğini düşünüyoruz.Sonuç olarak serum CRP düzeyinin, KOAH akut atakta ve TKP'de sistemik inflamasyon belirteci olarak ve prognozu tahmin etmede kullanılabileceğini önerebiliriz. Hastalığın ağırlığını ve evresini göstermesi yönünden ise olgu sayısının daha fazla olduğu subgrubların da yeterli sayıda bulunduğu özel besiyeri ve serolojininde kullanıldığı geniş kapsamlı çalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünmekteyiz. Chronic obstructive pulmonary disease (COPD) is a complex chronic inflammatory disease that different inflammatory cells and inflammatory mediators play an important role. Although lungs are primarily the effected organs, COPD is actually a systemic inflammatory disease. Pneumonia creates a strong inflammatory response. With the stimulation of the infectious agents and their products activated macrophages secrete cytokines such as TNF, IL-1 and IL-6 and initiate the acute-phase response. There are several methods in the detection of inflammation in COPD and pneumonia. However, due to the costs and/or inability to get accessible causes cheap, easily accessible and repeatable diagnostic tools are needed that can be used as a marker of inflammation. Serum C-reactive protein (CRP) is one of such methods. In our study, we aimed to determine whether CRP levels are predictive indicator for disease severity and prognosis in hospitalized patients with Community-acquired pneumonia (CAP) and patients with COPD during acute exacerbation (AECOPD). In our study, in consistent with previously reported studies, serum CRP levels of patients in intensive care were significantly higher than those of patients in the regular ward and serum CRP levels were significantly higher in non-survivors compared to survivors, as well. These results can be considered as a developing condition associated with systemic inflammation that accompanies the disease, and may indicate the prognosis. In our study, significantly higher serum CRP levels in hemocultures positive groups may be associated with septicemia-bacteremia also support the relationship with the prognosis.In contrast to previously reported studies, we did not find any difference in serum CRP levels of patients with COPD and CAP in terms of severity (stage) of illness. This result may be related to the small sample size in CAP group and also small sample size in CAP and COPD groups according to severity (stage) of illness. Thus, further studies with large number of patients are needed for this aspect. Although, no significant difference was observed in CRP levels among isolated bacterial species, positive correlation was found between CRP values and the intensity of polymorphonuclear leukocytes (PNL) in sputum. We think that these results may be related to unable to provide quality sputum in culture negative patients or may be related to the viral-atypical agents and also related to the colonization in culture positive group. In conclusion, we suggest that serum CRP levels can be used as a predictive inflammatory marker for diagnosis and prognosis. Further prospective studies with sufficient number of subgroups with using the private media and serology are needed to demonstrate the severity and stage of the illness.
Collections