Akciğer kanserli olgularda D-dimer düzeyi pulmoner tromboemboli tanısını predikte eder mi?
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Akciğer kanserinde pulmoner tromboemboli (PTE) gelişme riski yüksektir. PTE kanserin mortalite ve morbiditesini artırdığından erken tanı ve tedavi çok önemlidir. D-dimer, hem kanser, hem de PTE'de yüksek seyreden, kanseri olmayan olgularda PTE açısından negatif prediktif değeri yüksek olan bir parametredir. Çalışmamızda, akciğer kanserli PTE kuşkulu olgularda d-dimer düzeyinin tanısal katkısının belirlenmesi amaçlandı.Gereç Yöntem: Hastanemizde 2012-2017 yılları arasında akciğer kanseri tanısıyla izlediğimiz olgular 'retrospektif' olarak incelendi. PTE saptanan 126 kanser olgusu çalışmaya alındı. Akciğer kanseri olup PTE'si olmayan 101 olgu kontrol grubunu oluşturdu. Ekstrapulmoner malignitesi, romatolojik, kronik renal, hepatik hastalığı, gebelik ve enfeksiyonu olan, kontrol grubunda ayrıca, kalp hastalığı, derin ven trombozu (DVT) bulunan, kanda ProBNP değeri yüksek olan olgular dışlandı. Olguların demografik verileri ve kan d-dimer düzeylerine ek olarak, komorbiditeleri, rutin laboratuvar değerleri, tümörün histolojik tipi, evresi, eşlik eden DVT ve ek risk faktörü varlığı kaydedildi. Bulgular: Çalışmaya toplam 227 akciğer kanseri olgusu alındı. PTE'li grupta 126 olgunun 102'si (% 81) erkek, 24'ü (% 19) kadın olup yaş ortalaması 61,5 (± 8,91) idi. Kontrol grubundaki 101 olgunun 84'ü (% 83,2) erkek, 17'si (% 16,8) kadın olup yaş ortalaması 62,5 (± 8,72) idi. Gruplar arasında yaş, cinsiyet, kanser evresi, komorbidite açısından istatistiksel anlamlı fark saptanmadı (p>0,05). D-dimer düzeyleri karşılaştırıldığında PTE grubunda d-dimer düzeyi ortalama 4910,67± 5665 ng/dl (median 2916; min. 169- max. 45000 ng/ml) iken, kontrol grubunda ortalama 1917,78± 2122 ng/dl (median 1196; min. 44- max. 1000 ng/ml) bulundu (p<0.05). PTE ile birlikte seyreden akciğer kanseri için 'cut off' değeri belirlenebilirliğine bakıldı. ROC analizinde AUC: 0.726, sensitivite % 67, spesifite % 66,3 bulundu. Anlamlı bir 'cut off' değeri belirlenemedi. PTE'li grupta hemoglobin, hematokrit, protein, albümin, PaCO2, PaO2 düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı düşüklük saptanırken, lökosit, pH, CRP değerlerinde yükseklik saptandı (p<0.05). Sonuç: Akciğer kanserli olup PTE gelişen hastalarda d-dimer değerleri yüksek seyretse de, tanıda yol gösterici olacak bir 'cut off' değeri saptanamamıştır.Anahtar Kelimeler: Akciğer kanseri, D-dimer, pulmoner tromboemboli, PTE Does d-dimer level predict pulmonary thromboembolism diagnosisin patients with lung cancer?Aim: Lung cancer has a high risk of developing pulmonary thromboembolism(PTE). Because PTE increases the mortality and morbidity of the cancer, earlydiagnosis and treatment is very important. D-dimer is a parameter that has highlevels at both cancer and PTE, with high negative predictive value for PTE inpatients without cancer. In our study, we aimed to determine the diagnosticcontribution of d-dimer level in patients with lung cancer, suspected pulmonarythromboembolism.Materials and Methods: The cases followed-up with lung cancer diagnosisbetween 2012-2017 were examined retrospectively. A total of 126 cancer patientsdiagnosed with PTE were included in the study. A total of 101 lung cancer patientswithout PTE formed control group. The cases with extrapulmonary malignancy,rheumatic, chronic renal, hepatic disease, pregnancy and infection and in controlgroup, additionally, patients with cardiac disease, deep vein thrombosis (DVT) andhigh ProBNP value in blood were excluded. In addition to demographical findingsand blood d-dimer levels of cases; comorbidities, routine laboratory values,histologic type of tumour, accompanied DVT and additional risk factor presencewere reported.Results: A total of 227 lung cancer patients were included in the study. In the groupwith PTE, consisting of 126 cases, 102 cases were male (81%), 24 were female(19%) and mean age was 61,5 (± 8,91) years. In control group, consisting of 101cases, 84 of cases were male (83,2%), 17 were female (16,8%) and mean age was62,5 (±8,72) years. No statistically significant difference was identified between XIIIgroups with regard to age, sex, cancer stage and comorbidity. While mean level of ddimer was 4910,67± 5665 ng/dl in PTE group (median 2916; min. 169- max. 45000ng/dl), mean level was 1917,78± 2122 ng/dl in control group (median 1196; min. 44-max. 1000 ng/dl) (p<0.05). For lung cancer accompanied with PTE; determinabilityof `cut off` value was checked. In ROC analysis, AUC was 0.726, with sensitivity67% and specifity 66,3%. A significant `cut off` value could not be identified. Ingroup with PTE hemoglobin, hematocrit, protein, albumin, PaCO2, PaO2 levels weresignificantly lower; leucocyte, pH, CRP levels were significantly higher than thecontrol group (p<0.05).Conclusion: Although d-dimer values were higher in lung cancer patients, whodeveloped PTE, no `cut off` value was determined as predictive for diagnosis ofPTE.Keywords: Lung cancer, d-dimer, pulmonary thromboembolism, PTE
Collections