Serebral palsili çocuklarda alt ekstremite robotik rehabilitasyon tedavisinin spastisite ve elektrofizyolojik bileşenleri ile fonksiyonel bağımsızlık üzerine etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Araştırmanın amacı SP tanılı hastalarda konvansiyonel fizik tedaviyeek olarak uygulanan alt ekstremite robotik rehabilitasyon tedavisinin spastisite vefonksiyonel durum üzerine etkisini araştırmaktır.Materyal ve Metod: Araştırmaya T.C. Sağlık Bakanlığı Ankara Fizik Tedavive Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Pediatrik RehabilitasyonÜnitesi'nde, Şubat 2016-Mayıs 2016 tarihleri arasında yatarak rehabilitasyonprogramına alınan, pediatrik nörolog tarafından serebral palsi tanısı konulmuş 30 hastaalındı. Çalışmaya 3-16 yaş arası, femur uzunluğu >25 cm olan, son 1 ay içerisinde altekstremite kaslarına botilinum toksin enjeksiyonu uygulanmamış, son 1 ay içerisindealt ekstremitede ortopedik operasyon yapılmamış olan, ciddi sistemik hastalık öyküsüolmayan, alt ekstremitelerde kırık öyküsü olmayan, alt ekstremitelerde cilt lezyonu veaktif cilt enfeksiyonu olmayan, alt ekstremitelerde ciddi kontraktürü olmayan,kooperasyon kurulabilen SP tanılı çocuklar dahil edildi. Çalışmaya dahil olan tümhastalar konvansiyonel fiziksel tıp ve rehabilitasyon tedavisi ve bu programa ek olarakher bir seans 45 dakika olmak üzere RoboGait eksoskeleton egzersiz robotunda 10seanstan oluşan alt ekstremite robotik rehabilitasyon tedavi programına alındı.Hastaların tedavi öncesi ayrıntılı olarak hastalık ilişkili anamnezleri alınıp, ayrıntılıkas iskelet sistemi ve nörolojik sistem muayenesi yapıldı. Hastaların tedavi öncesi vesonrası spastisitesi Modifiye Ashworth Skalası ile, fonksiyonel durumu tedavi öncesive sonrası Pediatrik Fonksiyonel Bağımsızlık Ölçeği (PFBÖ) ve Kaba MotorFonksiyon Sınıflama Sistemi ölçeği (KMFSS) ile, selektif motor kontrol seviyesi Boyd& Graham Skalası ve Modifiye Trost Skalası ile değerlendirildi. Bunlara ek olarakhastalarda tedavi öncesi ve sonrası EMG ile Hoffman refleksi (latans, amplitüd, H/Moranı) değerlendirildi.Bulgular: İncelenen 30 hastanın yaş ortalaması 8,62±3,83 (min:3-maks:15) yılolup 15'i (%50) kız, 15'i (%50) erkekti. Hastaların tanı yaşı ortalaması 1,55± 0,78(min:0-maks:3) yıldı. Etiyolojide %29,9'unda multifaktöriyel, %26,6'sında pretermeylem, %16,7'sinde asfiksi, %6,7'sinde kernikterus, %6,7'sinde konvulziyon,%6,7'sinde mekonyum aspirasyonu ve %6,7'sinde serebral lezyon tespit edildi.Hastaların %46,7'si spastik bilateral hemiplejik tipte, %30,0'u spastik diplejik tipte,%20,0'si spastik hemiplejik tipte ve %3,3'ü mikst tipte idi. Hastaların boy uzunluğuortalaması 125,03±19,51 (min:89-maks:165) cm, vücut ağırlığı ortalaması 26,29±10,77 (min:11,3-maks:50,0) kg,VKİ rtalaması 16,09±2,49 (min:12,3-maks:20,8) kg/m2'ydi. İncelenen hastaların %46,7'sine herhangi bir ortopedik girişimyapılmazken %20,0'ına bir kez, %33,3'üne ise birden çok kez ortopedik girişimyapılmıştı. %33,3'üne daha önce hiç botilinum toksini uygulanmamışken, %33,3'ünebir kez, %33,3'üne ise birden çok kez botilinum toksini uygulanmıştı. Hastalarınfonksiyonel durumu, tedavi öncesine göre tedavi sonrası KMFSS'ye göre anlamlıdeğişiklik göstermezken (p>0,05); PFBÖ'ye göre istatistiksel olarak anlamlı düzelmegösterdi (p<0,01). Tedavi sonrası selektif motor kontrolde düzelme istatistiksel olarakanlamlı değildi (p>0,05). Hastaların tedavi öncesine göre tedavi sonrası ayak bileğiplantar fleksör kaslarına ait MAS skoru ile alt ekstremite bileşik MAS skoru anlamlıolarak düşerken (p<0,05), kalça fleksörleri, kalça adduktörleri, diz fleksör veekstansörleri ile ayak bileği dorsifleksörlerindeki değişim istatistiksel olarak anlamlıdeğildi (p>0,05). Olguların tedavi öncesine göre tedavi sonrasında R1 ve R2 poplitealaçılarında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde azalma görüldü (sırasıyla p=0,007,p=0,002). İncelenen hastalarda tedavi öncesine göre tedavi sonrası H refleksi latansıve amplitüdü ile H/M oranındaki değişim istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>0,05).Ortopedik girişim yapılan ve yapılmayanlar arasında hem tedavi öncesindeki hem detedavi sonrasındaki R1 ve R2 popliteal açıları, H refleksi latansı, H refleksi amplitüdü,H/M oranı ve PFBÖ skoru açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı(p>0,05). Ortopedik girişim yapılan ve yapılmayan hastalar arasında H/M oranı farkı,H amplitüd ve latans farkı açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı (sırasıylap=0,017, p=0,034, p=0,019). İncelenen hastalardan botilinum toksini uygulanan veuygulanmayanlar arasında hem tedavi öncesinde hem de sonrasında R1 ve R2 poplitealaçıları, H refleksi amplitüdü, H refleksi latansı, H/M oranı ve PFBÖ skoru açısındanistatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p>0,05).Sonuç: Çalışmamızın sonuçları serebral SP'li çocuklarda konvansiyoneltedaviye ek olarak uygulanan alt ekstremite robotik rehabilitasyon tedavisinin, altekstremitelerde spastisiteyi azalttığını ve çocuğun fonksiyonel kapasitesini artırdığınıgöstermiştir. Sonuç olarak; alt ekstremite robotik rehabilitasyon uygulamasının etkinbir tedavi modalitesi olduğunu ve uygun hastalarda uygulanan rehabilitasyonprogramına eklenmesi gerektiğini düşünmekteyiz.Anahtar Kelimeler: Serebral palsi; Rehabilitasyon; Robotik; Spastisite; Fonksiyonel;H refleksi Objective: To investigate the effect of lower extremity robotic rehabilitationtherapy (LERRT) in addition to conventional physical therapy on spasticity andfunctional status in patients with CP.Materials and Methods: We studied on 30 patients with cerebral palsydiagnosed by the pediatric neurologist who were admitted to the inpatientrehabilitation program between February 2016 and May 2016 at the T.C. AnkaraPhysical Therapy and Rehabilitation Training and Research Hospital PediatricRehabilitation Unit. The subjects were 3-16 years of age with femur length> 25 cm,no botulinum toxin injection to the lower extremity muscles in the last 1 month, noorthopedic operation in the lower extremity in the last 1 month, no severe systemicdisease on the lower extremity, with no skin lesions in the limbs ,active skin infectionsor severe contracture in the lower extremities. All patients included in the study weresubjected to conventional physical medicine and rehabilitation therapy and in additionto this program, a 45-minute session of robotic rehabilitation therapy was performedon the lower extremity consisting of 10 seans in the RoboGait exoskeleton exerciserobot. Patients had detailed disease-related anamnesis before treatment, detailedmusculoskeletal and neurological examination. Before and after treatment, spasticitywas assessed with Modifiye Ashworth Scale, functional status was assessed withPediatric Functional Independence Measure (WeeFIM) and Gross Motor FunctionClassification System Scale (GMFCS), The selective motor control level was assessedusing the Boyd & Graham Scale and the Modified Trost Scale. In addition, EMG andHoffman reflexes (latency, amplitude, H / M ratio) were evaluated before and aftertreatment in patients.Results: The mean age of the 30 patients examined was 8,62 ± 3,83 (min: 3-max: 15) years and 15 (50%) were female and 15 (50%) were male. Mean age ofdiagnosis of the patients was 1,55 ± 0,78 (min: 0-max: 3) years. The etiology wasmultifactorial in 29.9%, prematurity in 26.6%, asphyxia in 16.7%, kernicterus in 6.7%,convulsions in 6.7%, meconium aspiration in 6.7% and 6.7% had cerebral lesions.46.7% of the patients were spastic bilateral hemiplegic type, 30.0% were spasticdiplegic type, 20.0% were spastic hemiplegic type and 3,3% were mixed type. Theaverage height of the patients was 125,03 ± 19,51 (min: 89-max: 165) cm, body weightaverage was 26,29 ± 10,77 (min: 11,3-max: 50,0) and body mass index (BMI) average was 16, 09 ± 2.49 (min: 12.3-ax: 0.8) kg / m 2. Of the patients examined, 46.7%id not have any orthopedic intervention, 20.0% performed once, and 33.3% hadmultiple orthopedic interventions. 33,3% had never been treated with botulinum toxin,33,3% once and 33,3% had botulinum toxin more than once. According to GMFCS,the functional status of the patients did not show any significant change after LERRTcompared to pre-LERRT (p> 0,05); there was statistically significant improvementaccording to WeeFIM (p <0,01). The improvement in selective motor control aftertreatment was not statistically significant (p> 0.05). The MAS score of ankle plantarflexor muscles and the lower extremity composite MAS score decreased significantlyafter treatment (p <0,05) (p <0,05), while the changes in hip flexors, hip adductors,knee flexors and extensors and ankle dorsiflexors were not statistically significant (p>0.05). There was a statistically significant decrease in the popliteal angles of R1 andR2 after treatment (p = 0.007, p = 0.002, respectively). There was no statisticallysignificant difference in H reflex latency and amplitude and H / M ratio after thetreatment according to the treatment before the treatment (p> 0,05). There was nostatistically significant difference between the patients with and without orthopedicintervention in terms of the popliteal angles of R1 and R2, H reflex latency, H reflexamplitude, H / M ratio and WeeFIM scores before and after treatment (p> 0,05). Therewas a statistically significant difference between H / M ratio,H amplitude and latencydifference between the patients with or without orthopedic intervention (p = 0,017, p= 0,034, p = 0,019, respectively). There was no statistically significant differencebetween the patients treated with and without botulinum toxin before and aftertreatment with respect to popliteal angles R1 and R2, H reflex amplitude, H reflexlatency, H / M ratio and WeeFIM scores (p> 0,05)Conclusion: Our study results show that lower extremity robotic rehabilitationtherapy in addition to conventional treatment in children with CP reduces spasticity inthe lower limbs and increases the functional capacity of the child. As a result; we thinkthat lower extremity robotic rehabilitation is an effective treatment modality andshould be added to the rehabilitation program applied in appropriate patients.Keywords: Cerebral palsy; Rehabilitation; Robotics; Spasticity; Functional; H reflex
Collections