Meme kanseri ile ilişkili lenfödem tanısı ile izlenen hastalarda komplet dekonjestif tedavinin birinci fazının sonuçları ve etkinliğindeki prediktif faktörlerin belirlenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Lenfödem meme kanseri veya tedavisi sonrası görülen komplikasyonlardan birisidir. Daha önce yapılan çalışmalarda meme kanseri ile ilişkili lenfödemi olan hastalarda komplet dekonjestif tedavinin etkinliği gösterilmiştir. Buna karşın tedavi yanıtında etkili faktörlerle ilgili az sayıda çalışma mevcuttur. Bu çalışmada amacımız, meme kanseri ile ilişkili lenfödem tanısıyla takipli hastalarda komplet dekonjestif tedavinin yoğun fazının sonuçlarını değerlendirmek ve etkinliğindeki prediktif faktörleri belirlemektir.Gereç ve Yöntem: 2014 ve 2016 yılları arasında meme kanseri ile ilişkili lenfödem tanısıyla komplet dekonjestif tedavinin yoğun fazı uygulanan 57 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Demografik ve klinik verileri kaydedildi. Çevresel ölçüm ve trunkal koni formülü kullanılarak ekstremite hacim ölçümü yapıldı. Komplet dekonjestif tedavi öncesi ve sonrasında elde edilen verilerle, tedavi yanıtını gösteren azalmış volüm yüzdesi hesaplandı.Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 56,2±11,2 idi. Lenfödem süresi median değeri 18 ay (1-228) idi. Lenfödem şiddetinin göstergesi olan volüm farkı yüzdesi median değeri %22,6 (%5,4-%87,8) idi. Komplet dekonjestif tedavinin etkinliğini gösteren azalmış volüm yüzdesi median değeri %27,7 (%1,7-%230) idi. Cilt enfeksiyonu öyküsü veya cilt enfeksiyonu nedeniyle hospitalizasyon öyküsü olan hastalarda azalmış volüm yüzdesi daha düşük bulundu. Lenfödem süresi, cerrahi tedaviden lenfödem tedavisine kadar geçen süre, lenfödem evresi, volüm farkı yüzdesi ile azalmış volüm yüzdesi arasında negatif korelasyon saptandı. Eğitim düzeyi ile azalmış volüm farkı yüzdesi arasında ise pozitif korelasyon saptandı. Tek ve çok değişkenli analiz sonucunda komplet dekonjestif tedavi yanıtında etkili bağımsız değişkenlerin, volüm farkı yüzdesi (p=0,009) ve eğitim düzeyi (p=0,021) olduğu bulundu.Sonuç: Çalışmamızda komplet dekonjestif tedavinin yoğun fazı yanıtında en önemli iki prediktif faktörün lenfödem şiddeti ve hastaların eğitim düzeyi olduğu saptanmıştır. Meme kanseri tanısı konulan ve tedavi alan hastalar lenfödem konusunda bilgilendirilmeli, düzenli olarak takip edilmeli ve gereğinde erken dönemde komplet dekonjestif tedavi almalılardır. Objective: Lymphedema is one of the complications of breast cancer or breast cancer treatment. Previous studies have demonstrated the efficacy of complete decongestive therapy in patients with breast cancer related lymphedema. In contrast, there are a few studies about predictive factors on effectiveness of treatment. The aim in this study is to evaluate the results of intensive phase of complete decongestive therapy and to determine the predictive factors of response to treatment in patients with breast cancer related lymphedema. Methods: 57 patients with breast cancer related lymphedema who underwent intensive phase of complete decongestive therapy between 2014 and 2016 were evaluated retrospectively. Demographic and clinical data were recorded for each patients. Extremity volume was calculated with circumferential measurement and truncated cone formula technic. Percentage reduction of excess volume was obtained by calculating the extremity volume before and after complete decongestive therapy. Results: The mean age of patients was 56,2±11,2. The median of lymphedema duration was 18 months (1-228). Percentage of excess volume median was %22,6 (%5,4-%87,8). Percentage reduction of excess volume median was %27,7 (%1,7-%230). Skin infection history or hospitalisation due to skin infection history was associated with lower percentage reduction of excess volume. Negative correlation was found between lymphedema duration, duration between surgery and lymphedema treatment, lymphedema stage, percentage of excess volume and percentage reduction of excess volume. There was a significant positive correlation between education level and percentage reduction of excess volume. Univariate and multivariate analysis showed that percentage of excess volume (p=0,009) and education level (p=0,021) were predictor variables for complete decongestive therapy efficacy.Conclusion: In this study we found that the most important predictive factors are percentage of excess volume and education level for the intensive phase of complete decongestive therapy efficacy. The patients diagnosed with breast cancer should be informed about lymphedema, followed up regularly and receive complete decongestive therapy in early stage.
Collections