İnmeli hastalarda üriner semptom şiddeti ve fonksiyonel durum arasındaki ilişki
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Bu çalışmada inmeli hastalarda alt üriner sistem disfonksiyonu şiddetini etkileyen faktörleri belirlemek ve fonksiyonel durum ile ilişkisini değerlendirmek amaçlanmıştır.Gereç ve yöntem: Çalışmamızda Ağustos 2014-Kasım 2015 tarihleri arasında Ankara Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yatarak rehabilitasyon programı alan 37'si (%48,1) erkek, 40'ı (%51,9) kadın olmak üzere toplam 77 inmeli hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların yaş ortalaması 65,49±14,66 (ortanca:69, min-maks:33-88) yıldı. Hastaların demografik özellikleri (yaş, cinsiyet, eğitim, medeni durum, meslek) kaydedildi. Olay süresi ortalaması 7,19±8,40 ay (ortanca:4, min-maks:1-18) olan hastaların inme tipi (hemorajik/iskemik), etkilenen tarafı (sağ/sol), dominant el yönü (sağ/sol), bez kullanımları (var/yok) kaydedildi. Hastaların ambulasyon seviyesini değerlendirmek için FAS, fonksiyonel durumunu değerlendirmek için FBÖ, depresyon varlığı ve şiddetini ölçmek için BDÖ; alt üriner sistem disfonksiyon semptomlarını değerlendirmek için AÜSS kullanıldı.Çalışmamıza dahil edilen 77 hastanın 33'üne rehabilitasyon sürecinde ürodinami yapılmıştı ve bu hastalar çalışmanın alt grubunu oluşturdu. Dolum sistometrisi ve işeme sırasında basınç akım çalışması verileri (sistometrik mesane kapasitesi, maksimum idrar akış hızı, maksimum idrar akış hızında detrüsör basıncı, işeme sonrası rezidüel idrar hacmi), işeme bozukluğu tipi (depolama/boşaltma/miks), detrüsör tipi (hiperaktif/hipoaktif) ve detrüsör sfinkter dissinerjisi (var/yok) olarak kaydedildi.Bulgular: Tüm hastaların AÜSS ortalaması 11,81±5,09'du. Erkeklerin kadınlara göre AÜSS ortalaması anlamlı olarak daha yüksekti (p=0,017). Yaş ve AÜSS arasında anlamlı pozitif korelasyon saptandı (p=0,035 r=0,24). Ancak AÜSS ile olay süresi, inme tipi ve etkilenen taraf arasında anlamlı ilişki saptanmadı (p>0,05). Bez kullanan hastalarda anlamlı olarak AÜSS daha yüksekti (p=0,001).viHastaların FAS grupları ile AÜSS ortalamaları arasında anlamlı fark saptanmadı (p=0,067). Ancak total FBÖ ve tüm alt parametre skorları ile AÜSS ortalamaları arasında anlamlı negatif korelasyon saptandı (p=0,001 r=-0,467). Hastaların AÜSS ile BDÖ skorları arasında anlamlı ilişki saptanmadı (p=0,422).Ürodinami yapılmış olan 33 hastanın AÜSS ortalaması (12,9±4,01), ürodinami yapılmayan gruba (10,3±5,3) göre anlamlı olarak daha yüksekti (p=0,007). Ancak bu 33 hastanın ürodinami sonucuna göre işeme bozukluğu tipi, detrüsör tipi, detrüsör sfinkter dissinerjisi varlığı ile etkilenen taraf, inme tipi, yaş, olay süresi, AÜSS ortalamaları arasında anlamlı ilişki saptanmadı (p>0,05). Hastaların AÜSS ile sistometrik mesane kapasitesi arasında anlamlı ilişki saptanmazken, maksimum idrar akış hızı ile AÜSS arasında anlamlı negatif ilişki saptanmıştır (p=0,043 r=-0,354).Sonuç: İnmeli hastalarda mesane disfonksiyonunun inme prognozu açısından önemi bilinmektedir. Çalışmamızda bu duruma ilave olarak üriner inkontinansın varlığı dışında üriner inkontinansın ciddiyeti ile fonksiyonel durumun her bir parametresi arasında anlamlı ilişki saptanmıştır. Çalışmamız ayrıca inmeli hastaların mesane fonksiyonlarının değerlendirilmesinde alt üriner sistem fonksiyonlarına spesifik skalaların işlevsel şekilde kullanılabileceğini göstermektedir. Alt üriner sistem fonksiyon bozukluğuna yönelik skalalar nörojenik mesane varlığının değerlendirilmesinde objektif ve karşılaştırılabilir veri sağlayan pratik uygulamalardır. Aim: The aim of this study was to determine the factors affecting the severity of lower urinary tract dysfunction in stroke patients and to evaluate its relationship with functional status.Materials And Methods: In this study, a total of 77 stroke patients (37 male (48.1%) and 40 female (51.9%) who received inpatient rehabilitation program in Ankara Physical Therapy and Rehabilitation Training and Research Hospital between August 2014 and November 2015 were included in the study. The mean age of the patients was 65.49±14.66 (median:69, min-max:33-88) years. Demographic characteristics (age, gender, education, marital status, occupation) of the patients were recorded.Stroke type (hemorrhagic/ischemic), affected side (right/left), dominant hand direction (right/left), diaper usage (with/without) were recorded. FAS (Functional Ambulation Scale) and FIM (Functional Independence Scale) were used for functional evaluation. Beck Depression Scale was used to measure the presence and severity of depression in patients; LUTS (Lower Urinary System Symptom Score) was used to assess the severity of lower urinary tract symptom score.During the rehabilitation process, urodynamics was performed in 33 of 77 patients who were included in our study during their rehabilitation and these patients constituted the subgroup of the study. Results of filling cystometry and pressure flow study data during voiding (cystometric bladder capacity, maximum urine flow rate, maximum urinary flow rate detrusor pressure, post-void residual urine volume) and type of voiding disorder (storage/discharge/mix), detrusor type (hyperactive/hypoactive) and detrusor sphincter synergy (with/without).Results: The mean LUTS of all patients was 11.81±5.09. The mean LUTS was significantly higher in males than in females (p= 0.017). There was a significant positive correlation between age and LUTS (p=0.035 r=0.24). However, noviiisignificant relationship was found between LUTS and event duration, stroke type and affected side (p>0.05). LUTS was significantly higher in diaper users (p=0.001).There was no significant difference between FAS groups and mean LUTS (p=0.067). However, there was a significant negative correlation between total FIM and all sub-parameter scores and mean LUTS (p=0.001 r=-0.467). There was no significant relationship between LUTS and BDI scores (p=0.422).The mean LUTS of the 33 patients who underwent urodynamics (12.9±4.01) was significantly higher than the group without urodynamics (10.3±5.3) (p=0.007). However, according to urodynamic results of these 33 patients, no significant relationship was found between the type of voiding disorder, detrusor type, presence of detrusor sphincter dyssynergia, affected side, stroke type, age and duration of the event (p>0.05). While there was no significant relationship between LUTS and cystometric bladder capacity, there was a significant negative correlation between LUTS and maximum urine flow rate (p=0.043, r=-0.354).Conclusıon: The importance of bladder dysfunction in stroke prognosis is known in patients with stroke. In addition to the presence of urinary incontinence, a significant relationship was found between the severity of urinary incontinence and each parameter of functional status. Our study also shows that scales specific to lower urinary system functions can be used functionally in the evaluation of bladder functions in stroke patients. Scales for lower urinary system dysfunction are practical applications that provide objective and comparable data for the assessment of the presence of neurogenic bladder. In daily practice, the necessity of an interventional examination such as urodynamics may be useful in the decision-making process.
Collections