Preoperatif lenfosit/ monosit, trombosit/ lenfosit ve nötrofil/ lenfosit oranlarının seröz over kanserindeki yeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Over kanseri %50'den az 5 yıllık yaşam oranıyla tüm jinekolojik maligniteler içerisinde mortalite oranı en yüksek olan kanserdir. Over kanserindeki diagnostik ve terapötik gelişmelere rağmen, genel 5 yıllık sağ kalım oranında çok az değişiklik olmuştur. Hayat boyunca yakalanma riski 1/58 ile 1/68 arasında değişmektedir. Hastalara çoğunlukla ileri evrelerde tanı koyulabilmektedir. Çünkü hastalık ileri evrelere kadar asemptomatik seyretmektedir. Aynı zamanda hastalığı erken evrelerde tanıyabilmek için sınırlı sayıda duyarlı tarama testleri vardır. Sistemik inflamatuar yanıtım karsinogeneziste kritik rol oynadığına dair yükselen kanıtlar vardır. Bunu immün sistem ve inflamatuar hücreler işbirliği içerisinde tümör progresyonuna katkı sağlayarak yapmaktadırlar. Tümöral mikro çevrenin salgıladıkları sitokinlere cevaben oluşan nötrofili, rölatif lenfositopeni ve trombositoz bu değişikliklere öncülük etmektedir. Tümör progresyonunda rol oynayan bu hematolojik değişikliklerin incelenmesi son zamanlarda bu parametrelerin çeşitli kombinasyonlarda birbirlerine bölünmesi ile hesaplanan oranların gidişi predikte etmedeki rollerinin ilgi odağı haline gelmesine sebep olmuştur. Çok sayıda benign ya da malign hastalıkta NLO, LMO ve TLO'nun prognostik rolleri araştırılmıştır. Literatürde seröz over kanserinde preoperatif preinflamatuar oranların prognozu predikte etmede rollerini araştıran az sayıda çalışma olması sebebi ile çalışmamızda anlamlı bir prognostik faktöre ulaşabilmeyi öngörerek seröz over kanserinde bu oranların genel sağ kalım ve hastalıksız sağ kalım üzerindeki etkilerini incelenmesi amaçlanmış ve bu amaçla 2011 Ocak ve 2015 Aralık tarihleri arasında hastanemizde over kanseri tanısı ile opere olup kesin patolojik tanısı seröz over olan 86 hastanın preoperatif verilerine ve takiplerine ulaşılmıştır. Verilerin istatistiksel değerlendirilmesi, 'SPSS 11.5 for Windows' paket programı kullanılarak yapıldı. Genel sağ kalım (GSK); tanı anından ölüme kadar veya son kontrole kadar geçen süre, hastalıksız sağ kalım (HSK); operasyon tarihinden ilk lokal ve/veya uzak rekürensin tespit edildiği tarihe veya son kontrole kadar geçen süre olarak hesaplanmıştır. Gruplar arası oranların karşılaştırılması için `Pearson chi-square test` ve `Fisher exact test`, sağ kalım analizinde `Kaplan-Meier metodu` kullanılmış ve gruplar arasındaki farklılık `log-rank test` ile karşılaştırılmıştır. p değerinin <0,05 olması istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Değerler için sınır median olarak hesaplanmıştır. Hastalar sınır değerine göre düşük veya yüksek grup olarak gruplandırılmıştır. Yapılan analizler sonucunda bazal düşük NLO ve TLO oranlarının azalmış ortalama genel sağ kalımla ilişkili olduğu gösterilmiş ancak istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görülmüştür (sırasıyla, p=0.471, p=0.328). LMO değerinde yüksek oranların azalmış sağ kalımla ilişkili olduğu görülmüş ancak sonuç istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p:0.502). Adjuvan tedavi alan grupta genel ve hastalıksız sağ kalım adjuvan tedavi almayan gruba kıyasla artmış olduğundan, subgrup analiz yapılarak adjuvan tedavi alan grupta inflamatuar belirteçlerin rekürrensi ve sağ kalımı predikte etmedeki etkisi ayrıca değerlendirildi. Adjuvan tedavi alan grupta yüksek NLO artmış sağ kalım ile birlikteydi (49.05 ± 3.6 ay) ancak bu farklılık istatistiksel olarak anlam taşımamaktaydı (p:0.231). Artmış LMO düzeyleri genel sağ kalım ve hastalıksız sağ kalım süresinde azalmayı öngörmekteydi (44.66 ± 4.71 ay) ancak bu farklılık istatistiksel olarak anlamlı değildi (p:0.571). Düşük TLO değeri genel sağ kalım ve hastalıksız sağ kalım süresinde uzama ile birlikteydi (47.63 ± 3.81 ay) saptanan bu iyileşmenin istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görüldü (p:0.302). Sonuç olarak, tam kan sayımı kolay, ulaşılabilir, ucuz ve rutin preoperatif bir tetkiktir. Tam kan sayımı değerlerinin ve bunlarla elde edilen oranların hastalığın prognozu hakkında bilgi verebiliyor olması klinik açıdan önemlidir. Diğer taraftan bu değerlerin prognozu belirlemedeki etkinliği net değildir. Ayrıca standart bir sınır değer tanımlanamamıştır. Sunulan çalışmamızda tam kan sayımı parametrelerini kullanarak seröz over kanserinde prognozu öngörmenin olası olmadığı görülmüştür. Bu nedenle daha çok sayıda hastayı içeren ve verilerin belli bir sistem dâhilinde prospektif olarak toplandığı çalışmalara ihtiyaç vardır. Ovarian cancer has the highest mortality rate among all gynecological malignities with less than 50% of five-year survival rate. Despite the diagnostic and therapeutic developments in ovarian cancer, five-year survival rate has slightly changed. The risk of ovarian cancer for the life varies between 1/58 and 1/68. Because of the fact that the disease progresses asymptomatic until the advanced stages, making diagnosis of the disease happens mostly in the advanced stages. Besides, there are a limited number of interactive screening tests in order to make diagnosis of disease at early stages.There is growing evidence that the systemic inflammatory response plays a critical role in carcinogenesis. It happens with the cooperation of the immune system and inflammatory cells by contributing the tumor progression. Neutrophilia, relative lymphocytopenia, and thrombocytosis that appear in response to cytokines secreted by tumoral micro environment pioneer these changes. Examination of these hematologic changes, which play a role in tumor progression, has recently led to the conversion of these parameters into various combinations, which has become the focus of attention on the role of predictive rates. The prognostic role of NLO, LMO and TLO in a large number of benign or malignant diseases has been investigated. There are only a few studies investigating the role of preoperative preinflammatory rates in predicting prognosis in serous ovarian cancer in the literature. Departing from that, this study aimed to investigate the effects of these rates of overall survival and disease-free survival in serous ovarian cancer by predicting to reach a significant prognostic factor. For this purpose, between January 2011 and December 2015, preoperative data and follow up of 86 patients who have been operated with the diagnosis of ovarian cancer and have had a definitive pathological diagnosis as the serous ovary is obtained from our hospital. Statistical evaluation of the data was performed using the 'SPSS 11.5 for Windows' package program. Overall survival; time from diagnosis to death or time to final control, disease-free survival; is calculated as the time from the date of operation to the date on which the first local and/or remote recurrence was detected or until the last control. `Pearson chi-square test` and `Fisher exact test` were used for comparison between groups, `Kaplan-Meier method` was used for survival analysis and the difference between groups was compared with `log-rank test`. The value of p <0.05 was considered statistically significant. The limit for values is calculated as the median. Patients were grouped as a low or high group, according to the limit value. As a result of the analyzes, the basal low NLO and TLO rates were associated with reduced mean overall survival, but found statistically not significant (p = 0.471, p = 0.328, respectively). Higher LMO values were associated with reduced survival, but the result was not statistically significant (p: 0.502). In the group receiving adjuvant treatment, the overall and disease-free survival was increased compared to the group receiving no adjuvant treatment. The effect of predicting recurrence and survival of inflammatory markers in the adjuvant treatment group was also evaluated. In the group receiving adjuvant treatment, high NLO was associated with increased survival (49.05 ± 3.96 months), but this difference was not statistically significant (p: 0.231). Increased LMO levels predicted a decrease in overall survival and disease-free survival (44.66 ± 4.71 months), but this difference was not statistically significant (p: 0.571). The lower level of TLO was associated with overall survival and disease free survival (47.63 ± 3.81 months), indicating that this improvement was also not statistically significant (p: 0.302).Consequently, full blood count is an easy, accessible, inexpensive and routine preoperative examination. It is clinically important that full blood count values and rates obtained from these values can provide information about the prognosis of the disease. On the other hand, the efficacy in determining the prognosis of these values is not clear. Also, no standard limit value is defined. In this study, it was not possible to predict the prognosis in serous ovarian cancer using full blood count parameters. For this reason, studies involving more patients and prospective collection of data within a certain system are needed.
Collections