Türkiye' de anestezistlerin kan ve kan ürünleri transfüzyonu üzerine bilgi, tutum ve davranış ölçümü anket çalışması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Ertürk, A. Türkiye'de Anestezistlerin Kan ve Kan Ürünleri Transfüzyonu Üzerine Bilgi, Tutum ve Davranış Ölçümü Anket Çalışması. Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği, Uzmanlık Tezi, Ankara, 2017. Ameliyathane ve yoğunbakım üniteleri, kan ve kan ürünlerinin en sık kullanıldığı alanlardır. Bu ürünlerin uygun klinik kullanımı bir anestezistin başlıca sorumluluklarından biridir. Transfüzyon pratiğinin multidisipliner bir bakış açısıyla yönetilmesi, güncellenen kılavuzlar eşliğinde yapılması önerilmektedir. Farklı hasta grupları ve durumlarda transfüzyon eşik değerleri, transfüzyon stratejileri değişkenlik gösterebilmektedir. Bu anket çalışması, anesteziyoloji ve reanimasyon alanında çalışan hekimlerde uygunsuz transfüzyon uygulamalarına yönelik farkındalık oluşturulması amacıyla planlanmıştır. Transfüzyon sırasında karşılaşılan sorunların tespit edilebilmesi, transfüzyon nedenli perioperatif komplikasyonların, ilişkili mortalite ve morbiditenin engellenebilmesi, iyileşme dönemini kısaltmak, hastanın erken mobilizasyonunu sağlayarak hastanede kalış süresini kısaltıp tedaviyi ekonomik kılmak bu araştırmanın başlıca amaçlarından birisidir. Hastanemiz Klinik Araştırmalar Etik Kurulu onayıyla (Karar No:29/28.11.2014) planladığımız anket çalışması 30 sorudan oluşturulmuş, Türkiye'de çalışan çeşitli mesleki tecrübede 501 gönüllü anestezist katılmıştır. Anket verileri; basılı anket formlarının dağıtılıp doldurulmasıyla elde edilmiştir. İstatistiksel açıdan katılan anestezistlerin yaş grubu, cinsiyet, çalıştığı hastaneye göre dağılımı, katılımcıların kan ürünlerine ilişkin bireysel ve hastane özelliklerine göre dağılımı incelenmiştir. %60,3 katılımcı güncel transfüzyon kılavuzu bilgisine sahip olup, %84,1 ile TARD kılavuzu ilk sıradadır. %50,9 preoperatif bitkisel ilaç kullanımı sorgulaması yapılmakta, preoperatif hasta değerlendirme zamanı %58,5 oranında ameliyattan 1-3 gün öncesidir. Transfüzyon öncesinde bilgilendirilmiş hasta onamı alınma yüzdesi %67,1, transfüzyon sırasında takip formu %68,6 oranında doldurulmaktadır. Transfüzyona başlamak için gerekli sınır hemoglobin değerleri sorgulandığında; yoğunbakımdaki erişkin hastada 7-8 gr/dl (%84,6), postoperatif dönemdeki non-kardiyak erişkinde 8 gr/dl (%47), geriyatrik yaş grubunda 8 gr/dl (%31,1), kardiyopulmoner baypas boyunca erişkin hastada 8 gr/dl (%30,2), intraoperatif akut kanamalı non-kardiyak pediyatrik hastada 8 gr/dl (%33,6), intraoperatif akut kanamalı kardiyak pediyatrik hastada 10 gr/dl (%50,1) en sık verilen cevaplardır. Sonuçlar değerlendirildiğinde katılımcıların kan ve kan ürünleri transfüzyon uygulamaları konusunda yeterli kılavuz bilgilerine sahip olmadıkları görülmüştür. Her basamakta eğitim programları artırılmalı, kılavuzlar eşliğinde güncellenmelidir. Hukuki ve mesleki anlamda transfüzyon uygulamalarındaki hasta ve çalışan güvenliğinin arttırılması, uygulayıcıların bilgi düzeyleri ve farkındalıkları ile yakından ilgilidir. Bu tip anketler kişilerin konuya katılımının ölçülmesi, dikkatlerinin çekilmesi, eğitim eksikliklerinin tamamlanması, sağlık çalışanlarının değişen koşullara uyumu açısından değer taşımaktadır düşüncesindeyiz. Ertürk, A. Blood and blood product transfusion management experiences of Turkish anesthesiologists: A multicenter survey study. Ankara Turkiye Yuksek Ihtisas Educational and Research Hospital, Department of Anesthesiology and Reanimation, Specialty Thesis, Ankara, 2017. Anesthesia providers are responsible for the appropriate use of blood and blood products (BBP) that are mainly used in operation rooms and intensive care units. The aim of this study was to investigate the attitudes towards and levels of knowledge about BBP transfusion (BBPT) among Turkish Anesthesiologists. After ethics approval was obtained, a survey consisting of 30 questions was administered to 501 Anesthesiology and Reanimation specialists and trainers from various hospitals in Turkey. Survey questions were prepared according to the clinicians' use of current guidelines as well as their traditional approaches. The questionnaire forms were delivered to participants by hand or e-mail between November 2014 and January 2015. The results of the present study showed that most of the participants are insufficient about transfusion instructions, such as preoperative evaluation of patients in terms of hemostasis, perioperative transfusion requirements, application of transfusion consent and follow-up forms, and awareness about hospital transfusion protocols. Nearly 40% of the participants never use transfusion guidelines and 30% use plasma as volume responders. BBPT is a highly effective and potentially life-saving treatment for many patients and an essential component of modern anesthesia and perioperative periods. Updated knowledge is essential for safe procedures. In our study, we investigated Turkish anesthesiologists' knowledge about and practices of BBPT. Most of the participants (97%) were employed in hospitals where BBPTs were frequently applied. It was observed that their transfusion practices were not well-planned and guideline-based. Anesthesia providers' lack of knowledge regarding various aspects of BBPT may be a real threat to patient safety. It is obviously seen that it is rare for anesthesia doctors to quit traditional approaches and to obtain updated knowledge. The findings of the present study indicate the necessity of regular and deliberate educational and training programs for anesthesia providers in Turkey
Collections