İnfertil hastalarda konvansiyonel tedavide başarıyı predikte eden faktörler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Günümüzde kadınların biyolojik olarak daha az üreme yeteneğine sahip oldukları ileri yaşlarda gebe kalma isteği, toplumun infertilite ve modern tedavilerle ilgili farkındalığının artması, infertil çiftlerin tıbbi destek ve tedavi almaya eğilimini arttırmıştır. İnfertil çiftlerin tedavisi hayat tarzı değişikliği gibi direkt hasta odaklı ve düşük riskli tedavi planı ile başlar, sonra sırası ile görece daha fazla maliyet ve riske sahip ovülasyon indüksiyonu + intrauterin inseminasyon tedavisi ile devam edip, daha yüksek risk ve maliyeti olan yardımcı üreme teknikleri, laparoskopi gibi ileri tedavi yöntemleri ile son bulur. Konvansiyonel tedavi yöntemleri ile başarı elde edilemediği takdirde hastalar maliyeti daha yüksek olan yardımcı üreme tekniklerine yönlendirilir. Bu çalışmada intrauterin inseminasyonda başarıyı predikte eden faktörlerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmada 01.01.2016 ile 31.12.2016 tarihleri arasında Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği İnfertilite bölümünde İUİ yapılan hastalar geriye dönük analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda 224 İUİ siklusundan 31 hastada (%13.8) gebelik elde edilmiş, 23 hasta (%10.2) canlı doğum yapmıştır. Gebe kalan hastalarda anti-müllerian hormon(AMH) ve total motil sperm sayısının(TMSS) yüksek olması ve anovulasyon varlığı istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Hastaların hangi yaş, over rezervi, hormon profili, eşinin sperm analizi, vücut kitle indeksi, insülin duyarlılığında veya hangi tedaviyi aldığında konvansiyonel tedavi ile gebelik elde edebilme durumunun bilinmesi, hastaların hem optimal tedavi almasını hem de zaman ve maliyet kaybını azaltacaktır. Nowadays as women demand for having children in a relatively less reproductive age and community's escalating awareness of infertility and modern treatments, more couples who suffer from infertility have been seeking access to infertility services. Treatment for infertile couples start off with low risk and patient-centered treatment plans, like life style changes, followed by relatively expensive and risky procedures like ovulation induction and intrauterine insemination (IUI), assisted reproductive technology and laparoscopy respectively. When conventional treatments fail, patients are led to more expensive assisted reproductive technologies. This study aims to evaluate the predictive factors for IUI success.We retrospectively analyzed the medical records of patients who had IUI in Bagcilar Training and Research Hospital, Department of Obstetrics and Gynaecology Infertility Clinic between 1 January 2016 to 31 December 2016. In a total of 224 IUI cycles, 31 patients (%13.8) had clinical pregnancy and 23 patients (%10.2) had live birth. We found that higher anti-mullerian hormone (AMH) and total motile sperm count and anovulation were statistically significant. If we might know the parameters that would lead to a clinical pregnancy, like age, ovarian reserve, hormone profile, male partner's semen analysis, body mass index and insulin resistance, this will minimize the cost and time loss and patients will be able to have the optimal treatment .
Collections