Kronik hepatit ve sirozda serum hyaluronik asit düzeyi ile hepatik fibrozis ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş ve Amaç: Hepatit B ve C virusları kronik hepatitlerin majorsebeplerindendir. Batı ülkelerinde viral hepatit ve buna bağlı karaciğer hastalığınınmajor sebebi HCV iken ülkemizde hepatit B birinci sırada gelmektedir. Hepatit Bvirusunun %5-10'u, hepatit C virusunun ise %85'i kronikleşmekte, bunların daönemli bir bölümü zaman içerisinde siroza dönüşmektedir. Siroz ciddi, ilerleyici,kronik, diffuz bir hastalıktır ve ölümcüldür. Ülkemizde sirozun en sık nedenininkronik hepatitler olduğu göz önüne alınırsa kronik hepatitlerin tanı, tedavisi vetakibinin önemi anlaşılacaktır.Kronik viral hepatitlerdeki tedavinin amacı, sirozun ve dekompanze karaciğerhastalığı, hepatosellüler kanser gelişimini önlemektir. Hastalar bu doğrultuda tedaviedildikleri sürece karaciğer fibrozisinin derecesini saptamamıza yardımcı olacakbiyokimyasal parametreler önemini koruyacaktır. Bu parametreler fibrozis derecesinisaptamakla birlikte, hastalığın ilerlemesini ve antiviral tedavinin etkinliğinibelirlememize de yardımcı olacaktır.Hyaluronat ya da hyaluronan olarak bilinen hyaluronik asit dallanmamış biriskelete sahip yüksek molekül ağırlıklı bir polisakkarit olan bir glikozaminoglikandır.Bağ dokusu matriksinde yapısal bir rol oynar ve değişik hücreler arası etkileşimlerekatılır. Literatürde, serum HA düzeylerinin tayininin sirotik karaciğerin nonsirotikkaraciğerden ayrılmasında, karaciğer fibrozunun derecesinin değerlendirilmesinde vekaraciğer fonksiyonlarının izlenmesinde yararlı olabileceği ileri sürülmüştür.Çalışmamızda kronik hepatit ve siroz hastalarında ve sağlıklı kontrolgrubunda serumda hyaluronik asit düzeylerini ve hyaluronik asitin fibrozis ileilişkisini incelemeyi amaçladık.Materyal ve Metod: Çalışmamıza Ankara Numune Eğitim ve AraştırmaHastanesi 2. Dahiliye polikliniği ve gastroenteroloji polikliniğinde yeni tanı almış 11kronik hepatit B ve 11 kronik hepatit C hastası ile kronik hepatite sekonder gelişensiroz tanısıyla takip edilen 22 hasta alındı. Tüm kronik hepatit hastalarına yakınzamanda karaciğer biyopsisi yapılmıştı. Hastaların hiçbiri antiviral tedavi veinterferon tedavisi almıyordu. Kontrol grubu 15 sağlıklı klinik çalışanından43oluşturuldu. Tüm gruplarda serumda hyaluronik asit düzeyi ile AST, ALT, PT,trombosit sayısı, albumin, bilirubin düzeyleri çalışıldı. Kronik hepatitli tümhastalarda histopatolojik fibrozis derecesi ve aktivite indeksi değerlendirildi.Bulgular: Çalışmamızda hyaluronik asit düzeyleri (HA) kronik hepatit vesiroz grubunda sağlıklı kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde dahayüksekti (p<0.05). Kronik hepatit ve siroz grubu HA düzeyleri açısındankarşılaştırıldığında ise, siroz grubunda HA düzeyleri kronik hepatit grubuna göredaha yüksekti (p<0.05). Ayrıca, fibrozis derecesine göre oluşturulan gruplar HAdüzeyleri açısından karşılaştırıldığında ağır fibrozis grubunda (evre 4) HA düzeyleri,fibrozis olmayan ve hafif fibrozis olan gruba göre istatiksel olarak anlamlı derecedeyüksekti (p<0.05). İnflamasyon derecesine göre yapılan karşılaştırmada ise gruplararasında HA düzeyleri açısından anlamlı bir farka rastlanmadı (p>0.05).Hyaluronik asit ile bilirubin, PT, yaş, albumin, trombosit sayısı, AST ve ALTarasındaki korelasyonlar incelendiğinde yaş, PT, bilirubin ile HA düzeyi arasındaanlamlı pozitif, albumin ve trombosit sayısı ile anlamlı negatif korelasyon bulundu(p<0.05). AST ve ALT düzeyleriyle arada anlamlı istatiksel bir ilişkiye rastlanmadı(p>0.05).Sonuç: Kronik karaciğer parankim hastalığında hastalığın kontrolü,prognozun tayini ve doğru ilaç seçimi için fibrozis yayılımının gerçekdeğerlendirmesi şarttır. Literatürde henüz fibrozisi tam anlamıyla ortaya koyan birbelirteç gösterilememiştir. Karaciğer hasarının gerçek derecesi ve doğal gidişi(nekroz, inflamasyon, fibrozis) sadece karaciğer biyopsisi ile gösterilebilir.Çalışmamızda, HA düzeyleri kronik hepatit ve sirozda ağır karaciğer fibrozisiniyansıtmakta olup serum HA düzeyleri histopatolojik fibrozis ile korelasyongöstermektedir. İnvaziv bir girişim olan karaciğer biyopsine alternatif olarak HAölçümünün, karaciğer fibrozisinin derecesinin belirlenmesinde, siroza geçiş süreciolan ağır fibrozis ve sirozun saptanmasında diğer laboratuvar parametreler ile birliktekullanıldığında faydalı olabileceğini, ancak, bu konuda daha geniş ve ileriçalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünmekteyiz. Introduction and Aim: Hepatitis B and C viruses are amongst the majorcauses of chronic hepatitis. While the dominant source of viral hepatitis and theassociated liver disease in Western countries is HCV, in our country hepatitis B is theleading source. About 5-10%of hepatitis B and 85%of hepatitis C cases turn chronic,and a large fraction of these convert to cirrhosis later. Cirrhosis is a serious,progressing, chronic, and diffuse disease and is lethal. Taking into account that thechronic hepatitis is the leading cause of cirrhosis in our country, it is clear that itsdiagnosis, treatment and monitoring are of utmost importance.The goal of treating chronic viral hepatitis is to stop the onset of cirrhosis,decompensated liver disease, and hepatocellular cancer. As the patients are treatedfor this purpose, the biochemical parameters that can help to determine the level ofliver fibrosis are going to be important. These parameters, as they measure thefibrosis level, can help us determine the progression of the disease and the efficacy ofthe antiviral treatments.Hyaluronic acid, also known as hyaluronate or hyaluronan, is a highmolecular-weight polysaccharide glycosaminoglycan with a divaricate skeleton. Itplays a structural role in the connective tissue and contributes to varied intercellularinteractions. In the literature, the determination of the serum HA levels has beenproposed as a means of distinguishing cirrhotic from noncirrhotic livers, of assessingthe level of liver fibrosis and for monitoring the liver functions.In our study, we have aimed to examine the relationship between hyaluronicacid and fibrosis, and the serum hyaluronic acid levels of patients with chronichepatitis and cirrhosis along with healthy individuals as a control group.Material and Method: A number of patients who had applied to the internalmedicine and the gastroenterology outpatient polyclinics of Ankara NumuneEducation and Research Hospital were admitted to our study: 11 patients newlydiagnosed with chronic hepatitis B, 11 patients newly diagnosed with chronichepatitis C and 22 patients followed with the diagnosis of cirrhosis due to chronichepatitis. Liver biopsy had been performed on all chronic hepatitis patients recently.None of the patients were under any antiviral or interferon treatments. The control45group was composed of 15 healthy personnel of the clinic. In all the groups, levels ofserum hyaluronic acid along with the levels of AST, ALT, PT, albumin, bilirubin andthrombocyte counts were studied. In all the patients with chronic hepatitis,histopathological fibrosis level and the activity index were assessed.Results: In our study, the levels of hyaluronic acid (HA) in chronic hepatitisand cirrhosis patients were found to be higher by a statistically significant amountthan the levels in the healthy control group (p<0.05). When the HA levels werecompared between the chronic hepatitis and cirrhosis groups separately, the cirrhosisgroup was observed to have higher levels than the chronic hepatitis group (p<0.05).Moreover, when the patients were grouped based on fibrosis level, the levels of HAin the heavy fibrosis group (stage 4) were higher by a statistically significant amountcompared to the group with no or mild fibrosis (p<0.05). No statistically significantdifferences between the HA levels were seen in the comparison of patients groupedaccording to the level of inflammation (p>0.05).When the correlation between hyaluronic acid and bilirubin, PT, age,albumin, thrombocyte count, AST and ALT were studied, HA was found to havestatistically significant positive correlations with age, PT and bilirubin; andstatistically significant negative correlations with albumin and thrombocyte count(p<0.05). No statistically significant correlations were measured with AST and ALTlevels (p>0.05).Conclusion: In chronic liver parenchymal disease, an accurate determinationof the spread of fibrosis is vital for properly controlling the disease, in prognosis andthe appropriate choice of medicine. No clear identifiers for fibrosis have yet beenestablished in the literature. The only method to determine the real level of damageto the liver and its progression (necrosis, inflammation, fibrosis) is liver biopsy. Inour study, HA levels seem to reflect the presence of heavy liver fibrosis in chronichepatitis and cirrhosis cases and the serum HA levels are seen to have correlationwith histopathological fibrosis. We believe that HA measurements, combined withother measurements in the laboratory, can be useful as an alternative to the invasivemethod of liver biopsy in determining the level of liver fibrosis and in theidentification of cirrhosis or of heavy fibrosis that can turn into cirrhosis. Furtherresearch is called for in this area
Collections