Kolelityazisde ERCP sırasında alınan safra örneğindeki patojen bakteriler ve safra kristalleri ile taş bulunması arasındaki ilişki
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Safra taşlarının tanısı genellikle ultrasonografi veya safra yollarının radyolojik tetkiki ile konulur. Bununla birlikte makroskopik taşların yokluğunda klinik seyir ve biokimyasal testler desteklemesine rağmen hastanın değerlendirilmesi ve tanısı zor olmaktadır. Amacımız böyle hastaların tanısında mikrolityazis teshirinin katkısını araştırmak, bakteriyel florayı incelemek, üreyen mikroorganizmaların antibiyotiklere duyarlılıklarını tesbit etmek, safra kristalleri ile enfeksiyonları arasındaki ilişkiyi araştırmak ve en uygun tedaviyi belirlemektir. (3) Klinik ve biyokimyasal bulgularla kolelityazis düşünülen yaşlan 24-90 arası, yaş ortalaması 58.5 olan 30 'u kadın 23 'ü erkek, toplam 53 hasta çalışmaya alındı. Hastalar ultrasonografik ve radyolojik olarak ( ERCP ile ) taş tesbit edilen ve edilemeyenler diye iki gruba ayrıldı. Tüm hastalardan ERCP esnasmda koledok kanülasyonu ile safra örneği alınarak mikroskobik ve mikrobiyolojik yönden incelendi. Mikroskopik incelemede 1. gruptaki 38 hastanın 32 'sinde (%84.2) safra kristali saptanırken 6'sında (% 15.8) kristal saptanmadı.2. gruptakil5 hastanınö'sında (% 40) safra kristali saptanırken 9'unda (% 60) kristal saptanmadı. Mikrobiyolojik tetkikte 48 hastanın 41 'inde (%85.4) bakteri ürerken 7'sinde (% 14.6) üremedi.Bakteri üreyen 41 hastanın 24 'ünde (%58.1) tek ajan, 17 'sinde (% 41.5) multipl ajan izole edildi. En sık rastlanan E.Coh;Tobramisin,Amikasin,Netilnn^ zotine duyarlı olup, Eritromisin, Tetrasiklin ve Ampisiline dirençli idi.(ll) Ultrasonografi ve radyoloji ile safra taşı tanısı konulamayan hastalarda mikrolityazis varlığı gösterilmek suretiyle semptomların nedeni ortaya konulabilir. Elde edilen sonuçlar mikrolityazisin sıklıkla enfeksiyona eşlik ettiğini, en fazla üreyen ajanın E.Coli olduğunu ve bununda hemen daima kalsiyum bilirubinat granülleriyle birlikteliğini göstermektedir. Bunun yanında mikrohtyazisH hastalara sfinkterotomi uygulanarak hem safra yollan hem de pankreasa ait rahatsızlıktan tedavi etmek mümkün olmaktadır. (3-4-23) 24- SUMMARY Ultrasonography is the gold standart of diagnosis of gallstones. Sometimes, the diagnosis of gallstones is very difficult in the absence of macroscopic stones. The aim of this study, was to assess the importance of bacterial flora of bile and the relation of bile crystalls and bile infections in the absence of macroscpic gallstones. The trial was carried out in 53 patients ( 23 male, 30 female ), whose diagnosis was cholelithiasis clinically and blood chemistry suggest cholelithiasis. The average age of patients was 58.5 (between 24 and go ). The patients were divided to two groups : Group A; 38 patients who have macroscopic gallstones (diagnosis was performed by ultrasonographicalry or cholesistographically ). Group B : 15 patients who have no macrascopic gallstones. Bile samples of all patients were collected during ERCP and examined microscopically and cultured. Results : 32 patients of group A ( 84.2% ) have bile crystals. 6 patients of group B ( 40 % ) have bile crystals. Culture tests were performed on 48 patients of 53 patients. 41 patients ( 85.4% ), have positive cultures, 7 patients ( 14.6% ) have negative cultures. 24 patients ( 58.1%) have only one agent was E.Coli and it was sensitive to Tobramycine, Amikacin, Metilmycin, Imipenem, Ceftriaxon, Ciprofloxacine, Cefatozine and it has resistant to Eritromicine, Tetracyclin and Ampicilline. The demonstration of microlitiasis in patients who have no macroscopic stones may be useful in searching of the reasons of symptoms. The patients who have microlitiasis almost have biliary infections. The most encountered agent is E.Coli and these patients after have calcium bilirubinat granuls. Sphincterotomy may be useful for patients who have microlitiasis 25-
Collections