Nonpalpabl meme lezyonlarında `hook guided` biyopsinin yeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Nonpalpapl meme lezyonlarının mammografi ve ultrasonografi ile tespit edilmesini takiben, bunların biyopsisi yine mammografi ve ultrason ile yerleştirilen iğne lokalizasyonu ile başarılı bir şekilde yapılabilmektedir. Çalışmanın amacı nonpalpabl meme lezyonlarında, hookwire biopsinin yerinin araştırılmasıdır. Ocak 1995 ile Ağustos 1998 tarihleri arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi Genel Cerrahi Anabilim Dalında, çeşitli sebeplerle yaptırılan mammografi ve ultıasonlarında ele gelmeyen lezyonları bulunan 63 hastada toplam 66 lezyon hookwire ile işaretlenerek, eksizyonel biyopsiye tabi tutulmuştur. 60 lezyonun işaretlenmesinde Kopans tipi `D` wire, 3 lezyonda Homer tipi `J` wire, 3 lezyonda Hawkins tipi hookwire sistemleri kullanılmıştır. Nonpalpabl lezyonların çapları, 5.5 mm ile 20 mm arasında olup ortalama çapı 11 mm'dir. Hastaların yaşları 24 ile 74 arasında değişmekte olup ortalama yaş 49'dur. Vakaların 33 tanesine stereotaksik mammografi eşliğinde (%50), diğer 33 tanesine ise ultrasonografi eşliğinde (%50) hookwire yerleştirilmiştir. 63 hastaya uygulanan toplam 66 biopside 10 malignite tespit edilmiştir(%15'). Geriye kalan 56 vaka benign olarak raporlanmıştır. Benign vakalarda ilk sırayı 35 vakayla (%53) flbrokistik değişiklikler almaktadır. Diğer vakaların 9'u fibroadenom ve fibroadenomatoid hiperplazi (%13.6), 6'sı kalsifiye doku veya fibrotik doku (%9), 3'ü lenf nodu (%4.5), 2'si lipom (%3), 1'i yağ nekrozu (%1.5) dur. Genel olarak işaretleme yapılan vakalar arasında benign/malign oranı 6.6/1 olarak bulunmuştur. Toplam 66 vakada komplikasyon olarak; 4 vazovagal reaksiyon ve 2 enfeksiyon saptandı. Bilateral nonpalpabl lezyon u olan bir vakada ultrasonografi eşliğinde sağ memedeki pektoral fasiaya yakın kitleye hookwire takılması esnasında plevraya girmiş ve sağ akciğer apeksine saplanmış ve laparoskopik torakotomi ile hook saplandığı yerden çıkartılmıştır. Histopatolojik tanılar ile mammografi ve ultrasonografik lezyon özellikleri arasında korelasyon kurulmaya çalışılmış ve en yüksek maligniteyi tahmin değerinin, spiküler ve yüksek dansiteli rodyo-opak kitle lezyonunun varlığı olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak, mammograflk veya ultrasonda tespit edilen nonpalpabl meme lezyonlarının biyopsisinde hookwire ile lezyonların preoperatif işaretlemesi uygun bir yöntem olarak kabul edilebilir. İşaretlemenin, tecrübeli radyolog tarafından yapılması, tekniğin ve hookun, lezyonun lokalizasyonu ve yapısı, meme paterni göz önünde bulundurularak seçilmesinin başarı şansını artıracağı düşünülmektedir. Çıkan parçanın kontrol radyogramı alınması uygun olacaktır. Radyolog ile cerrah arasında preoperatif dönemde koordinasyonun kurulması, başarıyı artıracaktır. Hookwire ile lezyonların preoperatif işaretleme endikasyonunun konması sırasında mammografi ve ultrasonun maligniteyi tahmin değerleri göz önünde bulundurulmalıdır. 55 SUMMARY Nonpalpable breast masses can be diagnosed by mammography and ultrasonography. Mammography and ultrasonography can help preoperative hookwire localization of the nonpalpable lesions after which breast biopsy can readily be done. Aim of this study is to evaluate the localization hookwires' importance in diagnosing nonpalpable breast lesions. Between January 1995 and August 1998, sixty three patients who applied to Gülhane Military Medical Academy General Surgery outpatient department, had sixty six (66) nonpalpable lesions which could only be noticed by mammography and ultrasonography. Following the localization of these lesions by an appropriate hookwire, excissonal biopsy was performed in all patients. Sixty lesions were localized by Kopans hookwire, three were localized by Hammer `J` type wire, and other three lesions were localized by Hawkins' type hookwire. All nonpalble lesions' dimensions were between 5.5mm and 20 mm., with an average of 11 mm. Ages of patients varied between 24-74. Average age was 49. Thirty three lesions (50%) were localized by mammography and the other 33 (50%) were localized by ultiasonography. Among 66 biopsies done in 63 patients, malignancy was found in 10 of them; remaining 56 patients were benign. Benign diseases include Fibrocystic changes in 35 (53%), Fibroadenoma or fibroadenomatoid hyperplazia in 9 (13,6%), calcified and fibrotic tissue in 6 (9%), Lymph node 3 (4.5%), Lipoma 2 (3%), and fat necrosis in one (1.5%). Ratio of benign lesions to malignant lesions was 6.6/1. Four vasovagal reactions and two infections were seen in all breast localization and excisional biopsy cases. During localization by ultrasonography of one lesion close to right pectoral fascia, the hookwire penetrated pleura and migrated to the apex of right lung which was managed thoracoscopically. We tried to correlate pathologic diagnosis and mammagraphic or ultrasonograhpic appearances. Spicular and high density radroopaque mass lesions were found to have highest predictive value for malignancy. We recommend preoperative stereotactic are ultrasound-guided localization of nonpalpable breast lesions, in order to help biopsy. Location of mass, type of hookwire and technique, structure of breast, experience of radiologist affect the success of this preoperative localization. Biopsy material must be examined by x-ray or mammography in order to ensure the exicision of targeted lesion. Radiologist and surgeon must be in coordination before biopsy. Positive predictive values of mammography and ultrasonography should be considered, in indicating preop hookwire breast localization, hence preventing unneccessary biopsies. 56
Collections