İntraembriyonel artifisiyal enflamasyonun skarsız fetal iyileşmedeki rolü (Deneysel çalışma)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
VI-ÖZET Skar gelişimi kozmetik, fonksiyonel ve özellikle çocuklarda büyüme bozukluklarına neden olabilen önemli bir tıbbi sorun olmaya devam etmektedir. Skar gelişiminin önlenmesi veya azaltılması plastik cerrahların en önemli hedefidir. Son yıllardaki klinik ve deneysel çalışmalarda, fetusun yaralanmaya erişkinden daha farklı yanıt verdiği öne sürülmüştür. Fetal yara iyileşmesi hızlı ve skarsız olmaktadır. Fetus ve erişkin arasındaki farklı yara iyileşmesinden sorumlu olabilecek birçok intrensek ve ekstrensek farklılıklar bildirilmiştir. Bu farklılıklardan önemli birisi de immun sistemlerinde olmaktadır. Fetusun eksternal çevresi steril kabul edilmektedir. Gebeliğin ortalarına kadar fetus ileri derecede nötropenik olup, henüz self ve nonself immünolojik kimliği gelişmemiştir. Ayrıca fetal yaralarda histolojik olarak çok az sayıda PMN bulunmaktadır. Bu çalışmada, artiflsiyel olarak uyarılmış olan enflamasyonun skarsız iyileşmedeki önemi araştırılmıştır. Çalışmadaki tüm deneklerde maske ile halotan/Oî anestezisi kullanılmıştır. Cerrahi öncesinde profilaktik tokolize başlanmış ve erken postoperatif dönemde devam edilmiştir. Bu çalışmada, 12 adet 70-90 günlük gebe koyun fetusu kullanılarak iki ayn histeretomi yapılmıştır. Birinci operasyonda (70. gebelik gününde) histeretomi insizyonundan fetusun başı ekspoze edildikten sonra fetusun üst dudağına güçlü kemotaksik madde (FMLP) enjekte edildi, ikinci operasyonda (90. gebelik günü) üst dudak sağ tarafta insizyonel yara (Kemotaksis Grup-A) ve sol tarafta ise 1 mm.lik defektif yara (Kemotaksis Grup-B) oluşturuldu. Defektif yara açık bırakılırken, insizyonel yara primer kapatıldı. Kontrol grubu (Grup-C) olarak alt dudakta üçüncü bir yara oluşturularak primer kapatıldı. Makroskopik ve histolojik değerlendirmeler doğumdan hemen sonra yapıldı. İkinci operasyon sırasında alınan eksizyonel yara biyopsi incelemelerinde enflamasyonun başarılı bir şekilde uyarıldığı saptandı. Kontrol grubunda fibröz doku gelişimi görülmedi. Ancak her iki kemotaksis grubunda da fibröz doku ve kollajen miktarında artış olduğu saptandı. Makroskopik olarak üst dudak yaralarında skar çizgilerinin bulunduğu görüldü. Koyun modeli birçok avantaj lannın yanında uzun gebelik süresine sahip olması nedeniyle tercih edildi. Skarsız yara iyileşmesi döneminde FMLP kemotaksisi ile enflamatuar bir yanıt oluşturulabildi. Histolojik bulgular, yara ortamına çekilen PMNlerin skar oluşumuna giden bir seri olayı başlatabileceğini düşündürmektedir. Yaralanma sonrası gelişen enflamatuar yanıt, erişkin tipi yara iyileşmesinin ilk basamağını oluşturabilir. Sonuç olarak, gebeliğin erken dönemlerinde fetal yaralarda enflamasyonun olmaması skarsız iyileşmeden sorumlu bir mekanizma olabilir. Fetusun immun sistemi ve yara ortamındaki büyüme faktörleri de gözönünde bulundurularak yapılacak daha ileri çalışmalara ihtiyaç vardır. VII- SUMMARY THE ROLE OF ARTIFICIAL INFLAMMATION IN SCARLESS FETAL HEALING; AN EXPERIMENTAL STUDY IN FETAL LAMBS Scarring is a major medical problem causing cosmetic, functional, and growth sequelae, particularly in children. Prevention or reduction of scarring due to surgery remains a major goal of plastic surgeons. Recent experimental and clinical evidence suggests that the fetus responds to injury in a fashion fundamentally different from the adult. Fetal wound healing occurs rapidly and without scar formation. There are numerous extrinsic and intrinsic differences between the fetus and the adult which may influence wound repair. An important intrinsic difference between the fetus and the adult lies in the immun system. The fetal external environment is sterile. Until mid-gestation, the fetus is significantly neutropenic and has not developed self and nonself immunologic identity. Histologically, there are few PMNs in fetal wounds. The aim of this study was to investigate the in vivo role of artificially induced inflammation in scarless fetal healing. All animals were anesthesized by a mixture of halothane and oxygen administered by mask. Prophylactic tocolysis was started before surgery, intensified in the immediate post-operative period. In this study, twelve time-dated pregnant ewes were used at 70th and 90* days of gestation (term=145 days) and underwent two hysterotomies to expose the fetal heads. At the first operation (70 days' gestation), the fetal head was exposed via an histerotomy incision and a potent chemoattractant (Ch.) agent (FMLP) was infiltrated through the upper lip. At the second operation (90 days' gestation) full- thickness incisional wound at the right side (Ch.gr- A) and 1mm defective wound at the left side of the upper lip of the fetus were created (Ch.gr-B). The incisional wound was closed primarily while the defective wound was left open. A third wound at the lower lip was served as control (Gr.-C). Macroscopic and histologic examinations of the wounds were performed after birth. Successful induction of inflammation was seen at the specimens obtained from the excisional wound biopsies at the second operation. No fibrous tissue formation was seen in control group. But an increase in fibrous tissue and collagen was observed in the wounds of both chemotaxis groups. And scar lines were also observed on the upper lip wounds macroscopically. The sheep model is preferred for long gestation as well as many other advantages. An inflammatory response was generated by FMLP chemotaxis at the non-inflammatory phase of scarless fetal healing. The histologic findings suggest that,once present in a wound, fetal PMNs may initiate a sequence of events leading to scar formation. Once an inflammatory response occurs after wounding this may be the first step of adult-like wound healing. Thus, lack of inflammation in early period of fetal healing may be responsible for scarless healing. Further experimental studies should be done regarding especially the immun status and growth factors of the healing environment. 47
Collections