Meme kanserinde doku ferritin düzeyinin standart prognostik parametrelerle korelasyonu prognostik önemi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Meme Kanserinde Doku Ferritin Düzeyinin Standart Prognostik Parametrelerle Korelasyonu ve Prognostik Önemi Klinik seyri çok değişken olan meme kanserli olgularda tanı anında hastalığın nüks riskini hesaplayabilmek tedavi yaklaşımları belirlemekte büyük kolaylık sağlayacaktır. Bu amaçla yeni prognostik faktör arayışı devam etmekte olup, çalışmamızda değişik evrelerde 5 1 meme kanserli hastada, standart prognostik parametrelerin birbirleriyle ve tümör doku ferritin boyanma yoğunluğu ve yaygınlığı ile ilişkileri incelenmiş, hastalıksız ve genel sağkalımla olan bağlantıları ortaya konmuş ve doku ferritin düzeyinin prognostik öneminin olup olmadığı araştırılmıştır. Hastaların mastektomi materyallerinden elde edilmiş tümör dokularına ait, parafinize edilmiş bloklarına arşivden ulaşılarak tekrar incelemeye alınmış, doku ferritin düzeyi için final skorlama ışık mikroskobunda tümör dokusunun ferritin boyanma yoğunluğu ve yaygınlığına göre yapılmıştır. Prognostik parametreler arasındaki ilişkileri incelemek için Spearman korelasyon testi, sağkalım analizleri için Kaplan Meier yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre;tümör doku ferritin düzeyi ile tümör boyutu, aksiller tutulum, hastalığın evresi, hasta yaşı, menapoz durumu, nükleer grad, ER ve PgR durumu arasında korelasyon saptanmamıştır. Doku ferritin düzeyi ile hastalığın nüks yüzdesi arasında zayıf bir korelasyon mevcutken, genel yaşam oranı ile arada anlamlı bir ilişki mevcut değildir. Hastalıksız yaşam süreleri ile doku ferritin düzeyi arasında da ilişki yoktur. Tümör boyutu ve aksiller tutulum ile hastalığın invazyon potansiyeli arasında kuvvetli bir korelasyon mevcut olup tümör boyutu arttıkça aksiller invazyon sıklığı, buna korele olarak nüks oram artmakta, genel sağkalım yüzdesi ise anlamlı ölçüde azalmaktadır. Hastalıksız ve genel sağkalım oranları ile ER durumu arasında kuvvetli, PgR durumu arasında daha az kuvvette bir ilişki saptanmıştır- ER pozitifliği önemli ölçüde rekürrenssiz yaşamla ilişkili bulunmuştur. Hastalıksız sağkalım eğrileri incelendiğinde; meme kanseri için standart prognostik faktör olarak kabul edilen tümör boyutu, aksiller tutulum, ER ve PgR durumu bizim çalışmamızda da en önemli prognostik belirteçler olarak bulunmuşken, menopoz durumu, nükleer grad, hasta yaşı ve tümör doku ferritin düzeyinin çalışmamızda prognostik öneminin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmamız literatür bilgileriyle çoğunlukla uyumlu olmakla birlikte daha net sonuçlar için daha uzun takip süreli, çok daha fazla sayıda hasta içeren, kullanılan yöntemlerin standardize edildiği, çok değişkenli analizlerin yapıldığı yeni çalışmalara ihtiyaç vardır. 48 SUMMARY The Prognostic Importance of Tissue Ferritin Level and its Correlation With Standard Prognostic Factors in Breast Cancer In the cases with breast carcinoma, the prediction of the relapse risk at the time of diagnosis will be useful in order to determine the therapeutic modalities. Therefore, new prognostic factors are being looked for. In this study, 51 patients with breast cancer in different stages were investigated for the relations between the standard prognostic factors and tumor tissue ferritin levels (TTFL)' dye-density and extensiveness by bringing up the overall survival and disease free intervals to determine prognostic importance of tissue ferritin level. The paraffinized blocks, belonging to tumor tissues obtained from the specimens of mastectomized patients were reexamined. The final scoring of tissue ferritin level was performed on light microscopy according to the extensiveness and dye-density of tumor tissue with ferritin. Sperman correlation test and Kaplan Meier methods were used to analyze the relations among the prognostic parameteres and survivals, respectively. In respect of our data; there were no correlations between the TTFL and tumor size, axillary node invasion, disase stage,* age, menopause status, nuclear grade, estrogen receptor (ER) status, progesterone receptor (PgR) status, overall survival rate, disease-free interval. There was a weak correlation between TTFL and relapse prevalance. There was a strong correlation between the invasion potential of the disease and tumor size, and it was also true for the axillary node invasion. As the tumor grows, axillary node invasion prevalance and relapse rate increase and overall survival rate decreases significantly. The relations of disease- free interval rates and overall survival rates with ER status were found stronger than PgR status. ER positivity strongly related with recurrence-free life. When the curves belonging to disease-free survival rate were examined; tumor size, axillary node invasion, ER and PgR status were found as the most important prognostic factors like the former data. Menopause status, nuclear grade, patient age, and TTFL had no prognostic importance. Although the majority of our results are mostly parallel the literature, further long term investigations including more patients, standardized methods and multivariated analyses. 3 f£. ftA cU 49
Collections