Depresyon tanısı almış hastalarda tekrarlayıcı transkraniyal manyetik uyarım (TTMU) tedavisinin tat ve koku duyuları üzerine etkilerinin araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş: Major Depresif Bozukluk (MDB) tanısı almış hastalarda koku ve tat duyularında sağlıklı gönüllülere kıyasla bozulmalar dikkati çekmektedir. Stres hormonlarındaki artışın nörogenesiste azalmaya ve nörotransmitter değişikliklerine neden olduğu, bunun sonucunda da beyinin koku ve tat ile ilgili alanlarında defisit meydana geldiği düşünülmektedir. Bu tez çalışmasında MDB tanısı almış olgularda, 15 seanslık tTMU tedavisinin, koku ve tat duyuları üzerine etkilerini araştırmak amaçlanmaktadır.Yöntem: Bu prospektif özgün çalışmada; koku ve/veya tat duyularında azalma saptanan ve tTMU endikasyonu olan (yeterli süre ve dozda en az bir antidepresana yanıtsızlık) 30 MDB olgusunun sosyodemografik ve klinik verileri incelenmiştir. Olgulara sol dorsolateral prefrontal korteks üzerine motor eşik değerinin %120'si şeklinde, 20-Hz frekanslı tTMU yapılmıştır. Uygulama toplamda 15 seans sürmüştür. Depresyon şiddeti için Hamilton Depresyon Ölçeği (HAM-D) kullanılırken koku testi için ''Sniffin Stiks'' koku testi, tat testi için ''Taste Strips'' tat testi kullanılmıştır.Bulgular: Çalışmaya alınan hastalarda tTMU tedavisi sonrası tat ve koku testi sonuçlarında tedavi öncesine göre istatiksel olarak anlamlı düzeyde düzelme olduğu saptanmıştır. tTMU tedavisi HAM-D skorlarında düşüş sağlarken koku ve tat testi puanlarında da düzelme sağladığı gözlenmiştir. HAM-D skorlarına göre tedaviye yanıt alınan hastalarda koku testi sonuçlarında anlamlı düzelme gözlenirken tat testi sonuçlarında bu düzelme anlamlı düzeyde değildir. Ayrıca ilaç kullanan 20 hasta ile ilaç kullanmayan 10 hasta tedavi öncesi ve sonrası, tat ve koku testi değişimleri açısından değerlendirilmiştir. Her iki grupta da koku ve tat puanları tedavi öncesine göre düzelirken gruplar arasında koku ve tat değişimi açısından istatiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır. Ek olarak tedavi öncesi ve sonrası koku ve tat testlerinde ki bozukluğun korele olduğu gözlenmiştir.Sonuç: MDB olgularında tTMU tedavisinin koku ve tat duyuları üzerine etkilerini araştıran ilk çalışma olması nedeni ile önem arz etmektedir. Bizim çalışmamız ile tTMU tedavisinin, HAM-D skorlarında yeterli düşüş sağlanamayan hastalarda bile koku ve tat duyularına yaptığı olumlu etkisi gösterilmiştir. Aynı olumlu etki hem ilaç kullanan hem de ilaç kullanmayan hastalarda da gözlenmiştir. Böylece depresyon skorlarından bağımsız olarak yaşam kalitesine kattığı olumlu değer açısından tTMU tedavisi tekrar hakettiği yeri alacaktır. Koku ve tat duyularının depresyondan daha önce düzeldiği düşünülebilir. Tedaviye yanıt alınamayan hastalarda tedavi süresinin arttırılması ve/veya atım sayısının arttırılması terapötik etkinin artmasını sağlayabilir.Uygun hastalarda tTMU monoterapisinin veya mevcut tedaviye eklenmesinin, depresyonun tedavisi ile birlikte koku ve tat duyularında yapacağı muhtemel iyileşme, hastaların yaşam kalitelerine olumlu etki yapacaktır. Introduction: In patients with Major Depressive Disorder (MDD), it is noteworthy that smell and taste sensations deteriorate compared to healthy volunteers. It is thought that the increase in stress hormones leads to a decrease in neurogenesis and changes in neurotransmitters, resulting in deficits in the areas of brain smell and taste. In this thesis study, it is aimed to investigate the effects of 15 sessions of tTMU therapy on smell and taste sensations in MDD patients.Method: In this prospective original study; Sociodemographic and clinical data of 30 cases of MDD with a decrease in smell and / or taste sensations and with an indication for tTMU (at least one antidepressant response in a sufficient time and dose) were investigated. In cases, a 20-Hz frequency tTMU was performed on the left dorsolateral prefrontal cortex in 120% of the motor threshold. The application lasted 15 sessions in total. Hamilton Depression Scale (HAM-D) was used for severity of depression, while '' Sniffin Stix '' smell test was used for smell test and '' Taste Strips '' smell test was used for taste test.Result: It was determined that the taste and smell test results after tTMU treatment were statistically improved significantly compared to the pretreatment. tTMU treatment resulted in a decrease in HAM-D scores while also improving smell and taste test scores. According to the HAM-D scores, the smell test results showed significant improvement in the patients who received treatment response, but this improvement is not significant in the taste test results. In addition, 20 drug users and 10 non-drug users were evaluated for changes in taste and smell test before and after treatment. There was no statistically significant difference between both of the groups in terms of smell and taste changes. In addition, it was observed that the impairment in the smell and taste tests before and after the treatment was correlated.Conclusion: It is important to be the first study to investigate the effects of tTMU treatment on smell and taste sensations in MDD cases. Our study showed a positive effect of tTMU treatment on smell and taste sensations even in patients who did not achieve adequate reduction in HAM-D scores. The same positive effect has been observed in both drug users and non-drug users. Thus, independent from depression scores, tTMU treatment will again have its deserved place in terms of positive value added to the quality of life. It can be considered that the sense of smell and taste have already improved before depression. Increasing the duration of treatment and / or increasing the number of pulses in patients who are unable to respond to treatment may result in increased therapeutic efficiency.Possible improvement in the smell and taste sensations associated with the treatment of depression with the addition of tTMU monotherapy or current treatment to eligible patients will have a positive impact on the quality of life of the patients.
Collections