Kamuoyu oluşturma çalışmaları ve toplum mühendisliğinin gelişimi

Abstract

Kamuoyu oluşturma ve toplumu şekillendirme düşüncesi, 19. Yüzyılın ?kitle? beynini inceleyen sosyal-psikolog Fransız Gustave Le Bon'un; sosyal bilimlerin, kitleleri kontrol altında tutmak ve kamu algısını manipüle etmek için kullanılabileceği görüşü ile taraftar toplamış, Walter Lippmann'ın konuya sosyolojik yaklaşımı ile ABD'li siyaset ve sermaye çevrelerinde yankı uyandırmıştır. Lippmann'ın çalışmalarını teorik bulan pragmatik halkla ilişkile uzmanı Edward Bernays söz konusu görüşleri amcası Sigmund Freud'un psikolojik yaklaşımları ile harmanlanarak uygulamaya geçirmiş ve kapitalizme tüketim toplumu yaratılması için muazzam yöntemler sunmuştur.Yıkıcı Büyük Buhran, kapitalizmin sorgulanmaya başlamasına neden olmuş, Roosevelt döneminin eşitlikçi söylemleri karşısında yıpranan Özel Sermaye Bernays'ın metotlarına daha fazla ağırlık vererek, ?toplumsal refahın ancak kendileri tarafından yaratılabileceği? algısını kamu zihninde hakim kılmaya çalışmış ve reklamcılık alanında ustalaşmışlarıdır.Kitle iletişim teknolojisindeki gelişmeler, kamuoyu oluşturma çalışmalarının 1980'lerden itibaren siyaset alanın da daha kullanılmasına neden olmuş, döngü uzmanlığı olarak anılmaya başlanan kamuoyu oluşturma çalışmaları, siyasi liderlerin ideoloji yerine imaja odaklanmasına neden olmuştur. Modernleşme ve halkla ilişkiler alanındaki ilerlemeler sonrası kamuoyu oluşturma faaliyetleri ülkemizde de belirgin ölçüde artmıştır.

The thought of keeping crowds under control and therefore, manipulating their public opinion was set forth by the French socio-physiologist Gustave Le Bon, who was known to be studying the brain formation of the 19th century. This theory, finding a number of followers was approached by Walter Lippmann from a sociologist point of view which invited the attention of politicians and businessmen of the U.S. The rationalist Public Relations expert Edward Bernays, finding the Lippmann?s approach to be theoretical, combining it with the psychology principles of his uncle, Sigmund Freud, presented to the capitalism various approaches for the creation of a consumptions society.The Great Depression of the 30?s lead to the questioning of the capitalism, and, the big capital loosing grounds with the Roosevelt? equality policy announcements, leaning more to the Edward Bernays? approaches, was in a constant struggle to persuade to the public that only the capital may overcome the economic crisis and restore the well-being of the public. This persuasion effort led to an expertise in the advertisement field. The growth in the public communication technology carried the Public Opinion Formation processes in to the Political fields in 80?s. Politicians leaned towards ?image building? rather than ideology. Modernization and the progress in the public relations led to a more intensive approach to the Public Opinion formation process in our country also.