A security matter for Turkey: Hydrocarbon reserves in the Eastern Mediterranean
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
2000'li yılların başından beri, Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon rezervlerinin keşfi, bölgeye yeni bir güvenlik meselesi getirmiştir. Çünkü yeni keşfedilen hidrokarbon rezervlerinin paylaşımı konusunda bölge ülkeleri arasında anlaşmazlık baş göstermiştir. Kıbrıs adasındaki Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Türkiye'nin itirazlarına rağmen adanın kuzeyindeki Kıbrıslı Türklerin onayı olmaksızın İsrail ve Mısır gibi diğer kıyı ülkeleriyle deniz yetki alanı sınırlandırma anlaşmaları imzalamıştır. GKRY, ABD, Fransa ve İtalya gibi ülkelerin petrol şirketlerine lisanslar vermiştir. Ve AB, konuya EastMed boru hattı projesi ile dahil olmuştur. Bu gelişmeler, Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon rezervlerini Türkiye için bir güvenlik meselesi haline getirmiştir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye için Doğu Akdeniz'deki güvenlik tehdidini tanımlamaktır. Sonuç olarak, çalışma göstermiştir ki, Doğu Akdeniz'deki güvenlik meselesi Türkiye için sadece bir enerji problemi değil, aslında, bir güvenlik tehdididir. Türkiye'nin politik ve askeri kararlılığını muhafaza ederken bölge ülkeleriyle ekonomik ve politik iş birliği arayışlarını sürdürmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir. Muhtemel tüm projelerin ekonomik göstergeleri, bölgedeki hidrokarbon rezervlerine yönelik en önemli karar noktaları ve oyun değiştiriciler olacaktır. Since the beginning of 2000s, the discovery of hydrocarbon reserves in the Eastern Mediterranean has brought a new security issue to the region. Because there appeared a dispute between the regional countries for the sharing of the newly discovered hydrocarbon reserves. The Greek Cypriot Administration (GCA) on the Cyprus Island has signed delimitation agreements with other coastal countries like Israel and Egypt without consent of Turkish Cypriots in the north of the Island although Turkey objected to those agreements. GCA has granted licenses to the oil companies of countries like USA, France, and Italy. And the EU has stepped into the issue with the EastMed pipeline project. These developments have made the hydrocarbon reserves in the Eastern Mediterranean a security matter for Turkey. The aim of this study is to define the security threat for Turkey in the Eastern Mediterranean. As the conclusion, the study shows that the security issue in the Eastern Mediterranean for Turkey is not merely an energy problem, in fact, it is a security threat. It is advised that Turkey should preserve political and military determination while economic and political cooperation is seeked with the countries of the region. Economic implications of all possible projects will be the most important decisive points and game changers of the future developments regarding the hydrocarbon reserves in the region.
Collections