Atrial septal defekt'e bağlı sekonder triküspit kapak yetersizliğinin cerrahi açıdan değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Günümüzde tanı amaçlı kullanılan yöntemlerin yaygınlaşmasıyla, erişkin dönemde tespit edilen konjenital kalp hastalıklarının (KKH) sayısı artmıştır. Atrial septal defekt (ASD) erişkin KKH'lerin en sık görülenidir ve yaklaşık %25-30'unu oluşturur1. Bu hastalarda ASD'ye bağlı olarak, sağ ventrikül artmış volüm yüküne karşı çalışır ve bunun sonucunda bazı yapısal değişiklikler meydana gelir. İlerleyen dönemde ventriküler dilatasyon ve triküspit annulusunda genişlemeye bağlı olarak fonksiyonel triküspit yetmezliği (TY) gelişir.Hastanemizde cerrahi olarak ASD kapatılan ve orta TY'si olan 103 erişkin hasta çalışmaya alındı. Hastalar triküspi kapak tamiri (TVP) yapılanlar veya yapılmayanlar olmak üzere iki gruba ayrıldı. Birinci grupta, izole ASD kapatılması operasyonu uygulanan 76 hasta (32 erkek, 44 kadın), ikinci grupta ise aynı seansta TVP uygulanan 27 hasta (7 erkek, 20 kadın) değerlendirildi. Gruplar birbiriyle cinsiyet, yaş, diyabet, hipertansiyon, kronik obstrüktif akciğer hastalığı varlığı, sigara kullanımı, solunum fonksiyonları, postoperatif serebrovasküler olay, kronik böbrek yetmezliği, ASD tipi, defekt kapama yöntemi, revizyon, sternal komplikasyonlar, yoğunbakım ve taburculuk süresi, preoperatif ve postoperatif ritim, preoperatif ve postoperatif sağ atrium ve end diyastolik sağ ventrikül çapı, preoperatif ve postoperatif sol ventriküler ejeksiyon fraksiyonu (EF), preoperatif ve postoperatif pulmoner arteriyel basınç (PAB), kardiyopulmoner bypass ve aortik kros klemp (AKK) süresi, postoperatif komplikasyonlar, drenaj miktarı, ventilasyon süresi ve mortalite yönünden karşılaştırıldı.Gruplar, preoperatif demografik verileri ve ekokardiyografi (EKO) bulguları açısından değerlendirildiğinde her iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Operatif veriler değerlendirildiğinde AKK süresi Grup II'deki hastalarda istatistiksel olarak anlamlı oranda uzun bulundu (p=0,004). Bunun dışında kapatılan ASD tipleri, kapama şekli ve ameliyat metodu arasında istatistiksel anlamlı bir farklılık bulunamadı. Hastaların 6. ay kontrolünde yapılan EKO'sunda, her iki grupta da sağ ventrikül end diyatsolik çap, sağ atrial çap, triküspit yetmezliği, Qp/Qs ve PAB değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı oranda azalma tespit edildi. Gruplar arasında postoperatif morbidite ve mortalite, hastane yatış süreleri, ritim ve ortalama TY gerilemesi açısından anlamlı fark saptanmadı. Orta TY'li hastalarda, triküspit annulus çapı genişlemiş ve PAB yüksek ise, progresif TY gelişme ihtimali nedeniyle, anlamlı morbidite ve mortalite farkı olmaksızın TVP uygulanabilir. Bu hastalarda cerrahi öncelikli olarak tercih edilebilir. Recently the widespread use of diagnostic methods in many areas has increased the number of congenital heart diseases (CHD) detected during adulthood. Atrial septal defect (ASD) is the most common form of adult CHD and accounts for approximately 25-30%. In these patients the right ventricle works against an increased volumetric load due to ASD, resulting in some structural changes. Functional tricuspid regurgitation (TR) develops as the result of ventricular dilatation and enlargement of the tricuspid annulus in later period.A total number of 103 adult patients with ASD and moderate TR, who were treated surgically, were included in our study. Patients were divided into two groups. The first group consisted of 76 patients (32 males, 44 females) undergoing isolated ASD closure operation and the second group consisted of 27 patients (7 males, 20 females) undergoing ASD closure concomitant with tricuspid valve plasty(TVP).The groups were compared with each other in terms of gender, age, diabetes, hypertension, chronic obstructive pulmonary disease, smoking, respiratory functions, postoperative cerebrovascular event, chronic renal failure, ASD type, defect closure method, revision, sternal complications, the period of ICU and hospital stay, preoperative and postoperative heart rhythm preoperative and postoperative right atrium diameter and end diastolic right ventricular diameter, preoperative and postoperative left ventricular ejection fraction (EF), preoperative and postoperative pulmonary arterial pressure (PAP), cardiopulmonary bypass time and aortic cross clamp (ACC) time, postoperative complications, amount of drainage, duration of ventilation and mortality.There was no statistically significant difference between the two groups when evaluated in terms of preoperative demographic data and echocardiography findings. The duration of ACC was statistically significantly longer in Group II patients (p = 0.004) during evaluation of operative data. Apparently no statistically significant difference was found between the groups in terms of closed ASD types, closure pattern and operative method. There was statistically significant decrease in right ventricular end diastolic diameter, right atrial diameter, TR, Qp / Qs and PAP in both groups at 6th month of control Echocardiography findings. There were no significantly difference between the groups in terms of postoperative morbidity and mortality, hospital stay, rhythm, and mean tricuspid insufficiency regression. Tricuspid valve repair can be perfomed in patients with moderate tricuspid insufficieny accompanied by enlargement in diameter of the tricuspid annulus and high PAP due to the progression possibility of TR without considering their differences in morbidity and mortality. Surgical approach may be preferred as the first choice of treatment in these patients.
Collections