Serum arilesteraz ve paraoksonaz düzeylerinin ikili tarama parametrelerine etkisi ve gestasyonel diyabetteki rolü
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Temel çalışma alanı birinci basamak sağlık hizmeti sunmak olan aile hekimliğinde birincil koruma önemli yer tutmaktadır. Bu kapsamda verilen doğum öncesi bakım, tarama ve erken tanı testleri gebeliğin ileri aşamalarında ortaya çıkabilecek sorunların önlenmesini sağlamaya yöneliktir. Diğer testlerin yanı sıra ikili tarama testi ve oral glikoz tolerans testi (OGTT) gebeliğin erken dönemlerinde yapılan, gebeliğin seyrini, anne ve bebeğin sağlığını etkileyebilen önemli sonuçlar verebilmektir. İkili testte kullanılan biyokimyasal belirteçlerin ölçümü üzerine etkili olabilen bazı etmenler mevcuttur. Bunlardan birisi de annede serbest radikallere bağlı oluşabilecek oksidatif stresin artışıdır. Antioksidan kapasitenin azalması hücrelerin yaralanmasına, buna bağlı olarak DNA hasarına ve mutasyonlara zemin hazırlayabilir. Paraoksonaz (PON1), okside fosfolipitleri remodelize eden HDL ile ilişkili bir glikoproteindir. Paraoksonaz ve arilesteraz (ARE), aynı gen tarafından kodlanan ve aktif merkezleri benzer olan esteraz grubundaki enzimlerdir. Bu çalışmada gebelerde serum PON-1 ve ARE düzeylerinin ikili tarama testlerine ve OGTT'ye etkilerini araştırmak amaçlanmıştır. Bu sayede ebeveynler ve etkilenen çocuklar için büyük bir sorun olan trizomi 18 ve trizomi 21 sendromunun oluşmasında ve gestasyonel diyabeti öngörmede bu parametrelerin ve oksidatif stresin rol oynayıp oynamadığı belirlenmeye çalışılmıştır. İleri gebelik haftalarında ortaya çıkabilecek gestasyonel diyabetin önceden tahmin edilmesi, gebe izleminin daha sık ve ayrıntılı yapılmasını, erken tanıyı ve olası komplikasyonların önlenmesini sağlayacaktır.Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde izlenen ilk trimester (gebeliğinin 11-14. haftalarındaki) gebelerden Down sendromu tarama testi yaptırmak üzere Biyokimya Laboratuvarı'na istem yapılan 100 gebe çalışmaya alındı. Diyabetik gebeler, sigara kullanan, ikiz gebeler ve IVF yöntemi ile gebe kalanlar çalışmaya dahil edilmedi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Biyokimya Laboratuarı'nda çalışma grubundaki gebelerin serum örneklerinde PAPP-A ve β-hCG düzeyleri çalışıldı. Bu biyokimyasal testler Beckman-Coulter Unicel DXI 800 cihazında solid faz, kemiluminesans immunometrik sandviç yöntem ile çalışıldı. PON1 ve ARE ölçümü; tam otomatik RL0031 Rel Assay® (Gaziantep-Türkiye) marka ticari kit kullanılarak Abbott Architect® c16000 otoanalizörde çalışıldı. Total kolesterol, LDL kolesterol, HDL kolesterol ve trigliserid testleri Abbott marka ticari kitler kullanılarak yine Abbott Architect® c16000 otoanalizörde çalışıldı.Çalışma grubundaki gebelerin yaş ortalaması ve standart sapması 28.7±5.2, gebelik haftalarının ortalaması 12.3±0.7'dir. Elde edilen serum örneklerinde; PON1değeri ortalaması ve standart sapması 174.6±111, ARE ortalaması ve standart sapması 218.1±69.7 olarak tespit edilmiştir. HDL bağlı antioksidan enzimler olan PON1 ve ARE aktivitesi ile ikili test parametreleri arasında yapılan Pearson ve Spearmann analizlerinde anlamlı korelasyon bulunamadı. Çalışma grubundan 60 gebe gestasyonel diyabet taraması için hastanemize başvurmuştur. İki saatlik 75 gram oral glikoz tolerans testi kriterlerine göre yalnızca üç hastanın açlık glikoz değerleri 92 mg/dl'den yüksekti. Bu sayı istatistiksel analiz için yeterli olmadığından değerlendirmeye alınamadı.Kromozomal anomaliler ebeveynler ve etkilenen çocuklar için büyük bir sorundur. Gestasyonel diyabet de hem anne hem bebek için komplikasyon riski taşımaktadır. Bu risklerin önceden tespitinde ikili tarama testi ve OGTT önemli bilgiler vermektedir. Bu testlerde kullanılan biyokimyasal belirteçlerin ölçümünü etkileyebilecek oksidatif stres gibi etmenlerin varlığını göstermek önemlidir. Bu çalışmada oksidatif stres ile ilişkili olduğu bilinen serum ARE ve PON düzeylerinin ikili test parametrelerine etkisi olup olmadığı araştırılmış, ancak bu parametreler arasında anlamlı bir korelasyon bulunamamıştır. Aynı zamanda ikili tarama testi sırasında alınan serumlarda ölçülen ARE ve PON düzeylerinin ileride gestasyonel diyabet gelişebilecek gebeleri önceden kestirmeye yardımcı olup olmayacağı incelenmiş, yeterli sayıda veriye ulaşılamadığından bu yönde bir karar verilememiştir. Araştırmanın daha geniş gruplarda ve prospektif yöntemle tekrarlanması bu özelliklerin ortaya konulmasını sağlayabilecektir. In family medicine, whose main areas are to provide primary health care services, primary prevention has an important role. In this scope given prenatal care, screening and early detection tests aim to enable the prevention of problems that may arise in the later stages of pregnancy. In addition to others tests, combined test and oral glucose tolerance test (OGTT) done in the early stages of pregnancy can give significant results that can affect the progress of pregnancy, the baby's and mother's health. Some factors might affect the measurement of biochemical markers used in combined tests. One of them is the increase of oxidative stress caused by free radicals that may arise in mothers. Antioxidant capacity reduction may cause to cell injury and hence DNA damage and mutation. Paraoxonase (PON1) is a glycoprotein remodeling oxidized phospholipids and associated with HDL. Paraoxonase and arylesterase (ARE), encoded by the same gene and having similar active centers, are enzymes in the esterase group. In this study, it is aimed to investigate the effects of serum PON1 and ARE levels of pregnant women on combined tests and OGTT. Thus, it has been tried to determine whether in the occurrence of trisomy 18 and trisomy 21 syndrome, which is a big problem for parents and affected children, and predicting gestational diabetes these parameters and oxidative stress play a role or not. The prediction of gestational diabetes which may occur in the further weeks will ensure more frequent and detailed following-up of pregnancy to be done, early diagnosis to be made and prevention of possible complications.In this study, 100 first trimester pregnants (from 11th to 14th week) who were followed in the Antalya Training and Research Hospital were evaluated. Diabetic pregnant women, smokers, twin pregnancies and IVF pregnancies were excluded. Beta-hCG and PAPP-A levels were measured on serum samples of pregnant women in the study group in Medical Biochemistry Laboratory of Antalya Training and Research Hospital. These biochemical tests were analyzed in Beckman-Coulter Unicel DXI 800 devices, by solid phase, chemiluminescence immunometric sandwich method. PON1 and ARE were measured in Abbott Architect® c16000 auto analyzer by using fully automatic RL0031 Rel Assay® (Gaziantep, Turkey) commercial kit. Total cholesterol, LDL cholesterol, HDL cholesterol and triglyceride tests were also measured in Abbott Architect® c16000 auto analyzer by using the Abbott commercial kits. The average and standard deviation of the women ages in the study group is 28.7±5.2 years; the mean of gestation weeks is 12.3±0.7 weeks. In the obtained serum samples; 174.6±111 average value and standard deviation for PON1 and 218.1±69.7 mean and standard deviation for ARE were determined. In the Pearson and Spearmann analysis made between activities of PON1 and ARE which are the antioxidant enzymes associated with HDL and combined scan parameters significant correlation wasn't found out. Sixty pregnants from the study group applied to our hospital for gestational diabetes screening. According to the criteria of two hours 75 gr oral glucose tolerance test, only three patients' fasting glucose values were higher than 92 mg/dl. This data could not be evaluated because of insufficient for statistical analysis.Chromosomal abnormalities are a major problem for affected children and their parents. Gestational diabetes also constitutes complication risks for both mother and baby. In determination of these risks, combined screening tests and OGTT give important information. It is important to show the presence of factors as oxidative stress which can affect the measurement of biochemical markers used in these tests. It was investigated whether there was any effect of serum ARE and PON, which is known to be associated with oxidative stress, levels on the binary test parameters or not, but there wasn't found any significant correlation between these parameters. At the same time, if PON and ARE levels measured in serums received during the combined screening tests will be helpful to predict pregnant women who can be gestational diabetes in the future or not and a decision couldn't made about this as enough data were not obtained. The repetition of this research in larger groups and prospective method will allow identification of these features.
Collections