Subkutan retansiyon sütürü atılmasının vertikal kesi ile jinekolojik operasyon geçiren kadınlarda yüzeyel doku ayrılmasını önlemesindeki etkinliği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Bu prospektif çalışmanın amacı kanser ön tanılı olup vertikal kesi kullanılarak jinekolojik operasyon geçiren kadınlarda profilaktik olarak subkutan retansiyon sütürü atılmasının, yüzeyel doku ayrılması ve bunun göstergesi olan akıntı ve bu durumdan kaynaklanabilecek enfeksiyon ve yatış süresinde uzama gibi komplikasyonları önlemedeki etkinliğinin araştırılması ve yara yeri komplikasyonları için risk faktörlerinin belirlenmesidir.Gereç ve yöntem: Mayıs 2018 ve Ağustos 2019 tarihleri arasında Jinekolojik Onkoloji kliniğinde cilt kalınlığı 3 cm ve üzerinde olan, subkutan retansiyon sütürü atılan 95 ve kontrol grubu 113, toplam 208 hasta çalışmaya dahil edildi.Hastaların klinik ve cerrahi özellikleri retansiyon sütürü atılan ve atılmayan grupta karşılaştırıldı. Kültürde üreme olması, yatış süresinin uzaması, yara yeri ayrılması ile ilişkili faktörler tek değişkenli analizle, yara yeri ayrılması ile ilişkili faktörler çok değişkenli analizle ve yatış süresini uzatan faktörler çok değişkenli analizle değerlendirildi.Bulgular: Yapılan tek değişkenli analizde yaş, dahili hastalık varlığı, preoperatif hemoglobin, preoperatif albümin, kilo, BMI, preoperatif kan verilmesi, postoperatif kan verilmesi, retansiyon sütürü atılması ile yara yerinden akıntı olması ve yüzeyel yara ayrılması arasında ilişkili bulundu. Yapılan tek değişkenli analizde preoperatif albümin, kilo, BMI faktörleri ile akıntı veya enfeksiyona bağlı yatış süresinde uzama ile ilişkili bulundu. Çok değişkenli analiz sonucunda BMI (OR:1.117; %95 CI: 1.085-1.277, p<0.001) ve retansiyon sütürü atılması (OR: 0.305; %95 CI: 0.113-0.825, p=0.019) yara yerinde akıntı olmasını yani yara yerinde ayrılma olmasını belirleyen bağımsız değişkenler olarak saptandı. Ayrıca BMI (OR:1.113; %95 CI: 1.031-1.245, p=0.010), retansiyon sütürü atılması (OR: 0.189; %95 CI: 0.054-0.662, p=0.009) ve intraoperatif komplikasyon olması (OR:4.103; %95 CI: 1.079-15.596, p=0.038) yatış süresinde uzama olmasını belirleyen bağımsız değişkenler olarak saptandı.Sonuç: Profilaktik olarak subkutan retansiyon sütürü kullanılmasının yüzeyel yara ayrılması ve yatış süresinde uzama gibi komplikasyonları azalttığı gösterilmiştir. Özellikle yüksek BMI, malnütrisyon, kan ürünü transfüzyonu yapılması, ileri yaş, komorbid hastalık ve intraoperatif komplikasyon varlığı gibi yara yeri komplikasyonları gelişimini öngördürebilecek risk faktörleri varlığında profilaktik olarak subkutan retansiyon sütürü atılması önerilebilir. Aim: The aim of this prospective study was to determine the efficacy of prophylactic subcutaneous retention sutures in the prevention of superficial wound separation and discharge that is an indicator of wound separation, and of complications that would result from these conditions such as infection and prolongation of hospitalization and to determine the risk factors for wound complications in women with a preoperative diagnosis of cancer who underwent gynecological surgery using vertical incision.Materials and Methods: A total of 208 patients with a subcutaneous tissue of 3 cm or greater composed of 95 patients who had wound closure using subcutaneous retention sutures and 113 patients who had standard wound closure that were hospitalized in Gynecological Oncology Clinic between May 2018 and August 2019 were included in the study.The clinical and surgical characteristics of the patients were compared in the groups with and without retention sutures. Factors associated with positive wound culture, prolongation of hospitalization, superficial wound separation were evaluated by univariate analysis and factors associated with prolongation of hospitalization and superficial wound separation were evaluated by multivariate analysis.Results: In a univariate analysis, age, presence of comorbid diseases, preoperative hemoglobin value, preoperative albumin value, body weight, body mass index, preoperative blood transfusion, postoperative blood transfusion and presence of retention suture were associated with the risk of discharge and separation on wound site. In another univariate analysis, preoperative albumin value, body weight and body mass index were associated with the risk of prolongation of hospital stay. In a multivariate analysis, body mass index (OR: 1.117; 95% CI: 1.085-1.277, p <0.001) and presence of retention suture (OR: 0.305; 95% CI: 0.113-0.825, p = 0.019) retained their independent association with discharge at the wound site and superficial wound separation. In addition, body mass index (BMI) (OR: 1.113; 95% CI: 1.031-1.245, p = 0.010), presence of retention suture (OR: 0.189; 95% CI: 0.054-0.662, p = 0.009) and presence of intraoperative complications (OR: 4.103) 95% CI: 1.079-15.596, p = 0.038) were determined as independent predictors affecting the length of hospital stay.Conclusion: Prophylactic subcutaneous retention sutures were shown to reduce the complications such as seperation on the wound site and prolongation of hospital stay. Prophylactic subcutaneous retention sutures may be recommended especially in the presence of risk factors suchcomorbid disease and intraoperative complications that may predict the development of wound complications.
Collections