Küçük hücreli dışı akciğer kanserli olguların klinik özellikleri ve sağkalımını etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Çalışmamızda, Dr. Abdurrahman Yurtaslan (A.Y.) Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi (AOEAH) Tıbbi Onkoloji Kliniği'nde 1999 – 2009 yılları arasında takip ve tedavi edilen KHDAK tanılı 738 hasta retrospektif olarak incelendi. Hastaların demografik, klinik ve sağkalım özelliklerini, bu olgularda klinik, laboratuar ve patolojik özelliklerin ve uygulanan tedavi modalitelerinin sağkalım üzerine etkileri araştırıldı.Olası risk faktörlerinin erken evre grupta hastalıksız ve genel sağkalım, lokal ileri ve metastatik evre grubunda progresyonsuz ve genel sağkalım üzerinde istatistiksel olarak anlamlı etkilerinin olup olmadığı Log-Rank testi kullanılarak Kaplan Meier sağkalım analizi ve çoklu geriye dönük adımsal Cox regresyon analiziyle değerlendirildi.Hastalarımızın %87,3'ü erkek ve %12,7'si kadındı. Ortanca yaĢ 58 (aralık: 22- 85 yıl) idi. Cinsiyete göre OS'a bakıldığında istatistiksel olarak fark saptanmadı (p=0,897). Tanı anında lezyonun en sık sağ akciğerde ve sağ üst lobta olduğu saptandı. En sık yassı hücreli karsinom(%39,8), ardından adenokarsinom (%34,4) gelmekteydi. Kadın hastalarda adenokanserin (p<0,001), erkeklerde ise yassı hücreli karsinomun daha sık olduğu saptandı (p<0,001). Lokal ileri ve metastatik olgularda yapılan çoklu karşılaştırmalarda yassı hücreli karsinomun, adenokarsinomaya (p<0,001) ve büyük hücreli karsinomaya (p=0,004) göre daha uzun sağkalıma sahip olduğu bulundu. Çalışmamızda, tüm hastaların %84,6'sında sigara kullanımı mevcuttu. Sigara ile histopatolojik tip arasında istatistiksel olarak anlamlı birliktelik bulundu. Sigara içenlerde adenokarsinoma daha sık (p<0,001), yassı hücreli ise ise daha nadir saptandı (p<0,05).Hastalarımızın %4,2'si evre I, %4,0'ı evre II, %9,6'sı evre IIIA, %32,9'u evre IIIB ve %49,2'si evre IV idi. Tüm hastalarda ECOG performans durumu (p=0,004)ve evrenin (p<0,001) sağkalım üzerinde anlamlı etkisi saptandı. Olguların evrelere göre OS analizlerinde, ortanca yaĢam beklentileri evre IA'da 53 ay, IB 66 ay, IIA 74 ay, IIB 57 ay, IIIA 30 ay, IIIB 13 ay ve evre IV 8 ay idi. KHDAK'li hastalarımızın %89,9'u lokal ileri ve metastatik evrede tanı almıĢtı. Olguların %49,2'sinde tanı anında metastaz vardı. %26,1 oranıyla en sık kemik metastazı ve ardından sırasıyla beyin, karaciğer ve sürrenal metastazı gelmekteydi. M0 olguların median OS beklentisi 18,0 ay, M1 olguların ise 8,0 ay idi (p<0,001). Kemik, beyin, karaciğer metastazı, sürrenal ve plevral efüzyon varlığının sağkalımı olumsuz etkilediği saptandı.Erken evre hastalarda DFS, OS ve lokal ileri ve metastatik hastalarda PFS, OS üzerinde etkisi araştırılan faktörlerin tek değişkenli istatistiksel analizlerinde sadece anlamlı fark bulunanlar çoklu geriye dönük adımsal Cox regresyon analiziyle değerlendirildi. İleri evre hastalarda ECOG PS 2 ve üstünde olması (<0,001), hipoalbünemi (p<0,001), hiperkalsemi (p<0,001), palyatif amaçlı kemoterapi almamıĢ olmak (p<0,001), primer RT almamak (p<0,001), N evresi (p=0,003) ve metastaz varlığının (p=0,005) KHDAK'li hastalarda OS üzerinde etkili prognostik faktörler olduğunu gözlemledik.Çalışmamızda, sağkalımı etkileyen klinik ve laboratuar parametrelerinin yanında uygulanan tedavi yöntemlerinin etkisini de gösterdik. Erken evre KHDAK'li olgularda cerrahinin, ileri evre hastalarda sistemik kemoterapinin hem sağkalımı uzatmakta hem de semptomlarda düzelme sağladığı görüldü. Kombine tedavi modalitelerinin sağkalım üzerinde etkisini, birinci basamak ve sonraki aşamalarda tedavi kararı verirken göz önünde bulundurulması gereken faktörlerin önemini vurgulamış olduk.Gelecekte moleküler belirteçlerin kullanımının terapötik kararların verilmesinde yardımcı olacağı kuvvetle muhtemeldir. Ülkemizde gelecekteki yaklaşımlarımıza kendi verilerimiz ışığında yön verebilmek için akciğer kanseri konusunda yapılacak yeni ve kapsamlı prospektif çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Collections