Gelişimsel kalça displazisi nedeniyle total kalça artroplastisi uygulanan hastalarda çıkık risk faktörlerinin araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş ve Amaç: Gelişimsel kalça displazisi, ikincil koksartrozun önde gelen nedenlerindendir. Günümüzde GKD'ye bağlı koksartrozlar TKA ile başarılı bir şekilde tedavi edilmesine karşın tedavi sonrası bir takım komplikasyonlar bu etiyolojik grupta daha sık görülmektedir. Bu tez çalışmasında gelişimsel kalça displazisi zemininde koksartroza bağlı total kalça artroplastisi uygulanan hastalarda protez çıkığı komplikasyonu risk faktörlerinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Sağlık Bilimleri Üniversitesi Metin Sabancı Baltalimanı Kemik Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği'nde 2012-2017 yılları arasında gelişimsel kalça displazisi zemininde gelişen koksartroz nedeniyle total kalça protezi uygulanan toplam 440 hasta çalışmaya dâhil edilmiştir. Bu hastalardan TKA sonrası çıkık gelişen 40'ı vaka grubu, çıkık komplikasyonu görülmeyen 400'ü ise kontrol grubu olarak belirlenmiştir. Gelişimsel kalça displazisi etiyolojisi dışındaki nedenlerle TKA uygulanmış olan hastalar, ilk tedavisi başka bir merkezde yapılan hastalar, ilk tedavisi hastanemizde yapılan, ancak instabilite dışı nedenlerle revizyon artroplasti yapılıp çıkık gelişen hastalar, yüksek enerjili travma nedeniyle çıkık gelişen hastalar, ameliyat sonrası kontrolden çıkan hastalar çalışma dışında bırakılmıştır. Çıkık risk faktörlerini değerlendirken hastaya bağlı faktörlerden; yaş, cinsiyet, VKİ (Vücut Kitle İndeksi), eğitim durumu, madde ve alkol kullanımı, ek hastalık mevcudiyeti, karşı kalçada artroz olması, lomber bölgede patoloji olması, daha önceden aynı kalçadan geçirilmiş ameliyat öyküsü ve ASA skoru değerlendirildi. Cerrahiye bağlı faktörlerden; anestezi tipi, cerrahi yaklaşım, kapsül ve kısa dış rotator tamiri, yumuşak doku gevşetme, subtrokanterik kısaltma miktarı değerlendirildi. İmplanta bağlı faktörlerden ise femoral ve asetabular komponent ölçüleri, femur baş seramik veya metal olması, asetebular kap liner özellikleri, etekli femur başı kullanımı, offsetler, asetabular kap anteversiyon ve inklinasyon derecesi ve implant tasarım özellikleri değerlendirildi. Enfeksiyon öyküsü ve çıkık dışında gelişen komplikasyonlar kaydedildi.Bulgular: Çalışma grubunu oluşturan 440 hastanın ortalama takip süresi 33,1 (12-72) aydı. Vaka grubunda 7 erkek (%17,5), 33 kadın (%82,5) bulunurken, kontrol grubunda 83 erkek (%20,8) ve 317 kadın (%79,2) bulunmaktaydı. Vaka grubunda 22 hasta sol (%55), 18 hasta sağ (%45) tarafından ve kontol grubunda 135 hasta sağ (%33,8), 265 hasta sol (%66,2) tarafından ameliyat edilmiştir. Vücut kitle indeksi vaka grubunda ortalama 27,9 iken kontrol grubunda 28,4 olarak tespit edildi. Özgeçmişinde, daha önce GKD nedeniyle ameliyat edilmiş olanların ve diyabet hastalarının çıkık oranlarının istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Cerrahi özelliklerden Crowe sınıfının yüksek olması; dolayısıyla subtrokanterik kısaltma varlığı ve miktarı, asetabuler kompanentin yerleşim yeri ve açısal uygunluğu, küçük çap asetabuler kompanent ve femoral baş varlığı, ameliyat sırasında asetabulum kırığının gelişmesi ve bacak boy farkının fazlalılığının istatistiksel anlamlı oranda çıkık riskini artırdığı tespit edilmiştir (p<0.05 )Sonuç: Gelişimsel kalça displazisine zemininde yapılan total kalça protezi sonrası gelişen çıkık komplikasyonunda birçok etmen bulunmaktadır. Bizim yaptığımız çalışmada anlamlı olarak bulduğumuz ve değiştirilebilecek risk faktörleri bu konuda ameliyat sonrası çıkık gelişimini engelleme konusunda önemlidir.Anahtar Kelime: Çıkık, gelişimsel kalça displazisi, komplikasyon, total kalça artroplastisi, risk faktör Aim: The aim of this study is to determine the risk factors of dislocation by comparing the patient group who had total hip arthroplasty due to coxarthrosis developed on the dysplasia floor and who did not develop dislocation operated because of the same etiology.Materials and Methods: A total of 440 patients who were operated on for developmental hip dysplasia due to coxarthrosis between the years of 2012-2017 were included in the study of Metin Sabancı Baltalimanı Orthopedics and Traumatology Clinic of Bone Disease Training and Research Hospital of Health Sciences University. 40 patients developed dislocation. 400 patients were in the control group. Patients who had total hip arthroplasty in another center and developed dislocation, patients who had undergone revision due to reasons except instability, patients with dislocation due to high-energy trauma, and patients who hadn't ordinary postoperative control were excluded from the study. When the risk factors for dislocation were assessed: age, gender, BMI, education status, use of alcohol and drug, presence of additional disease, arthrosis in the opposite hip, pathology in the lumbar region, previous surgical history and ASA score were evaluated. Surgical related factors; anesthesia type, surgical approach, capsule and short external rotator repair, soft tissue release, subtrochanteric shortening osteotomy were evaluated. Femoral and acetabular component size, ceramic or metal femoral head, acetabular cup liners, femoral head with skirt use, offset, acetabular cup anteversion, degree of inclination and implant design features were evaluated. Complications except dislocation such as infection were also recorded.Results: A total of 40 patients suffering dislocation after total hip arthroplasty on the dysplasia etiology and randomized 400 control group patients with THA on the basis of the dysplasia without dislocation have 33,1 mouths follow-up duration. There were 7 men (17,5%) and 33 women (82,5%) in the case group and 83 men (20,8%) and 317 women (79,3%) in the control group. The mean body mass index was 27,9 in the case group and 28,4 in the control group. In the case group, 22 patients were operated on the left hip (55 %%) and 18 patients were operated on the right hip (45%). In the control group, 135 patients were operated on the right hip (33,8%) and 265 patients were operated on the left hip (66,2%). It was found that the dislocation rates of those who had previously surgery for DDH and diabetic patients were statistically significantly higher. The presence of subtrochanteric shortening and amount, acetabular component placement and angular compliance, acetabular and femoral head component with small diameter, acetabulum fracture during operation and leg lenght discrepancy increased statistically significant risk of dislocation (p <0.05)Conclusion: There are many factors for the dislocation after total hip prosthesis made on the etiology of developmental hip dysplasia. Risk factors that we find meaningful in our work and which can be changed are important in preventing post-operative dislocation development in this issue.Keywords: Complication, developmental hip dysplasia, dislocation, risk factor, total hip arthroplasty
Collections