Otoinflamatuar hastalık benzeri yakınmaları olan sistemik lupus eritematozus hastalarında MEFV gen mutasyonları sıklığının ve hastalık şiddeti üzerine etkisinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
AMAÇ: MEFV geninin bir otoinflamatuar periyodik ateş sendromu olan ve ülkemizde de taşıyıcılığı %20 olarak bildirilen Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF) ile ilişkisi daha önce bildirilmiştir. FMF dışı birçok kronik inflamatuar hastalıkta da, MEFV mutasyonlarının sıklığının artmış olduğu ve hastalığın gidişatını değiştirdiği bildirilmiştir. Araştırmanın amacı; Ailevi Akdeniz Ateşi hastalığındakine benzer yakınmaları olan jüvenil SLE hastalarında MEFV gen mutasyonlarının sıklığını belirlemek, klinik bulgular, hastalık şiddeti ve gidişatı üzerine etkisini değerlendirmektir. YÖNTEM: Bu çalışma Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Etik Kurulu'nun onayı ile Ağustos 2016- Aralık 2016 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Çalışmaya, Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Romatoloji polikliniklerinde takip edilen SLE tanılı hastalardan otoinflamatuar hastalık düşündürebilecek yakınması olan, 18 yaş altı toplam 40 hasta dahil edilmiştir. BULGULAR: Çalışmamızda jSLE hastalarında MEFV mutasyonu sıklığı %35 olarak saptanmıştır. Bunlardan en sık rastlananın R202Q polimorfizmi (%50) olduğu görülmüştür. R202Q ve E148Q'nun hastalık yapıcı etkisi tartışmalı olduğundan bu ikisi çıkarıldıktan sonra tekrar analiz edildiğinde mutasyon sıklığı %12,5 olarak saptanmıştır. Hastaların büyük çoğunluğunun MEFV mutasyon durumundan bağımsız olarak kızlardan oluştuğu görülmüştür. MEFV mutasyonu taşıyanlarda, taşımayanlara göre hastalık başlangıç yaşı, hastalık süresinin, SLICC ve SLEDAI skorlarının farklılık göstermediği saptandı. MEFV mutasyonu taşıyanlarda otoimmun hepatit sıklığında artış saptandı (p=0,037). Diğer klinik bulgularla ve özellikle de böbrek tutulumu ile MEFV mutasyonu arasında ilişki saptanmadı. Böbrek tutulumu olan ve olmayan hastalar arasında SLICC, SLEDAI skorları ve tanı yaşı açısından anlamlı farklılık saptanmadı. R202Q polimorfizmi taşıyanlarla, taşımayan hastaların SLICC VE SLEDAI skorları, hastalık süresi, hastalığın başlangıç yaşı ve böbrek tutulumu açısından farklılık göstermediği saptandı. SONUÇ: SLE tanısı konulan hastalardan özellikle inflamatuar bulguları olan hastalar dikkatlice incelenmeli ve bu iki hastalığın birlikteliği olabileceği gibi mutasyon saptanan hastaların klasik lupus tedavilerinden farklı tedavilere de ihtiyaç duyabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu alanda yapılacak çalışmalar ile MEFV mutasyonunun jSLE ile ilişkisi ve jSLE'nin klinik tablosuna etkisi daha iyi anlaşılacaktır.Anahtar Kelimeler: SLE, FMF, SLICC, SLEDAI, MEFV, mutasyon. OBJECTIVE: The association of MEFV with Familial Mediterranean Fever (FMF), which is an autoinflammatory periodic fever syndrome and carrier in our country is reported to be 20%, has previously been reported. It has also been reported that in many non-FMF chronic inflammatory diseases, the frequency of MEFV mutations is increased and the course of the disease is altered. Aim of the research; to assess the frequency of MEFV gene mutations in clinical cases, disease severity and course in jSLE patients with similar complaints in FMF disease.METHOD: This study was carried out between August 2016 and December 2016 with the approval of Kanuni Sultan Süleyman Education and Research Hospital Ethics Committee. A total of 40 patients under 18 years of age who complain of autoinflammatory disease from SLE patients who were followed up at Pediatric Rheumatology outpatient clinics of Kanuni Sultan Süleyman Education and Research Hospital and Erciyes University Medical Faculty Hospital were included.RESULTS: In our study, the frequency of MEFV mutation in jSLE patients was found to be 35%. The most common of these was R202Q polymorphism (50%). The significance of the R202Q and E148Q as a disease-causing mutation is controversial. After the exclusion of these mutations, re-analysis revealed the mutation frequency is 12.5%. It has been observed that a major group of patients are composed of females, regardless of the MEFV mutation status. In the MEFV mutation carriers, age at onset of disease, duration of illness, SLICC and SLEDAI scores did not differ according to the carriers. Autoimmune hepatitis was found to be clinically more frequent in MEFV mutations carriers (p = 0.037). There was no correlation between other clinical findings, especially renal involvement and MEFV mutation. There was no significant difference between SLICC, SLEDAI scores and age of diagnosis among patients with and without renal involvement. It was determined that patients carrying R202Q polymorphism did not differ in terms of SLICC and SLEDAI scores, duration of disease, age at onset of disease and renal involvement. CONCLUSION: Patients with SLE diagnoses, especially with inflammatory findings, should be carefully examined, and it should be considered that these two diseases may be coexistent, as well as those patients in whom mutation is detected may require different treatments than classical lupus treatments. The work to be done in this area will make the influence of the MEFV mutation on jSLE and the clinical profile of jSLE better understood.Key words: SLE, FMF, SLICC, SLEDAI, MEFV, mutation.
Collections