Ülkemizde peptik ülserli ve non-ülser dispepsili olgularda Helicobacter pylori prevalansı, üreaz testi ve ELISA yöntemlerinin tanıdaki öneminin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
H.pylori peptik ülser, non-ülser dispepsi ve gastrit etyopatolojisinde rolü olan bir mikroorganizmadır. Bakterinin izolasyonu ve önemi son yıllarda ortaya çıktığı için çeşitli hastalıklardaki prevalansı ve tanı yöntemlerinin değeri araştırılmaktadır.Çalışmamızda peptik ülserli hastalarda %96.6, non-ülser dispepsili grupta %87 oranında H.pylori izole edildi. Bu yüksek prevalans değeri, ülkemizde H.pylori'nin önemli bir problem olduğunu göstermektedir. Üst gastrointestinal sistem şikayetleri olan her hastanın mutlaka endoskopiye girmesi ve antrumdan biyopsi alınarak H.pylori açısından incelenmesi gerekir. H.pylori izole edildiği takdirde kombine tedavi verilerek sağaltılmalıdır.H.pylori için invaziv ve non-invaziv tanı yöntemleri vardır. Çalışmamızda biyopsi üreaz testi ve bir ticari ELISA kiti kültür ve Gram boyası esas alınarak değerlendirildi.Üreaz testinin oldukça duyarlı (%89.9) ama özgüllüğünün düşük (%33.3) olduğu bulundu. Bu test özgüllüğü etkileyen diğer bakterilerle kontaminasyon gibi faktörler kontrol altına alınabilirse tanıda değerli bir yöntem olacaktır. GAP-ELISA kiti değerlendirildiği zaman çok duyarlı (%78.6-98.8) olmasına karşın özgül olmadığı (%0-16.6) görüldü. Kitin bu şekliyle tanı yöntemi olarak kullanılamayacağı sonucuna varıldı. H.pylori tanısında farklı antijen tipleri ve değerlendirme sistemleri kullanılan ve iyi sonuçlar alınan, bir çok ELISA yöntemi denenmektedir. Araştırmaların sürdürülerek uygun antijenin saptanması ve pozitifliğin değerlendirilmesinde standardizasyona gidilmesi gerekmektedir. Bu sağlanabilirse, uygulaması kolay, ucuz, çabuk sonuç veren ve invaziv olmayan ELISA yöntemi tanıda güvenle kullanılabilir. H.pylori is a microorganism playing role at the etiopathology of peptic ulcer and non-ulser dyspepsia. As the importance and isolation of the bacteria emerge in recent years, the prevalance and the significance of diagnostic methods are evaluated.In our study, H.pylori was isolated 96.6% in peptic ulcer patients and 87% in the non-ulcer dyspepsia group. The high prevalance indicated that H.pylori is an important problem for our country. All patients with upper gastroenterolgy system complaints should go through endoscopy and examined for H.pylori from the antrum biopsies. If H.pylori was isolated, the patients should be treated with combined therapy.There are invasive and non-invasive diagnostic methods for H.pylori. In our study, biopsy urease test and a commercial ELISA kit were evaluated on the basis of culture and Gram's stain.The urease test was found high sensitive (89.9%) but low spesific (33.3%). The test may be a reliable test for diagnosis if factors that affect specifity like contamination with other bacteria could be under control. The evaluation of GAP-ELISA kit showed that it was a quite high sensitive (78.6-98.8%) but very low specific (0-16.6%) assay. It was decided that the kit should not be used for diagnosis in this performance. A lot of ELISA methods with different kinds of antigen types and evaluation systems and with good results are on trial for the diagnosis of H.pylori. Researches should be continued to find the proper antigen and to standardise the evaluation of positivity. If this goals can be reached, the easy to use, cheap and early resulting ELISA method can be used confidently for diagnosis.
Collections