Remisyonda akromegali hastalarında aortik stiffness (sertliğin) değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Akromegali hastalarında en sık ölüm nedeni kardiyovasküler olaylara bağlı gelişmektedir. Kardiyovasküler riskin artması GH ve/veya IGF-I'in metabolik ve kalp üzerine olan etkileri ile olmaktadır. Aortun mekanik özelliklerinin invaziv olmayan yöntemlerle değerlendirilmesi aterosklerozun erken tanısında oldukca yararlıdır. Bu nedenle aort sertliği aterosklerozun bir belirteci olarak kullanılabilir. Akromegali hastalarında yapılan çalışmalarda kardiyovasküler hastalık ilişkili aort sertliğinin artmış olduğu gösterilmiştir. Çalışmamızda remisyondaki akromegali olgularında aortik elastisite özelliklerini değerlendirmeyi ve sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırmayı amaçladık. Remisyonda akromegali olgularında aortik stiffness (aort sertliği) transtorasik ekokardiyografi ile çıkan aortadan alınan diastolik ve sistolik çap ve kan basıncı ölçümleri ile hesaplanan aortik strain, aortik stiffness beta indeksi ve distensibilite ile değerlendirildi. Çalışmaya remisyonda 20 akromegali olgusu ile yirmi sağlıklı olgu kontrol grubu olarak alındı. Aortik strain hasta grubunda kontrol grubuna göre düşük saptanmasına rağmen istatistiksel farklılık göstermedi. Fakat aortik stiffness beta indeksi kontrol grubundan anlamlı yüksek ve distensibilite ise anlamlı düşük bulundu. Bu sonuçlar bize akromegali grubunda aort sertliğinin kontrol grubuna göre anlamlı olarak arttığını gösterdi. Aortik sertliği değerlendirmede kullanılan aortik stiffness beta indeks ve distensibilite parametreleri üzerine en etkili bağımsız değişkenler sistolik ve diastolik kan basıncı değerleri ile transtorasik ekokardiyografi ile çıkan aortadan alınan diastol ve sistoldeki aort çapı ölçümleri olarak çıktı. Bunların yanı sıra distensibilite üzerine cinsiyet, total ve LDL kolesterol düzeyleride diğer etkili bağımsız değişkenler olarak bulundu.Sonuç olarak; remisyonda akromegali olgularımızda yukarıda belirtilen aortik sertlik değerlendirme parametreleri sağlıklı kontrollerden istatistiksel olarak anlamlı farklı saptandı. Sistolik ve diastolik kan basıncı, sistol ve diastolde ölçülen aort çapları ile total ve LDL kolesterol aort sertliğine etkili bağımsız değişkenler olarak bulundu. Bu sonuçlardan hareketle akromegali de artmış olan kardiovaskuler riskin tedavi sonucu sağlanan remisyonda da devam ettiği ileri sürülebilir. Daha kesin sonuçlar için aktif ve remisyonda akromegali hastalarının birlikte değerlendirildiği hasta sayısının ve takip süresinin daha uzun olduğu prospektif çalışmalara ihtiyaç vardır. The most frequent cause of death in patients with acromegaly is related to cardiovascular problems. The influences of GH and/or IGF-I on metabolic and heart cause the increase of cardiovascular risks. To assess mechanic features of aort using non - invasive techniques is quite beneficial for early diagnose of atherosclerosis. Thus, aortic stiffness can be used as a determiner of atherosclerosis. Previous researches showed that aort stiffness related to cardiovascular diseases increased in patients with acromegaly. The aim of our study is to assess elasticity features of aort in patients with acromegaly in remission and to compare the results with healthy control group.In the acromegaly cases in remission, aortic stiffness was assessed with aortic strain calculated by diastolic and systolic diameters of aort using transthoracic echocardiography, aortic stiffness beta index, distensibility and blood pressure calculated with blood pressure measuraments. The study was conducted to two groups, each of which consisted of 20 patients, with acromegaly in remission in the case group and healthy patients in the control group. Although aortic strain was found lower in the case group, statistical differences were not shown. However, compared to the control group, it was found that aortic stiffness beta index was higher and distensibility was lower in the case group that was statistically significant. These results showed us that in the group with acromegaly, the case group, aortic stiffness increased statistically. It was seen that systolic and diastolic blood pressure values and the measurements of aort diameter seen using transthoracic echocardiography were the most effective independent variants which influenced on the aortic stiffness beta index and the parameters of distensibility used in the assessment of aortic stiffness. Furthermore, gender, total, and LDL level cholesterol were found to be other variants. In conclusion, compared to the control group, in the group with acromegaly in remission, the assessment parameters of aortic stiffness mentioned above were found to be statistically significant. It was found that systolic and diastolic blood pressure, diameters of aort measured in systole and diastole, total and LDL cholesterol were effective independent variants in aortic stiffness. According to the results of the study, it can be suggested that cardiovascular risk increased in the patients with acromegaly has still continued in the period of remission provided with the treatment. In order to have more accurate results, it is needed to have further prospective studies in which the patients with acromegaly actively and in remission are assessed together and which have longer follow-up periods.
Collections