Kırım kongo kanamalı ateşi tanısıyla takip edilen hastalarda prognoz kriterlerinin değerlendirilmesi

Abstract

KKKA hastalığı, bunyaviridae ailesinden nairovirus grubunda yer alan KKKA virusu aracılığıyla oluşmaktadır. Hastalığın yayılımında ana vektör Hyalomma soyundan gelen kenelerdir. Hastalık, şu ana kadar yaklaşık 30 ülkede izlenmiştir ve mortalite oranları %3-30 arasında değişmektedir. Endemik bölgede yaşayan, çiftçilik ile uğraşan insanlar en büyük risk grubunu oluştururlar. KKKA hastalarını takip ve tedavi eden sağlık kuruluşlarında ki personeller ikinci önemli risk grubudur. Hastalık patogenezi tam olarak açıklanamamıştır. Temel patolojik mekanizmanın vasküler endotel hasarıyla geliştiği, ana hedefin de retiküloendotelial sistem olduğu düşünülmektedir. Hastalığın seyrinde en çok halsizlik, yüksek ateş, baş ağrısı, myalji, bulantı-kusma şikayetleri gözlenmektedir. Kliniğimizde 2005 – 2008 yılları arasında KKKA tanısıyla takip edilen 70 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların epidemiyolojik öykülerinin yanı sıra, ilk beş gün içinde bakılan biyokimyasal parametreleri ve prognozları not alındı. İstatistiksel analiz için non-parametrik test kullanıldı. Ölen hastalar ve taburcu edilen hastalarda laboratuvar parametreler karşılaştırıldığında; AST, LDH, PT, aPTT, INR, trombosit, fibrinojen, CRP, HsCRP, D DİMER, IgM, IgG, C3 ve C4 değerleri fatalite ile ilişkili bulunurken, ALT, CPK, WBC, prealbumin, seruloplazmin, Prot C, Prot S ve antitrombin 3 değerleri için anlamlı fark tespit edilmedi. KKKA hastalığı halen ülkemizde salgın olarak devam eden, iş kaybına ve ölümlere neden olabilen önemli bir bulaşıcı hastalıktır. Hastaların prognozunu tahmin edebilmek, alınabilecek önlemler açısından önemlidir. Bu amaçla yaptığımız çalışmada bulduğumuz fatalite ile ilişkili parametrelerin, başka çalışmalarla tekrar gözden geçirilmesi önemlidir.

The CCHF disease occurs with the intervention of CCHF virus which takes place in the nairovirus group of bunyaviridae family. The main vector in the invasion of the disease are the ticks from Hyalomna race. Till now the disease has been observed in almost 30 countries and the mortality rates change between 3-30%. People living in an endemic area, labour farming form the biggest risk group. The employees of the health organizations following and treating CCHF patients are the second important group. The pathogenesis of the disease could not be fully explained. Its supposed that the main pathological mechanism develops with vascular endothelium damage and the main target is the reticuloendotheliosis system. During the course of the disease the most observed complaints are asthenia, high fever, headache, myalgia, nausea-vomiting. 70 patients who have been followed in our clinic with CCHF dignosis between years 2005-2008 have been selected for the study. In addition to the epidemiological story of the patients, their biochemical parameters taken during the first 5 days and their prognoses have been noted. Non-parametric test has been used for statistical analysis. When laboratory parameters of death patients and discharged patients have been compared, AST, LDH, PT, aPTT, INR, platelet, fibrinogen, CRP, HsCRP, D DIMER, IgM, IgG, C3 and C4 values have been found as related to fatality while for ALT, CPK, WBC, prealbumin, ceruloplasmin, Prot C, Prot S and antithrombin 3 values, no significant difference has been determined. CCHF is an important epidemic disease still present in our country, causing labour loss and death. Estimating the prognosis of patients is important for precautions. The parameters related with fatality obtained in the study we have done with this purpose, still need a revaluation in other studies.