Primer ve nüks pterjium olgularında 10/0 naylon sütür ve fibrin doku yapıştırıcısı ile yapılan serbest konjonktival otogreft implantasyonu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Bu çalışmanın amacı primer ve nüks pterjium olgularında uygulanan serbest konjonktival otogreft implantasyonun klinik ve refraktif sonuçlarını değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Primer (Grup 1) veya nüks (Grup 2) pterjiumu olan ve konjunktival limbal otogreft implantasyonu ( 10-0 naylon sütür veya fibrin yapıştırıcı ile) ile pterjium eksizyonu uygulanan hastalar retrospektif olarak incelendi. Çalışmaya en az 6 ay düzenli takibi olan hastalar alındı. Hastaların ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası 3. ve 6. ay takiplerde ölçülen manifest refraksiyonun sferik eşdeğeri (SE), düzeltilmemiş ve düzeltilmiş uzak görme keskinliği, topoğrafik astigmatizma ve keratometri değerleri ile komplikasyon ve nüks verileri kaydedildi.Bulgular: Çalışmaya toplam 145 hasta dahil edildi. Preoperatif klinik ve refraktif bulgular açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. Olguların tümü değerlendirildiğinde, pterjiyum uzunluğu ve kornea astigmatizması arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardı. Ameliyattan sonra, SE, korneal astigmatizma ve topografik astigmatizma ölçümleri her iki grupta da preoperatif değerlere göre anlamlı olarak azaldı. Postoperatif görme keskinliği, korneal astigmatizma ve belirgin silindir değerleri gruplar arasında benzerdi. Grup 1'de nüks görülmedi. Grup 2'de nüks oranı% 1.75 idi.Sonuç: Konjonktival otogreft ile pterjium eksizyonu, primer ve nüks pterjiumun cerrahi tedavisi için nüks oranı düşük, güvenli ve etkili bir yöntemdir. Objectives: The aim of this study was to evaluate the clinical and refractive results after pterygium excision with a conjunctival autograft in patients with primary and recurrent pterygium. Methods: Patients who had primary (Group 1) or recurrent (Group 2) pterygium and who underwent pterygium excision with a conjunctival limbal autograft implantation (with interrupted 10-0 nylon sutures or fibrin glue) were retrospectively reviewed. Only patients with a follow-up of at least 6 months were included. The primary outcome measures were the spherical equivalent (SE) of manifest refraction, uncorrected distance visual acuity, distance corrected visual acuity, topographical astigmatism, and keratometry values measured preoperatively and at 3- and 6-month follow-up visits. Complication and recurrence data were also recorded. Results: A total of 145 patients were included in the study. There were no statistically significant differences between the groups preoperatively. When all of the cases were evaluated, there was a statistically significant correlation between pterygium length and corneal astigmatism. After surgery, SE, corneal astigmatism, and topographical astigmatism measurements had decreased significantly in both groups when compared with the preoperative values. Postoperative visual acuity, corneal astigmatism, and manifest cylinder values were similar between the groups. There was no recurrence in Group 1. The recurrence rate was 1.75% in Group 2. Conclusion: Pterygium excision with a conjunctival limbal autograft is a safe and effective method for the surgical treatment of primary and recurrent pterygium. The recurrence rate was very low.
Collections