Bilateral renal skarlı çocuklarda hipertansiyon tanısında ambulatuar kan basıncı ve standart kan basıncı ölçümünün karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Çalışmamızda ürolojik nedenli bilateral renal skarlı çocuklarda hipertansiyon tanısında standart kan basıncı ölçüm tekniği ile ABPM tekniğini karşılaştırmak, ABPM' nin erken tanıda daha üstün olup olmadığını değerlendirmek amaçlandı.Gereç ve Yöntem: S.B.Ü Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Nefroloji Polikliniğinde DMSA' ya göre bilateral renal skar tanısı ile takip edilen 79 olgu değerlendirmeye alındı. Hastaların rutin poliklinik kontrollerinde bakılan serum ve idrar biyokimyası parametreleri kullanıldı. Hastaların standart kan basıncı değerlendirilmesinde son üç kan basıncı değerlerinin ortalaması alındı. ABPM ile elde edilen verilere göre SDS değerleri tanımlandı. ABPM ile hipertansif saptanan hastalarda EKO aracılığı ile LVKİ hesaplandı ve hastaların hipertansif retinopati açısından göz dibi bakıları yapıldı.Bulgular: Çalışmamızda yer alan 79 hastanın 35' i erkek (%44,3), 44' ü kız (%55,7) cinsiyette olup yaş ortalamaları 12,25 ± 4,04 yıldı. Standart kan basıncı ile ölçümde 6 (%7,6) hasta hipertansif saptanırken, ABPM ile değerlendirme yapıldığında 28 (%35.5) hastanın hipertansif olduğu görüldü. Hastaların standart kan basıncı ölçümü ile ABPM ölçümü arasında istatiksel olarak anlamlı fark saptandı. ABPM' de hipertansif ve normotansif olan hastalar cinsiyet ve yaş ortalaması açısından değerlendirildiğinde anlamlı fark olmadığı görüldü. Hastalar benzer şekilde serum kreatinin değerleri açısından karşılaştırıldığında istatiksel anlamda fark saptanmamasına rağmen hipertansif olan hastaların ortalama serum kreatinin değerlerinin daha yüksek olduğu görüldü. ABPM' de hipertansif ve normotansif olan hastaların GFR değerlerinin ortalaması karşılaştırıldığında istatiksel olarak anlamlı ilişki olduğu görüldü. Hipertansif olan hastaların ortalama GFR değeri normotansif olan hastalara göre daha düşüktü. Hastaların renal skar dereceleri ile ABPM ölçüm sonuçları arasında istatiksel ilişki saptanmamasına rağmen, grade 1 renal parankimal skarı olan hastaların tümünün normotansif olması dikkat çekiciydi. ABPM' de hipertansif olarak değerlendirilen 10 (%37) hastada proteinüri, 6 (%27,2) hastada mikroalbuminüri olduğu görüldü. Hastaların idrar mikroprotein/kreatinin değerleri ile ABPM SDS leri arasında korelasyon saptanmadı. İdrar mikroalbumin/kreatinin değerlerinin ABPM' de hipertansif olan hastalarda normotansif olanlara göre yüksek olduğu görüldü. Mikroalbuminüri düzeyi normal ve artmış olan hastalar arasında gündüz sistolik SDS, gündüz MAP SDS ve tüm gün sistolik SDS değerleri açısından istatiksel olarak anlamlı fark saptandı. 4 (%14,2) hastada sol ventrikül hipertrofisi olup, bu hastaların dipper ve nondipper özellikleri ile LVH arasında anlamlı ilişki olmadığı görüldü. LVH olan hastalar ile olmayan hastalar arasında SDS değerleri arasında anlamlı fark yokken, hipertansif olan hastaların ABPM SDS değerleri ile LVKİ değerleri karşılaştırıldığında gündüz sistolik SDS, gündüz MAP SDS, gece sistolik SDS ve tüm gün MAP SDS değerleri ile LVKİ arasında zayıf pozitif korelasyon olduğu görüldü. 6 (%21,4) hastada hipertansif retinopati bulgusu saptandı. Tedavi altında olan 9 hastanın tümü standart kan basıncı ölçümünde normotansif olarak değerledirilirken, ABPM ile %66,7' sinin hipertansif olması da dikkat çekiciydi.Sonuç: Renal skarlı olgularda hipertansiyon önemli bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Erken tanı ve tedavi ile hipertansiyonu kontrol altına almak bu hastaları hipertansiyona bağlı gelişebilecek uzun dönem komplikasyonlardan korumak için büyük önem taşımaktadır. Çalışmamız ürolojik nedenli bilateral renal skarı olan çocuklarda kan basıncı takibinde standart kan basıncı ölçüm yönteminin yeterli olmadığını, ABPM 'nin bilateral renal skarlı hastalarda hipertansiyon tanısında ve tedavi izleminde standart kan basıncı ölçümünden daha duyarlı olduğunu göstermiştir. Bu sonuç renal skarlı hastalarda kan basıncı ölçümünde ABPM' yi kullanarak erken tanı koyabileceğimizi ve hipertansiyonu erken dönemde kontrol altına alarak uzun dönem komplikasyonların önüne geçebileceğimizi göstermektedir.Anahtar kelimeler: renal skar, ambulatuvar kan basıncı monitörizasyonu, hipertansiyon COMPARİSİON OF AMBULATORY BLOOD PRESSURE MONİTORİNG AND STANDART BLOOD PRESSURE MEASUREMENT IN CHİLDREN DİAGNOSED BİLATERAL RENAL SCARRİNGObjective: It is aimed to compare both standart blood pressure measurement and ABPM techniques and evaluate whether ABPM technique is better or not in diagnosing high hypertension in children with bilateral renal scarring caused by urological problems in our study.Material and Method: In our study, 79 cases being treated from bilateral renal scarring diagnosis according to DMSA are evaluated in S.B.Ü Dr. Behçet Uz Children' s Hospital, Pediatric Nephrology Policlinic. Serum and urine biochemical parameters taken on rutine controls of these patients are used. It is used that average of last three blood pressure values in standard blood pressure evaluation of patients. SDS data are identified according to values obtained with ABPM. LVKI is calculated by the help of EKO in hypertensive patients with ABPM and on these patients, eye ground examinations are performed in terms of hypertensive retinopathy.Results: 35 (%44,3) of 79 patients evaluated in this work are boys and 44 (%55,7 ) of them are girls with the average age of 12,25 ± 4,04. It is observed that only 6 (%7,6) patients are hypertensive if measured by standard blood pressure and 28 (%35,5) patients are hypertensive if measured by ABPM. It is observed that there is a sensible difference between standart blood pressure and ABPM measurements of patients statically. No significant difference is seen on hypertensive and normotensive patients in terms of their age and gender with ABPM technique. Although there isn' t important statical difference when serum creatinine results of patients are compared, it is seen that average serum creatinine data are higher in hypertensive patients. There is a significant correlation statically in comparison of GFR values of hypertensive and normotensive patients in mesurements with ABPM. Average GFR values of hypertensive patients are lower than that of normotensive patients. It is remarkable result that all patients with renal parenchyimal scarring are normotensive, however there is no statistical relation between ABPM measurement results and degree of renal scarring of patients. Proteinuira in 10 (%37) patients and microalbuminuira in 12 (%18,2) patients are observed on hypertensive patients diagnosed with ABPM techniques. No correlation is determined between ABPM SDS values and urine microprotein/creatinine values of patients. Urine microalbumine/creatinine results are higher in hypertensive patients rather than normotensive patients in ABPM technique. There is a statically important difference on daytime systolic SDS, daytime MAP SDS and daily MAP SDS datas of patients with microalbuminüria and without microalbuminüria. 4 (%14,2) patients have left ventriculous hypertrophy and there is no significant relation between LVH and dipper and nondipper properties of these patients. Although there is no important difference on SDS data of patients with LVH and without LVH, it is seen that there is a slight positive correlation between daytime systolic SDS, daytime MAP SDS, night systolic SDS, daily MAP SDS values and LVKI values when comparing LVKI data and ABPM SDS data of hypertensive patients. 6 (%21,4) patients are diagnosed with hypertensive retinopathy. It is quite interesting that %66,7 of 9 patients under treatment are hypertensive according to ABPM mesurements as they are evaluated normotensive with the standard blood pressure technique.Conclusion: In cases with renal scarring, high blood pressure is an important problem. Taking under control high blood pressure with early diagnosis and treatment is very significant to protect these patients against long term complications caused by high blood pressure. Our study underlines that while monitoring blood pressure on child patients with bilateral renal scarringcaused by urological pathologies, standard blood pressure technique is not satisfactory and that ABPM method is much more capable compared to standard blood pressure method in diagnosing and treatment monitoring of hypertension in bilateral renal scarring patients. This result shows that high blood pressure can be diagnosed early with blood pressure measurement with ABPM technique on renal scatting patients and long term complications can be prevented by taking hypertension under control in early stages.Keywords: renal scarring, ambulatory blood pressure monitorization, hypertension
Collections