Esansiyel hipertansif hastalarda nörohumoral ve metabolik parametrelerin değerlendirilmesi ve tedavide yeni bir yaklaşım
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İnsülin direnci, sıklıkla hipertansiyon, santral obezite, düşük HDL-kolesterol ve yüksek trigliserid seviyeleri ile karakterli dislipidemi ve progresif glikoz intoleransının eşlik ettiği insülin aracılı glikoz kullanımında bozukluk ve reaktif hiperinsülinemi olarak tanımlanır ve koroner kalp hastalığı morbidite ve mortalitesinde artışa neden olabilir. Obezitenin eşlik ettiği hipertansiyonda plazma aldosteron seviyelerinde yükselmeye meyil vardır. Antihipertansif ajanlarla tedavi sırasında hipertansiyonun hemodinamik ve metabolik profili de gözönüne alınmalıdır. Çalışmamıza iç hastalıkları polikliniğine başvuran, yaşları 35-70 arası olan, 37 orta dereceli hipertansif ve santral obez hasta dahil edildi. İki haftalık ilaçsız dönemden sonra hastalara günde tek doz 50 mg losartan başlandı. Altı ay boyunca iki hafta aralarla hastaların kan basıncı kontrolleri yapıldı. Hastalardan tedavi öncesi ve 6 aylık tedavi sonrası kan örnekleri alınarak nörohumoral ve metabolik parametreleri değerlendirildi. Sonuçta hastaların sistolik ve diyastolik kan basıncı ve İkinci saat tokluk plazma insülin seviyelerinde anlamlı bir düşme, Lp (a) düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı olmayan bir düşme, HDL-kolesterol ve apo A1 bir düzeylerinde anlamlı bir yükselme saptandı. Serum aldosteron düzeyindeki düşme anlamlıydı. Diğer metabolik parametreler, 2.saat tokluk kan şekeri, serum total kolesterol, LDL kolesterol, Apo B100 ve trigliserit düzeyleri ile vücut kitle indeksi ve bel kalça oranında tedavi öncesi ve sonrası değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı.Bu sonuçlar, koroner kalp hastalarının morbidite ve mortalitesindeki azalma açısından olumludur. Insulin resistance, defined as impaired insulin-mediated glucose disposal and reactive hyperinsulinemia, commonly associated with hypertension, central obesity, dyslipidemia characterized by low HDL-cholesterol and high triglyceride levels, and progressive glucose intolerance, causes an increase in morbidity and mortality of coronary heart disease. Obesity-associated hypertension is also associated with a tendency to high plasma aldosterone levels, enhanced sensitivity of blood pressure to salt intake and increased total blood volume. Beside hemodynamic and cardiac aspects of hypertension, neurohumoral and metabolic profiles should be considered when treating with an antihypertensive agent. This study of 37 patients who were visiting the internal medicine outpatient clinic, aged 35-70 years. All were mild to moderately hypertensive and central obese. After two weeks of washout period and at the end of 6 months treatment blood samples were obtained for neurohumoral and metabolic parameters. We gave to patients 50 mg of Losartan daily for 6 months. As a result, we found a significant decrease in systolic and diastolic blood pressure and postprandial plasma insulin levels, a statistically insignificant decrease in Lp (a) levels, and a significant increase in HDL-cholesterol and apo A1 levels. Serum aldosterone levels decreased significantly. The other metabolic parameters; postprandial glisemia, serum total cholesterol, LDL-Cholesterol, Apo B100 and triglyceride levels, body mass index and waist-hip ratio did show no significant difference. The hemodynamic effects observed in this study were adequate. All these results will decrease cardiovascular morbidity and mortality.
Collections