İdrar kaçıran kadınlarda basınç akım çalışmasında boşaltım fazında saptanan anormallikler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: İdrar kaçıran kadınlarda basınç-akım çalışmasında boşaltım fazındaki anormalliklerin irdelenmesi ve ürodinami bulguları ile anamnez, sorgulama formları arasındaki sonuçlar arasındaki farkların araştırılması planlandı Materyal ve Metot: 2010-2015 yılları arasında idrar kaçırma nedeni ile ürodinamik inceleme yapılan 1018 kadın hastanın tıbbi kayıtları retrospektif olarak değerlendirildi. Hastalar ürodinamik bulgularına göre stres (n= 442 ), sıkışma (n= 334) ve karışık (n= 242) tip idrar kaçırma olarak gruplandı. Hastaların boşaltım fazı bulguları irdelendi.Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 47,85±0,27 yıl idi. Hastaların (n=187) % 18,4 de boşaltım fazı sorunu saptandı. En fazla sıkışma tipi idrar kaçıranlarda boşaltım fazı sorunu (% 35) görüldü. Grupların boşaltım fazı bulguları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı (p < 0.0001). Sonuç: İdrar kaçıran hastalarda boşaltım fazı anormallikleri nadir olarak görülmemektedir. Bu durum hastaların değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulmalıdır. Hastaların boşaltım fazı bulgularına bakıldığında ürodinamik veriler ile anamnez bulguları arasında anlamlı farklılıklar saptandı. Aynı zamanda sorgulama formları ile elde edilen bulgular ürodinami verilerine göre anlamlı olarak farklıydı. Bu durum bize ürodinami bulguları olmadan yapılan cerrahinin eksik verilerle yapılacağını göstermek açısından yol gösterici oldu. Objective: Investigation of abnormalities in pressure-phase study and investigation of the differences between urodynamic findings and anamnesis and questionnaire forms were planned in women with urinary incontinence.Material and Methods: The medical records of 1018 women who underwent urodynamic examination for urinary incontinence between 2010 and 2015 were evaluated retrospectively. Stress (n = 442), compression (n = 334) and mixed (n = 242) were classified as type urinary incontinence according to urodynamic findings. The evacuation phase findings of the patients were examined. Findings: The mean age of the patients was 47.85 ± 0.27 years. 18,4% of patients (n = 187) had discharge phase problems. Discharge phase problems (35%) were seen in the most urge incontinence type urinary incontinence. There was a statistically significant difference between the discharge phase findings of the groups (p <0.0001). Conclusion: Discharge phase anomalies are not rarely seen in patients with urinary incontinence. This should be considered in the evaluation of patients. When the discharge phase findings of the patients were examined, significant differences were detected between urodynamic data and anamnesis findings. At the same time, the findings obtained with the questionnaire forms were significantly different from the urodynamic data. This suggests that the surgeon without the findings of urodynamic findings will be given a missing explanation
Collections