Pnömoni tanısı ile yoğun bakım ünitesinde takip edilen olguların tedavi başarısını etkileyen faktörler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
GİRİŞ: Pnömoniler tüm dünyada hastane başvurularının, tedavi giderlerinin, okul-iş günü kayıplarının önemli bir kısmından sorumlu olup ciddi oranda morbidite ve mortaliteye neden olmaktadır. Toplum içinde ve günlük yaşam sırasında gelişen pnömoniler, toplumda gelişen pnömoni olarak tanımlanmaktadır. Ayakta tedavi edilen hastalarda mortalite %1-5 iken, hastanede tedavi edilen olgularda mortalite oranı %12'ye, özellikle yoğun bakım ünitesi desteği gerektiren hastalarda ise %40'a ulaşabilmektedir. Bu tez çalışmasında pnömoni tanısı alarak yoğun bakım ünitesinde takibi önerilen ağır toplumda gelişen pnömoni olgularının özelliklerini ve tedavi başarısını etkileyen faktörleri araştırmayı amaçladık.GEREÇ VE YÖNTEMLER: Ocak 2014 ile Ocak 2018 tarihleri arasında Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne başvuran ve pnömoni tanısı alarak yoğun bakım ünitesinde takip edilen ağır toplumda gelişen pnömoni olgularının demografik özellikleri (yaş, cinsiyet), komorbidite varlığı, yoğun bakımda kalış süreleri, laboratuvar verileri (hemotokrit, beyaz kan hücresi, CRP, PCT), giriş arter kan gazı verileri (pH, pCO2, pO2, sO2), akciğer grafisi bulguları, mekanik ventilasyon uygulanma durumu, entübe kalış süreleri, reentübasyon varlığı, trakeostomi varlığı, trakeal aspirat kültürü ile kan kültüründe üreme durumu, şok varlığı ile inotrop gereksinimi, beslenme özellikleri ve mortaliteleri kaydedildi. Ayrıca olguların PSI, PIRO, CURB-65 ve APACHE II skorları hesaplanarak retrospektif olarak incelendi. BULGULAR: Çalışmamıza 71 (%58.7)'i erkek, 50 (%41.3)'si kadın toplam 121 hasta alındı. Erkek cinsiyette mortalite kadın cinsiyete göre yüksek bulundu (p=0.009). Hastaların yoğun bakım ünitesinde kalış süreleri ortalama 20.9±24.2 gün olarak hesaplandı. Ölen hastaların yaşayan hastalara göre daha fazla yoğun bakım ünitesinde kaldığı belirlendi ve bu durum istatistiksel olarak anlamlı saptandı (p=0.006). Yoğun bakım ünitesine entübe giren hastalarda mortalite oranı yüksek bulundu (p=0.01). Entübe kalış süreleri ile mortalite oranları arasında anlamlı ilişki saptandı (p=0.01). İnvaziv mekanik ve invaziv-noninvaziv mekanik ventilasyonun kombine uygulanması ile mortalite oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulundu (p<0.001). Yoğun bakıma girişte sepsis (p<0.001) ve septik şok (p=0.003) varlığı ile mortalite arasında anlamlı ilişki saptandı. Akciğer grafisinde bilateral ve multilober infiltrasyon (p<0.001), plevral efüzyon (p=0.001) olan olgularda mortalite yüksek tespit edildi. Trakeostomi uygulanan olgularda mortalite yüksek bulundu (p=0.002). Yoğun bakım ünitesine girişte alınan laboratuvar değerlerinden sadece prokalsitonin ile mortalite arasında ilişki saptandı. Arter kan gazı parametrelerinden SpO2 (p=0.03), pH (p=0.009) ve pO2 (p=0.006) değerlerinin ölen hastalar ile yaşayanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklı olduğu görüldü. Hastaların yoğun bakım ünitesine kabul edilmesinde hesaplanan APACHE-II (p<0.001), CURB-65 (p<0.001), PIRO (p<0.001) skorları ile mortalite arasında anlamlı ilişki saptandı.SONUÇ: Çalışmamızda baktığımız parametrelerden erkek cinsiyet, entübasyon, trakeostomi, invaziv mekanik ventilasyon uygulanmasının, sepsis, septik şok, akciğer grafisinde multilober, bilateral infiltrasyon ve plevral efüzyon varlığının, inotrop desteğinin, arter kan gazı parametrelerinden SaO2, pH, pO2, giriş SpO2 değeri düşüklüğünün yoğun bakım ünitesinde takip edilen toplumda gelişen pnömoni hastalarında mortaliteyi etkileyen faktörlerden olabileceği, prokalsitonin yüksekliği, APACHE II, CURB65, PIRO skorlarının ise mortaliteyi öngörmede bir belirteç olarak kullanılabileceği kanısına varıldı. INTRODUCTION: Pneumonia is responsible for a significant part of hospital admissions, treatment costs, school-work day losses all over the world and causes serious morbidity and mortality. Community acquired pneumonia is defined as acquired in the community and during everyday life. The mortality rate is %1-5 in the outpatients, whereas the mortality rate in hospitalized patients can reach %12, and in patients requiring intensive care unit support, it can reach %40. The aim of this study was to investigate the characteristics of the pneumonia cases developing in the intensive care unit and the factors affecting the success of the treatment.MATERIAL AND METHODS: Between January 2014 and January 2018 Health Sciences University Kartal The patients with pneumonia who were admitted to the Lütfi Kırdar Training and Research Hospital and were followed up in the intensive care unit with the diagnosis of pneumonia had demographic characteristics (age,gender), presence of comorbidity, length of stay in intensive care unit, laboratory data (hemotokrit, beyaz kan hücresi, CRP, PCT), input arterial blood gas data (pH, pCO2, pO2, sO2), chest x-ray findings, mechanical ventilation, status of intubation, presence of reintubation, presence of tracheostomy, culture of blood culture with tracheal aspirate culture, presence of shock, inotropic requirement, nutritional characteristics and mortality were recorded. PSI, PIRO, CURB-65 and APACHE II scores were also evaluated retrospectively.RESULTS: 121 patients were included in our study; 71 (%58.7) male, 50 (%41.3) female. Mortality was higher in males than females (p=0.009). The mean hospitalization duration of the patients in the intensive care unit was 20.9±24.2 days. Day of hospitalization in the intensive care unit of the dead cases was found to be higher, which was statistically significant (p=0.006). Mortality rate was higher in intubated patients (p=0.01). Mortality was higher in patients admitted to intensive care unit intubated (p=0.01). There was a significant relationship between duration of intubated and mortality rates (p=0.01). There was a statistically significant relationship between mortality rates and invasive mechanical ventilation and combined application of invasive-noninvasive mechanical ventilation (p<0.001). A significant relationship was found between mortality and the presence of sepsis (p<0.001) and septic shock (p=0.003) in the intensive care unit input. Mortality was found higher in patients with pleural effusion (p=0001), bilateral and multilobar infiltration (p<0.001) in chest X-ray. Mortality was high in patients who underwent tracheostomy (p=0.002). There was a significant relationship between mortality and only procalcitonin from the laboratory values taken at the enterance to the intensive care unit. SpO2 (p=0.03), pH (p=0.009) and pO2 (p=0.006) values from arterial blood gas parameters were found to be statistically significant different between patients who deads and survivors. A significant relationship was found between mortality and APACHE-II (p <0.001), CURB-65 (p <0.001) and PIRO (p <0.001) scores which calculated in admission to the intensive care unit.CONCLUSION: In our study factors found that might affect mortality are male gender, intubation, tracheostomy, presence of sepsis and septic shock, inotrope support, invasive mechanical ventilation, multilober or bilateral infiltrates and pleural effusion on chest x-ray, low values of SaO2, pH, pO2, SpO2 on arterial blood gas sample. Procalcitonin levels, APACHE II, CURB65 and PIRO scores could use as an indicator to predict mortality.
Collections