Uluslararası göçün soğuk savaş sonrası aldığı şekil ve bunun Türkiye ve Avrupa güvenliğine etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
TASNİF PİSİ ÖZET Ülkeler arasındaki fiziki sınırların gittikçe önemini yitirmeye başladığı, dünyanın hızlı bir şekilde tek bir ekonomi ve yönetim sistemine yöneldiği, küresel haberdar olmanın arttığı, teknolojik gelişmeler sayesinde dünyanın her yerinin bugüne kadar olmadığı şekilde birbirine yakın olduğu, insan hakları ve demokrasi söylemlerinin binlerce yıllık gelişimiyle doruk noktasına ulaştığı düşünülen zamanımızın bütün olumlu düşüncelerinin aksine, hızla tüketilen kıt kaynaklar, doğanın bilinçsiz kullanımı yüzünden her gün artan çevresel felaketler, sürekli artan nüfus, küresel gelir dağılımındaki dengesizlik, tarihten hiçbir ders alınmacasına devam eden politik çekişmeler ve savaşlar, uluslararası göçü suskunluğu bozup, günümüz ulusal ve uluslararası politikalarını etkileyen, gelecekle ilgili planları yönlendiren temel kavramlardan birisi haline dönüştürmüştür. Güvenlik kavramı tarihin her döneminde olduğu gibi günümüzde de kafaları karıştırmaktadır. Herkesin birbirini işaret ettiği günümüzde ortak düşman belirlemeye çalışılarak güvenlik ve tehdit tanımlamaları yapılmaya çalışılmaktadır. Uluslararası göç ve uluslararası hareketlilik Soğuk Savaş sonrası dönemde belirlenen ortak tehditlerin içinde yer aldığı gibi belirlenen diğer birçok tehdidinde iç dinamiğinde yer almıştır. Günümüzün gelişmiş ülkeleri uluslararası göçü ele alırken, bir yandan güvenlik, milli kültür ve kimliklerin korunması diğer yanda da temel insan haklan ve uluslararası anlaşmalarla verilen haklarını kullandırıp kullandırmama konusunda ikilem yaşayabilmektedirler. Bir insanın göç etmesine sebep olan faktörler, göçlerin başlangıcında oluşumunda ve sonucunda yaşanan olaylar tarih boyunca çok değişmemiş, sadece içinde bulundukları çağın özelliklerine göre şekillenmişlerdir. Günümüzde dünyanın her yerinde milyonlarca insan değişik nedenlerle göçmen, mülteci veya yerinden edilmiş durumdadır. Bu insanlara ger geçen gün yenileri eklenmektedir. Göçün güvenliğe etkileri son zamanlarda artan bir ivmeyle tartışılmaya başlanmıştır. Göçün güvenliğe etkisinin olamayacağını savunanlar olduğu gibi, yaşanan birçok güvenlik sorunun derinliklerinde göçün yattığını ileri sürenler TASNİF PİSİTASNİF PİSİ olmaktadır. Bütün bu çalışmaların sentezinde ise uluslararası göçün bir çok bileşeni ile güvenliğe entegre olduğu görülmektedir. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren gelişen ekonomik yapısı ve refah seviyeleri ile Avrupa ülkeleri yasal ve yasadışı göçmenler ile sığınmacıların hedefi durumuna gelmiştir. Avrupa Birliği ülkeleri, demografik ve ekonomik yapılarının oluşturduğu ihtiyaçtan fazla göçmen almama konusunda uğraş verirlerken bir yandan da Birlik genelinde hızla artan yabancı nüfusu konusunda ortak mülteci/, sığınmacı ve göçmen politikası oluşturmaya çalışmaktadırlar. AB içerisinde, içeriden ve dışarıdan katılımlarla sürekli artan göçmen nüfusu, bulundukları topluma entegre olamamaktan, geldikleri ülkeler aleyhine ve lehine faaliyet gösteren oluşumlara iştirak etmeye kadar değişik alanlarda yaptıkları faaliyetlerle AB güvenliğe etki edebilmektedirler. Türkiye dışarıdan aldığı göçlerden daha çok Osmanlı döneminden itibaren dışarıya doğru verdiği göçlerin değişik şekillerde güvenliğine etkisini yaşamaktadır, özellikle Türkiye'nin üniter, laik ve demokratik yapısını hedef alan bir çok yapılanmanın başlangıcında ve idamesinde bu göçlerin etkisi açıkça görülmektedir. Türkiye AB üyeliğine entegrasyon sürecinde, uluslararası göç, mültecilik ve sığınma konularında ulusal mevzuatını düzenlerken içinde bulunduğu coğrafyanın özelliklerini göz önünde bulundurarak hareket etmelidir. Uluslararası göçün güvenliğe etkisinin her geçen gün daha da fazla hissedilmeye başlandığı dünyamızda, bu sorunu ihmal ederek barışı ve istikrarı sağlamak oldukça güç görünmektedir. Uluslararası göç sorunun çözmek için, bu göçlere sebep olan nedenler tamamen ortadan kaldırılamasa bile azaltılmaya çalışılmalı, müteakiben önlenemeyen göçler için ihtiyaç duyulan uluslararası hukuki ve kurumsal yapılar oluşturulmalı, varolanlar ise daha da güçlendirilmelidir. TASNİF PİSİ -ii- TASNİF PİSİ ABSTRACT Today, physical boundaries between countries are losing their importance, and the world is proceeding towards a common economic and governing system. Worldwide communication is developing and the popularity of the concepts of `human rights and democracy` are reaching their peak. Despite these positive developments, since the limited resources are being consumed unlimitedly and the number of environmental disasters is increasing, the population is growing, inequality in global income distribution is worsening, political pressures and civil and international wars are making global immigration unleashed. This global immigration, by affecting national and international policies of today, creates a serious impact on policies of the future. The concept of security is making people confused as always throughout whole history. Today, both security and threat are being defined by mutually identifying the enemy as the other. `International migration` and `mobilization of people` were considered as the new security threat after the Cold War era and international migration has also taken place as a dynamic inside the new security environment of the post Cold War period. Today's modern countries have a serious dilemma. They want to protect their identity, culture and security. Besides that, they are obliged to accept the asylum seekers according to international agreements. Throughout the history, the reason of migration of people didn't change. Immigration techniques and results of immigration did not change either. But context of immigration has been shaped according to the requirements of the period. In our age, millions of people around the world are immigrant, refugee or displaced because of different reasons. Everyday new people joined this group. Impact of migration upon security is still under debate. From one point of view migration does not have a serious impact on security, although others insist that migration lies beneath most of the security problems. At the end of the day international migration, with its many components, can not be separated from security matters. TASNİF DISI -iii-TASNİF PİSİ By the second half of twentieth century European countries, with their developed economic institutions and prosperity, attracted illegal migrants and asylum seekers. European Union countries are trying to establish a common asylum and migration policy by taking into account their demographic and economic structures. The number of migrants in the EU is increasing and this migrants have serious problems with integration to the community. Some illegal activities of these migrants affect the EU security. The migrants and refugees are able to affect policies of their source countries by using their host country's law gaps. Turkey's problems with the immigration issue differs from the EU countries since Turkey is an emigrating country. Turkey is experiencing security problems related to this status since Otoman times. Some of these emigrants who are included in the activities which targeted Turkey's unitary, secular and democratic structure throughout years, caused security problems for Turkey. So during accession progress to the EU, Turkey should take its geographic position into consideration while adapting its national legislation to the EU's acquis about immigration and refugees. In a world which migration has serious impacts on security, it will be very hard to have a peaceful and prosperous world if we neglect this problem. We should find solutions to solve the international migration problem. Although we can not solve these problems completely we can establish some international institutions or strengthen the existing ones in order to marginalize the negative effects. TASNİF PİSİ -iv-
Collections