Akut ST segment elevasyonlu miyokard infarktüsünde yeni noninvazif reperfüzyon kriterleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
7.0ZET AKUT ST SEGMENT ELEVASYONLU MİYOKARD İNFARKTÜSÜNDE YENİ NONİNVAZİF REPERFÜZYON KRİTERLERİ AMAÇ: Miyokard infarktüsü geçiren hastalarda erken dönemde reperfuzyon tedavisini gösteren indikatörler yeterli değildir. Hastanın ağrısının geçmesi, ST segment rezolüsyonu, TİMÎ akım değerlendirmesi gibi anjiyografik göstergeler olmakla birlikte ekokardiyografik yeterli parametre yoktur. Bu çalışma akut miyokard infarktüsü sonrası erken dönemde reperfüzyonun noninvazif tespitinde pulmoner ven dalgalarının ek bir fayda sağlayıp sağlamayacağını araştırmak için yapılmıştır. MATERYAL-METOD: Çalışmaya ST segment elevasyonlu miyokard infarktüsü ile başvuran 97 hasta dahil edildi. Hastalar trombolitik yapılan ve yapılmayan şeklinde iki gruba ayrıldı. Hastaların 53'üne trombolitik tedavi uygulanırken, 35'ine uygulanmadı. Dokuz hastaya ise perkütan transluminal koroner anjiyoplasti yapıldı. Hastaların hepsine ekokardiyografi uygulandı. Ekokardiyografide rutin parametrelerin dışında pulsed wave Doppler sample volümü mitral kapak uçlarına yerleştirilerek mitral E dalga deselerasyon zamanı ile basınç yanlanma zamanları ölçüldü. Sample volüm pulmoner ven içine yerleştirilerek pulmoner ven ileri sistolik dalga, pulmoner ven ileri diyastolik dalga, pulmoner ven diyastolik geri dalga, pulmoner ven diyastolik dalga deselerasyon zamanı, pulmoner ven diyastolik dalga basınç yanlanma zamanı tespit edildi. Doku Doppler yöntemi ile apikal iki ve dört boşluk görüntülerinden miyokardiyal hızlar elde edildi. Elektrokardiyografide başlangıçtaki ST segment yüksekliğinin %70'i rezolüsyona uğrayanlar için reperfuzyon sağlandığı kabul edildi. Koroner anjiyografi sonucunda TİMİ 2 ve 3 akım tespit edilen hastalarda, infarkt sorumlu arter açık olarak değerlendirildi. TİMİ 0 ve 1 akım tespit edilen hastalarda ise İSA tıkalı olarak kabul edildi. 46BULGULAR: Çalışmaya dahil edilen 97 hastanın 76'sına koroner anjiyografi yapıldı. Trombolitik yapılan hastaların 34'ünde EKG'de rezolüsyon tespit edilirken, trombolitik yapılmayanların 12'sinde rezolüsyon tespit edildi. Trombolitik tedavi yapılıp koroner anjiyografi yapılan 39 hastanın 34'ünde İSA açık tespit edilirken, trombolitik yapılmayıp koroner anjiyografi uygulanan 28 hastanın 17'sinde İSA açık tespit edildi. Trombolitik yapılan hastalarda pulmoner ven antegrad diyastolik dalga deselerasyon zamanı ile basınç yarılanma zamanı, yapılmayan gruba kıyasla anlamlı olarak uzun bulundu (p<0.01). Trombolitik tedavi yapılıp elektrokardiyografide rezolüsyon gözlenenler ile, anjiyografide infarkt sorumlu arteri açık bulunanlarda pulmoner ven diyastolik dalga deselerasyon zamanı uzundu, ancak istatistiki olarak anlamlı değildi. Bunun yam sıra hem trombolitik yapılan hemde yapılmayan hastalarda, pulmoner ven antegrad sistolik dalgası elektrokardiyografide rezolüsyon tespit edilenlerde anlamlı olarak yüksek tespit edildi (p=0.02). Doku Doppler parametrelerinde ise reperfüzyonu gösterebilecek herhangi bir anlamlılık tespit edilmedi. SONUÇ: Akut Mİ sonrası sadece İSA'in açık tespit edilmesi doku perfuzyonunu göstermede yeterli gözükmemekte, EKG rezolüsyonu daha anlamlı gözükmektedir. Trombolitik tedavi yapılan hastalarda EKG rezolüsyonuna ilave olarak PS, PD-DZ, EDZ değerlerinin noninvazif olarak miyokard perfuzyonunu göstermede ilave katkı sağlayacağım düşünmekteyiz. 47 8.SUMMARY NEW NONINVASIVE REPERFUSION CRITERIA FOR ACUTE MYOCARDIAL INFARCTION WITH ST SEGMENT ELEVATION OBJECTIVE Indicators showing reperfusion therapy in acute phases of myocardial infarction are not sufficient. Relief of pain, resolution of ST segment and angiographic indicators as TIMI flow evaluation have been used, however satisfactory echocardiographic parameters does not exist. This study is designed to investigate whether pulmonary vein flow in noninvasive detection of reperfusion in acute phases of myocardial infarction is beneficial. METHOD Ninety-seven patients with acute myocardial infarction with ST segment elevation have been included in the study. The patients were divided into two groups as with and without taking thrombolytic therapy (53 versus 35 patients). Percutaneous transluminal coronary angioplasty was performed in 9 patients. Echocardiography was performed to all patients. Other than the routine parameters in echocardiography; mitral E wave deceleration time and pressure half- time were measured by placing pulsed wave Doppler sample volume to tip of mitral leaflets. By placing sample volume 1 cm upstream in the right upper pulmonary vein; peak systolic flow velocity (PS), peak antegrade diastolic flow velocity (PD), peak reversal flow velocity at atrial contraction (PRA), and deceleration time of the antegrade diastolic flow (PD-DT), pressure half-time of the peak antegrade diastolic flow (PD-PHT) were obtained. Myocardial velocities were obtained by tissue Doppler method from two apicals and four space images. Patients with 70% resolution of ST segment in electrocardiography were accepted as having reperfusion in ECG. Infarct related artery for infarction was accepted as patent in patients with TIMI 2 and 3 flow in coronary angiography. It was accepted as occluded in patients with TIMI 0 and 1 flow. 48RESULTS Coronary angiography was performed in 76 of 97 patients. Resolution in ECG was detected in 34 of the patients who took thrombolytic therapy and in 12 of the patients who did not take. Infarct related artery was patent in 34 patients of 39 patients performed coronary angiography and thrombolytic therapy. It was patent in 17 of 28 patients performed without thrombolytic therapy. PD-DT and PD-PHT was significantly longer in patients having thrombolytic therapy compared to patients having no thrombolytic therapy (p<0.01). PD-DT was longer in patients who had resolution in ECG with thrombolytic therapy and in patients with patent artery in coronary angiography. No correlation was found between PD-DT and resolution in ECG and patent artery in coronary angiography. Meanwhile pulmonary vein antegrade systolic flow velocity were significantly higher in patients with resolution regardless of thrombolytic therapy (p<0.01). No meaningful results were obtained in showing reperfusion in tissue Doppler parameters. CONCLUSION Infarct related artery was not enough in showing reperfusion. However resolution in ECG seem to be more meaningful. We think that; in patients having thrombolytic theraphy PS, PD-DZ, EDZ values have additional importance in noninvasive evaluation of myocardial perfusion in addition to resolution in ECG. 49
Collections