St yükselmeli miyokard infarktüsünde sol ön inen arter proksimal lezyonlarının tespitinde aVR derivasyonunun değeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş: Sol ön inen arter (SİA) proksimal bölgesinin akut tıkanması sonucu meydana gelen akut miyokard infarktüsü, tehdit altındaki miyokard alanının geniş olması nedeniyle yüksek mortaliteye sahiptir. SİA'nın proksimalden tıkalı olduğu erken ve noninvaziv olarak tespit edilebilirse uygulanacak daha agressif revasküiarizasyon tedavisinin getireceği fayda daha belirgin olacaktır. Biz bu çalışmada, son zamanlarda EKG'nin değerlendirilmesinde kullanımı gündeme gelen aVR derivasyonun SİA proksimal lezyonlarını tespit etmedeki değerini araştırmayı amaçladık. Materyal-metod: Çalışmaya, tipik göğüs ağrısı nedeniyle hastaneye başvuran ve elektrokardiyografide (EKG) tipik ST segment yükselmesi görülen 361 hasta (293 erkek. 68 kadın) alındı. Hastaların hepsine taburcu olmadan koroner anjiyografi (KAG) yapılarak infarktüsten sorumlu arter ve segmenti tespit edildi. Bununla birlikte, infarktüsten sorumlu arter (İSA) olup olmadığına bakmaksızın sol ana koroner arter ve eşdeğeri lezyonlar önemli damar hastalığı olarak tanımlandı. Rcperfüzyon tedavisi öncesi ST segment değişikliklerinin en belirgin olduğu EKG'ler değerlendirildi. EKG'de her bir derivasyonda ve aVR'de meydana gelen ST segment yükseklikleri ve çökmeleri kaydedildi. Hastalar aVR*de >0.5mm ST segment yüksekliği varlığına göre aVR pozitif (+) ve negatif (-) olmak üzere iki gruba ayrıldı. Bulgular: elektrokardiyografık değerlendirmede 189 hastada anteriyor Mİ. 172 hastada inferiyor Mİ örneği tespit edildi. aVR (+)'liği anteriyor Mİ'larda %20 oranında (38 hasta) görülürken, bu oran inferiyor Mİ geçirenlerde %5 (8 hasta) idi. KAG'dc 52 hastada İSA, SİA proksimal oiarak bulundu. aVR (+) grupta %54 hastada İSA bölgesi, SİA proksimaü iken aVR (-) grupta bu oran %9 idi (pO.001). Önemli damar hastalığı aVR (+) grupta %61, aVR (-) grupta ise %16 olarak tespit edildi. (p<0.00î). Benzer şekilde çok damar hastalığı da aVR (+) grupta daha fazla görülmekteydi (pO.üöl). aVR (+)'liği aynı zamanda Gensini skoru ile pozitif korelasyon göstermekteydi (r=0.21, p~0.Ü02). Anteriyor Mî geçiren hastalarda, aVR (+)'liğinin İSA'nın SİA proksimal olmasını göstermedeki duyarlılığı; %47, özgüllüğü; %91, negatif öngörü değeri; %81, pozitif öngörü değeri; %68 ve tanısal doğruluğu; %78 olarak hesaplandı Sonuç: aVR derivasyonunun değerlendirilmesi akut anteriyor Mİ geçiren bir hastada. İSA'nın SİA proksimal lezyonu olduğunu ve bununla birlikte tehdit altındaki miyokard dokusunun daha fazla olduğunu belirlemede yol gösterici olabilir.Anahtar kelimeler; miyokarci infarktüsü, elektrokardiyografi, aVR derivasyonu. Sİ A proksimal lezyonları 49 Value of Lead aVR in Prediction of The Left Anterior Desending Coronary Artery Proximal Lesions in ST-Segment Elevation Myocardial Infarction Introduction: Anterior myocardial infarction (MI) due to acute occlusion of proximal left anterior desending (LAD) coronary artery has a high mortality rate owing to wide area of myocardium at risk. In patient with acute anterior ML early detection of proximal LAD lesion with more aggresive revascularization therapies can lead to reduction in mortality. Lor this reason, patients with acute anterior Mİ. early diagnosed of proximal occlusion of LAD, will more benefit- from with the using aggresive revascularization modalities. From this point of view, in this study, we aimed to investigate the predictive value of lead aVR for LAD proximal lesions. Methods: The study population consisted of 361 patients (293 male. 68 female) with typical chest pain and ST segment elevation on electrocardiogram (LCG). All of the patients underwent coronary angiogram to detect the infarct related artery and its areathat affect. The left main coronary artery lesion or its equivalents were described as `'significant coronary artery lesions` regardless of whether it is IRA. The ECGs, the most pronounced ST segment elevation, before reperfusion therapy were evaluated in all leads, including aVR. The patients are divided in to two groups according to ST segment elevation in lead aVR as positive (>0.5mm) or negative (<0.5mm). Results: There were 189 patients with anterior MI and 172 patients with inferior MI based on ECG evaluation. Twenty percent of the patients (38 patients) with anterior MI were in the aVR positive group, whereas only 5% of the patients (8 patients) with inferior MI were in aVR positive (p<0.001). In the aVR positive group, 54% of the patients had proximal LAD as the IRA segment, whereas only 9% of the patients in the aVR (-) group had the same lesion (p<0.00i). Significant coronary lesions were found in 61% of the patients in aVR positive group, although 16% of the patients were in aVR negative group (pO.001). Also, multivessel disease was more frequent in the aVR positive group (p<0.001). The degree of ST segment amlitudu of lead aVR was correlated positively with Gensini score (r= 0.21; p=0.002). In patients with anterior MI, ST segment elevation in lead aVR was useful for predicting acute proximal LAD occlusion with 47% sensitivity, 91% specifity, 81% negative predictive value, 68% positive predictive value and 78 % diagnostic accuracy. 50Conclusion: In patients with acute anterior MI, lead aVR may be used to predict the amount of myocardium at risk and localization of proximal LAD lesion as the IRA segment. Keywords: myocardial infarction, electrocardiography, lead aVR, proximal left anterior desendiniz artery lesions. 51
Collections