Spinal kord yaralanmalı hastalarda mesanedeki histopatolojik değişiklikler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Spinal kord yaralanması (SKY) en yaygın nörojenik mesane fonksiyon bozukluğu nedenidir. Alt üriner sistem (AÜS) değerlendirmesinde kullanılacak yöntemler sistogram, sistoskopi ve ürodinamidir. Günümüzde nörojenik mesanenin kabul gören en etkin tedavisi temiz aralıklı kateterizasyondur (TAK). Daimi kateter kullanımı mesanede zamanla histolojik değişikliklere yol açar. SKY'li hastalarda özellikle daimi kateter kullanan, mesane taşı olan ya da kronik enfeksiyonu olanlarda mesane kanseri gelişme riski artmıştır. Biz bu çalışmada SKY'li hastalarda nörojenik mesane histopatolojisi ile nörolojik seviye, lezyon süresi, klinik mesane enfeksiyon sayısı arasında bir ilişki olup olmadığını tespit etme amaçladık.Çalışmamıza yaralanma süresi 3 ayın üzerinde olan 28 hasta alındı. Hastaların hepsi hastaneye yatırılarak takip edildi. Yatırılan her hastanın öncelikle sistemik ve nörolojik muayenesi yapılarak nörolojik seviyeleri, ASIA sınıflaması ve demografik özellikleri belirlendi. Tam kan sayımı, karaciğer ve renal fonksiyon testleri, ESH (eritrosit sedimentasyon hızı), CRP, PT, PTT, hepatit markırları, idrar tetkiki ve idrar kültürü tetkikleri yapıldı. Kültürde üremesi olan hastalar, antibiyograma uygun antibiyotik ile tedavi edilip kontrol kültürlerinde üreme olmayınca çalışmaya dahil edildi.Hastalara Radyoloji bölümünden uzman bir doktor tarafından renal ve mesane USG yapıldı. Daha sonra kliniğimizde ürodinami yapılan hastalara Üroloji kliniğinde uzman bir doktor tarafından sistoskopi ve biyopsi yapıldı. Biyopsiler mesanede şüpheli olarak görülen bölgelerden, böyle bir görünüm yoksa trigon ve her iki yan duvarlardan alındı. Biyopsiler histokimyasal olarak AgNOR ile immünohistokimyasal olarak da Sitokeratin ve KiA67 ile boyandı. Boyanma sonucunda olgular mikroskopla incelendi.Çalışmaya dahil edilen hastalar komplet ve inkomplet olarak iki gruba ayrıldı. Komplet ve inkomplet gruplar arasında yaş, cinsiyet, yaralanma süresi ve nörolojik seviye yönünden istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (p>0,01). Yıllık idrar yolu enfeksiyonu sayısı ve miksiyon şekilleri arasında ise istatistiksel olarak anlamlı fark vardı (p<0,01). Komplet gruptaki hastaların yıllık idrar yolu enfeksiyonu sayısı inkompletlere göre daha fazla, yine komplet grupta TAK yapan hastaların sayısı , inkompletlere göre daha fazla bulundu. Ürodinami, sistoskopi, renal ve mesane USG bulguları ile komplet ve inkomplet gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamadı (p>0,01). Biyopsi örneklerimizin mikroskopik incelemesi sonucunda sitokeratin azalırken, KiA67 ve AgNOR oranlarının arttığı görüldü. Ancak bu artışta istatistiksel anlam bulunamadı. Yapılan boyamalarla yaralanma süresi, nörolojik seviye, ve komplet-inkomplet hastalar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p>0,01).Sonuç olarak bu çalışma mesane epitel hücrelerinde meydana gelen hasarın proliferasyonu tetiklediğini ve sonuçta KiA67 ekspresyonu ve AgNOR sayılarında artış olduğunu göstermektedir. Bu destrüksiyon sonucu gelişen proliferasyon eğilimi uzun süreli olgularda displazi ve hatta malignite gelişimini uyarabilecektir. Çalışmamızda böyle bir eğilimi gözlemlemiş olmakla birlikte olgu sayımızın sınırlı olması nedeniyle istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulamadık. Neurogenic bladder is most common caused by spinal cord injury (SCI).These methods that evaluate lower urinary system are cystoscopy, urodynamia. Currently, the most effective and accepted treatment of neurogenic bladder is self intermittant catheterisation. Indwelling catheterisation results in hystological changes of bladder. The risk of bladder cancer increased in patients with spinal cord injury, especially in the presence of indwelling catheter using, bladder stone and chronic infection. In this study, we aimed to evaluate the relationship of bladder histopathology and neurological level, time and clinical bladder infection.We took 28 patients with the history of spinal cord injury more than 3 months into the our study. First, we performed detailed systemic and neurological physical examination to determine ASIA and neurological level. All patients underwent laboratory examination of routine heamotology, liver and renal functional tests, erytrocyte sedimentation rate, C reactive protein, protrombine time, parsial tromboplastine time, hepatit panel, urinal analysis and urine culture. The patients with positive urine culture were treated with suitable antibiotics and after took into the study when the urine cultures were negative.A radiolog performed renal and pelvic ultrasonographical evaluation and a specialist from urology department performed cystoscopy and took biopsies. The biopsies were taken from suspicious region of bladder or if there wasn?t any suspicious region from trigon and two sides. Biopsy materials stained with Ag NOR as histochemical and cytokeratine and KiA67 a as immunohistochemical.The patients were divided into two groups as complet and incomplet. There wasn?t any statical difference in age, sex, the time of injury and neurological level between groups (p>0,01). But there was statistical difference in count of urinary tract infection per year and mixion regimes. The complet group had more count of urinary tract infection per year and using of self intermittant catheterisation. We didn?t found any difference in urodynamic evaluation, cystosocpy and ultrasonographic findings between groups. In microscopic evaulation of biopsies, we found decreasing in cytokeratine and increasing in KiA67 and AgNOR rates. But these changes weren?t statistical significant. These stainings didn?t show any correlation with injury time and neurological level between groups.In conclusion, this study showed that the damage in epithelial cells of bladder resulted in proliferation, expression of KiA67 and increase in AgNOR. This tendency of proliferation caused by destruction can stimulate the development of displasia and malignancy. In our study we observed this tendency but we couldn?t find statistical difference because of the limited number of patients
Collections