Alt konka hipertrofisi nedeni ile burun tıkanıklığı olan hastalarda radyofrekans termal ablasyon tedavisi ve steroid enjeksiyonu tedavisi etkinliğinin bilgisayarlı tomografi ölçümü ile karşılaştırılması.
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmanın amacı kronik nazal obstrüksiyonun izole submuköz alt konkahipertrofisine bağlı olduğu belirlenen olgularda steroid enjeksiyonu ve radyofrekans termalablasyonu ( RFTA) yöntemlerinin etkinliğinin bilgisayarlı tomografi, vizüel analog skala(VAS) ile değerlendirmek ve karşılaştırmaktır. Her iki yöntem uygulanırken duyduklarıağrıyı ve uygulamadan sonra hasta memnuniyetini değerlendirilmiş ve karşılaştırılmıştır.Gereç ve yöntem:Bu çalışmaya Haziran-2009 ile Eylul 2010 tarihleri arasında Selçuk Üniversitesi MeramTıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı kliniğine kronik nazaltıkanıklık şikayeti ile başvuran ve alt konkanın submuköz hipertrofisi tespit edilen 60erişkin hasta dahil edilmiştir. Bu çalışmaya katılan 60 hastanın hepsi erişkin yaş grubundaolup steroid enjeksiyonu grubundaki 30 hastanın 16 (%53,3)'u kadın 14 (%46,7)'si erkekti.RFTA grubundaki 30 hastaların 13 (%43,3)'u kadın 17 (%56,7)'si erkekti.Steroid enjeksiyonu grubuna 40 mg/1 ml metilprednizolon asetat alt konkanın anteriorkısmına submukozal bül oluşturulacak şekilde dental enjektör yardımıyla uygulandı. RFTAgrubuna konkalara üç noktaya 350'şer joule enerji verilerek, hedef sıcaklık 75o C,12W vetoplam 1050 joule enerji verildi. Konkaların objektif değerlendirilmesi preoperatif dönemve postoperatif 1. ve 3. ayda çekilen koronal plan paranazal sinüs bilgisayarlı tomografileri(BT) karşılaştırılarak yapıldı. Ayrıca başka bir hekim konka boyutlarını VAS iledeğerlendirildi. Hastalar tarafından, nazal obstrüksiyonun VAS ve her iki uygulamaesnasındaki ağrı değerlendirmesi ve karşılaştırılması yapıldı.Bulgular:Hastaların yaşları steroid enjeksiyonu grubunda 19 ile 75 (ort. 32,40±14,330), RFTAgrubunda 18 ile 66 (ort.31,30±12,075) arasında değişmekteydi. Hastaların burun tıkanıklığışikayeti süresi 6'ay ile 66'ay (ort. 22.14±12.38) arasında değişmekteydi. Hastaların her ikigrupta preoperatif ve postoperatif 1. ve 3. aylarda sağ ve sol konka boyutları; anterior, ortave posterior kesimde, koronal paranazal sinüs BT değerlendirildi. RFTA grubundapostoperatif 1. ayda konka boyutlarının ortalama %23,0898 küçüldüğü saptandı. Bunakarşın Steroid enjeksiyonu grubunda postoperatif 1. ayda konka boyutlarının ortalama %7,1915 daha fazla küçülerek toplamda % 30,2813 küçüldüğü saptandı( P<0,05).Postoperatif 3. ayda ise steroid enjeksiyonunun etkisinin devam ettiği, ancak azalarakküçülme oranının % 16,5132 gerilediği saptandı. Buna karşın RFTA grubunda konkaboyutlarındaki küçülme oranının %31,5370 kadar arttığı saptandı( P<0,05).Her iki grup için farklı hekim tarafından preoperatif ve postoperatif birinci aydakaydedilen VAS'da hem sağ, hem de sol konkada istatistiksel olarak anlamlı derecedekonka küçülmesi saptandı (p=0.00). Her iki grupdaki hastalalara postoperatif 1. aydamemnuniyetin yüksek oranda olduğu görülmüştür (p<0.05).Postoperatif 1. ayda steroid enjeksiyonu grubundaki 28 hastada hiçbir şikayet yok iken,1 hastada ise geçmeyen burun tıkanıklığı, 1 hastada hafif burun akıntısı şikayeti mevcuttu.RFTA grubundaki 23 hastada hiçbir şikayet yok iken 6 hasta burunda oluşankabuklanmadan, 1 hastada ise geçmeyen tıkanıklık şikayeti mevcuttu. Her iki grupdakihastaların hiçbirinde postoperatif dönemde meydana gelen enfeksiyon izlenmemiş olup,hiçbir hastaya antibiyoterapi başlanmamıştır. Ayrıca her iki grupdaki hastalarınpostoperatif 1. ve 3. aydaki yapılan kontrollerinde hastaların hiçbirinde steroid enjeksiyonuveya RFTA tedavisi ile ilgili komplikasyon izlenmemiştir.Sonuç:Alt konka hipertrofilerine bağlı olarak gelişen nazal obstrüksiyonun tedavisinde,intranazal steroid enjeksiyonu ve RFTA tedavisi etkin, kolay uygulanabilen, ciddikomplikasyonlara yol açmayan, maliyeti düşük, hasta memnuniyetinin yüksek olduğu, çokağrılı olmayan güvenli bir yöntemdir. Ancak yukarda da belirtildiği gibi, ayaktan(ambulatuar) vakalara bile kolaylıkla uygulanabilmesi, ön hazırlık gerektirmemesi, ağrılıolmayan, düşük maliyetli, ciddi komplikasyonlara yol açmayan, hasta memnuniyetininyüksek, güvenli ve uygulanabilme kolaylığı açısından intranazal steroid enjeksiyonu,RFTA tedavisine göre daha tercih edilebilir olduğu ortaya çıkmaktadır.Anahtar kelimeler: Nazal obstrüksiyon, intranazal steroid enjeksiyonu, radyofrekans,konka hipertrofisi. Objective:The aim of the study is to evaluate the effectiveness of steroid enjection andradiofrequency thermal ablation (RFTA ) method in the cases where chronicobstruction depends on isolated submucous inferior turbinate hyperthropy usingcomputerized tomography (CT ), visual analogue scale (VAS ) and to evaluate andcompare both methods for pain during application and patient satisfaction.Material and Method:60 patients applying to The Otolaryngology Department of Meram Medical School ofSelcuk University between June 2009 and semptember 2010 for cronic nazal obstructionand determined isolated inferior turbinate hyperthropy included this study. All thepatients were adults. There were 30 patient at steroid enjection group, 16 ( 53.3% ) werewomen and 14 ( 46.7% ) men. There were 30 patient at Radiofrequency thermalablation group 13 ( 43.3% ) were women and 17 ( 56.7% ) men.Steroid enjection group 40 mg/1ml metilprednisalon asetat was administraded to anteriorpart of the inferior turbinate with denthal enjector to form a submukosal bule.Radiofrequency thermal ablation group totally 1050 joul energy, target heat 75o C,12W,each 350 joule energy onto three points, was administered. Objective evaluation of theturbinate was carried out by comparing coronal plan paranasal sinus CT scores performedpreoperatively and within 1and 3 month postoperatively. VAS evaluation of nasalobstruction and pain during application was implemented by all patients.Results:Age rates of the patients were ranging from 19 to 75 (mean age rate 32,40±14.330 ) atSteroid enjection group, from 18 to 66 (mean age rate 31,30±12.075 ) at Radiofrequencythermal ablation group.At both two group of patients preoperatively and first and thirdmonths postoperatively in bilaterally concha sizes at anterior , middle and posterior aspectwere evaluated with coronal paranasal sinus CT. At RFTA group İt has been detected thatconcha sizes decreased approximately %23. in first month. However it has been detected atSteroid enjection group postoperatively first months concha sizes were decreased %7more than RFTA group (%30,281 decriase).İt has been seen that Steroid enjection efect continued at postoperatively 3. month butconcha size reduction rate decreased to %16,5. However at RFTA group concha sizereduction rate increased to%31,5.For both group according to VAS, which obtained preoperative and postoperatively firstmonth there was significant reduction for bilaterally inferior turbinates. postoperativelyfirst month for both group there was high patient satisfaction.İn the postoperatively first month at Steroid enjection group 28 patient had no comlientone patient had nasal obstruction , one patient had mild rhinore .At RFTA group 23 patient had no comlient but six patient had incrustration at nasal cavityone patient had nasal obstruction.There has been seen no enfection for both grouppostoperatively and no antibiotic used.For both group?s patients there was no complication detected ,releated with RFTA andSteroid enjection theraphy.CONCLUSİON:İntranasal Steroid enjection theraphy and RFTA have no serious comlication and painduring application and effective ,easy applicable ,patient satisfying,cost effective ,safemethods forinferior turbinate hyperthropy based nasal obstruction treatment.As mentioned before ,even out patient cases it can be applied without preperation. İnterms of beeing applicable easly, cost effectiveness, low complication rates,effectiveness,safeness and patient satisfaction İt appears Steroid enjection theraphy ismore preferable than RFTA theraphy.
Collections