Sinemada gerçeklik ve imge: Jean-Luc Godard'ın filmleri üzerinden göstergebilimsel bir çözümleme
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Sahnelediği toplumun ayrılmaz bir parçası olan sinema, gelişim tarihi boyuncaiçinden doğduğu toplum hakkında düşünmüş ve böylece gerçeklik sorunsalı ile iç içeolmuştur. Sinema, bu potansiyelini, kavramlar yerine imgelerle düşünme vedüşündürme gücünden almıştır. Elbette bu potansiyel için film dilinin soyut konularısorgulama yetkinliğine ulaşması gerekmiştir. Bu yetkinliği üstlenmede ayrıcalıklı biryere sahip olan Fransız-İsviçreli yönetmen Jean-Luc Godard, bir toplum bilimcininkavram düzeyinde sorguladıklarını sinematografik imge düzeyinde sorgulama çabasıiçinde olmuştur.Bu çalışmada da, sinemanın kendine özgü dilinde (objektif, kompozisyon, görseltasarım, ışıklandırma, görüntü denetimi, devamlılık, hareket ve bakış açısına dair altdiller)radikal bir kırılma yaratan Godard'ın filmleri, gerçeklik sorunsalı eksenindeçözümlenmektedir. Çalışmanın amacı, yüzlerce yıllık dilbilimsel, felsefi, psikanalitik vegöstergebilimsel bilgi birikimini arkasına alarak sıçrama yaşayan sinemanın, soyutkonuları dile getirme yetkinliğini Godard filmleri üzerinden irdelemektir.Bu bağlamda tezin birinci bölümünde; 'gerçek', 'gerçeklik' ve 'imge'kavramları üzerinde durulmakta; imgeyle gerçeği anlatma çabasının ilk izlerindenbaşlayıp sinematografik imgeye uzanan tarihi süreç özetlenmekte ve sinemadagerçeklik-imge diyalektiğine gönderimde bulunan kuramsal tartışmalar ['Biçimci FilmKuramı', 'Gerçekçi Sinema Kuramı', 'Çağdaş Fransız Film Kuramı'] ele alınmaktadır.Sinemada gerçeklik ve imge diyalektiğinin analitik bir yaklaşımla ortaya konabilmesiiçin kurmaca anlatının temelleri ile kurmaca-gerçeklik ayrımı/birlikteliği deaçımlanmaktadır.Tezin ikinci bölümünde, gerçekçi uygulamalara toplumsallık penceresindenbakmayı öneren 'Yeni Gerçekçilik' akımının özgün konumu; hem 'sinema-gerçek'tartışmalarını derinleştirmek hem de Godard'ın film dilini anlamak açısındanirdelenmektedir. Bu bağlamda, 2. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan toplumsal,ekonomik ve duygusal travma karşısında, sinemanın kuramsal ve uygulamaboyutundaki kırılmayı temsil eden 'Fransız Yeni Dalga' hareketinin ortaya çıkışı; 'YeniDalga' sinemasının temel manifestosu olarak kabul gören 'kamera-kalem' yaklaşımı 3'Yeni Roman'dan beslenen Fransız sinemasında yönetmenin yetkin bir dil oluşturmaçabasına karşılık gelen 'yaratıcı yazarlar politikası'; filmin içeriksel ve stilistiközgünlüğü bağlamında 'auteur' - 'sahneleme ustası'/'yönetmen' ayrımı; 'AuteurKuramı'nın gelişim sürecinin sınıflandırılması konuları etrafında kuramsal açılım ortayakonmaktadır. Bu kuramsal çatının içine yerleşen Godard Sineması, 'sinemanın yeniyolu'/ 'hakim sinema diliyle savaşım' olarak ele alınmakta ve Godard filmlerinikarakterize eden temel özelliklere odaklanılmaktadır. Bu doğrultuda, Godard'ınfilmlerinin diyalektik doğası; Godard Sineması'nda çağdaş insanın kendini anlamaçabasına/kaygısına gönderimde bulunan Varoluşçuluk; Godard'ın doğrudangözlemlenemeyen sosyal olguları (yabancılaşma, meta değerlerin ölümü vb.) nasılgösterdiğini anlamayı/okumayı salık veren 'imgeler pedagojisi'; Godard'ın gerçeğinkeşfedilmek zorunda olduğu kavrayışını ve izleyicinin ussal sıçramasını/bilinçlenmesiniborçlu olduğu Brecht Estetiği; O'nun filmlerinde yaşamın sorgulanmasına hizmet edengerçeklik anlayışı ve son olarak da Godard'ın yaratıcılığını temellendiren 'Minör Dil veRizomatik Varoluş' konuları irdelenmektedir.Üçüncü bölüm tezin yöntemsel aşamasını içermektedir. Bir kitle iletişim aracıolarak sinemanın, anlam inşa eden ve anlamlandırılması gereken bir metin olarakdeğerlendirilmesi, göstergebilimsel yaklaşımla çözümlenmesini gerektirmektedir.Sinemanın kendine özgü gerçeğini oluşturan sinematografik imgeye dönüştürülmüşgörsel ve işitsel göstergeler, bu çalışmada;Ü Eric Rentschler ve Anton Kaes'in (2012) 'Bir Film Sekansını Okumak'(reading a film sequence) adını verdikleri çözümleme modeli;Ü Roland Barthes'ın göstergebilim yaklaşımındaki; dilin dizisel / dizimsel(paradigmatic / syntagmatic) ekseni ile anlamlandırmanın düzanlamsal / yananlamsal(denotation / connotation) düzeyi veÜ Christian Metz'in (2003a), filmsel anlamın ve imgeler arası ilişkilerin; hemestetik hem de toplumsal bağlamda incelenmesini önerdiği 'sinema göstergebilimi'yaklaşımı temel alınarak çözümlenmektedir.Buradan hareketle, film çözümlemesinin izleyeceği ana yolu şu şekilde içeriklendirmekmümkündür:1. İmgelerin içeriklerinin tanımlanmasıa. Düzanlamsal niteliklere odaklanılması[İmgelerle 'kimin' ve 'neyin' gösterildiğinin bulgulanması]b. Dilsel mesajlar ile görsel mesajlar arasındaki bağıntının tanımlanması2. İmgelerin yorumlanmasıa. Yananlamsal niteliklere odaklanılması[dizisel (paradigmatic → çekmek için neyin seçildiği) ve dizimsel(syntagmatic → çekimin nasıl sunulduğu - kurgu, sahneleme, kamerahareketleri vb.)][görünenin altında görünmeyen anlamların (değerler, fikirleri tutumlarvb.) bulgulanması]b. Dilsel mesajlar ve görsel göstergeler arası kesişmelerin yorumlanmasıc. Anlam kodlarının birbirleriyle ilişkileriBu yolun verimli bir şekilde izlenebilmesi için filmde yer alan tüm yapılarınbelirlenmesi ve sınıflandırılması gerekmektedir. Bu sınıflandırmada, öncelikle 4çözümlemelerin uygulanacağı sekanslar öne çıkmaktadır. Belirlenen sekansların'biçimsel bir çözümlemesi' yapıldığında ve bu çözümlemeler 'derin yapıdaki olgularla'ilişkilendirildiğinde, filmdeki göstergelerin anlamlarına ulaşılacaktır. Bu bağlamdaRentschler ve Kaes'in izlenmesini önerdikleri yolun ana hatları; anlatı, sahneleme,sinematografi, kurgu, ses, izleyicinin konumu ve yazılar gibi teknik kodlarınaçımlanmasına dayanmaktadır.Rentschler ve Kaes'in, sinema göstergebilimi birikimini arkalarına alarakgeliştirdikleri çözümleme modeli, bir film sekansının sistematik bir yapıdaçözümlenmesine imkân tanımaktadır. Ancak bu yapıdaki bir çözümlemede daha çokteknik kodlar bütünü olan sinematografi öne çıkmakta ve görece biçimsel birçözümleme elde edilmektedir. Diğer taraftan, elde edilecek olan bulgular,sinematografiye dayanan teknik kodların varlığı nedeniyle ağırlıkla temelanlamsalunsurların okunmasına veri sağlayacaktır. Oysa sinematografik imgenin 'gerçeğisorgulama' amacı taşıdığı Godard filmlerinde, yananlamsal göstergelerin okunmasıönem arz etmektedir. Bu bakımdan Rentschler ve Kaes'in önerdiği model, anlamkodlarını ve imgeler arası ilişkileri/kesişmeleri açığa kavuşturan yananlamsal unsurlarıirdelemede görece yetersiz kalacaktır.Bu noktada göstergebilim çözümlemesinin çalışmanın bel kemiğini oluşturmasıkaçınılmazdır. Filmin bir metin olarak ele alınıp incelenmesi, hem yüzeysel yapılarınhem de derin yapıların tespit edilmesini ve okunmasını gerektirmektedir. DolayısıylaRentschler ve Kaes'in sekans çözümleme rehberi, göstergebilimsel analizi destekleyenbir zemin özelliği sunmaktadır. Sekansların çözümlenmesinden hareketle, Godard 'neanlatıyor' ve 'nasıl anlatıyor' sorularına cevap alınmakta ve bu çözümlemeninsağladığı veriler filmin düzanlamsal göstergelerini yorumlama olanağı vermektedir.Buradan hareketle de, 'neden böyle anlatıyor' ve 'aslında ne diyor' sorularına, filminyananlamsal göstergelerinin çözümlenmesi aracılığıyla cevap aranmaktadır.Çalışmada Godard'ın düşünsel ve estetik tarzını temsil eden dört filmiçözümlenmektedir. Bu filmlerden 'Serseri Aşıklar' (1959), Godard'ın içinde yer aldığı'Yeni Dalga' sinema akımının estetik manifestosu olması bakımından tercih edilmiştir.Çözümlemeye dahil edilen ikinci film, teknolojinin ve araçsallaşmış aklın ulaştığı yıkıcıboyutlara karşı izleyiciyi uyaran Alfa-Kent (1964) filmidir. Film, bilim-kurgu ve karafilm tarzlarının bir araya getirildiği özgün bir deneme olduğu için seçilmiştir. Üçüncüfilm, 1969 İngiltere'sinde, başkent Londra'daki sosyal yaşamın politize bir bakışla,kurmacaya dayalı belgesel olarak kaydedildiği 'Britanyalı Sesler' filmidir. Bu film deGodard Sineması'nın politik dönem filmlerine örnek teşkil etmektedir. Filmde 'gerçek',politik bir bakışa angajedir ve filmin hedef kitlesi politize bir gruptur. Bu tezintasarımlandığı dönemde Godard'ın en son filmi olan 'Sosyalizm Filmi' (2010) ise,bireyin kendi yarattığı toplumsal dünyaya yabancılaşmasının, hayatı estetize edilmişmetalara indirgeyen tüketim toplumu ideolojisinin ve daha fazla güç/pazar için savaşaihtiyaç duyan kapitalist ilişkiler sisteminin irdelendiği sosyo-politik bir metindir.Godard'ın 'imgelerle düşünmenin' sınırlarını zorladığı bu film, sinematografik imgeninsoyutlama yetkinliğini/olgunluğunu karakterize ettiği için çözümleye dahil edilmiştir.Deneysel unsurlar içeren bu dört filmin çözümlemesi sonucunda, Godard'ındeğişen sosyo-politik dönemlere koşut olarak, stilistik ve tematik tercihlerinideğiştirdiğini; bununla birlikte estetik ve düşünsel arayışlarına son vermediğinisöylemek mümkündür. Nitekim Godard, geleneksel sinema anlatısının paradokslarından 5kaçmak için sürekli yeni yöntemler peşinde olmuş, izleyicinin düşünsel/duygusalderinliklerine seslenen ve onu harekete geçirmeyi vaat eden her yeniliği denemektençekinmemiştir. Bu tez kapsamında çözümlenen filmlerde de Godard'ın, anlatıyor olmaizlenimi vermekten çok, sorunlar üzerine düşünüyor ve düşündürüyor olma kaygısındaolduğu fark edilmektedir. Bu kaygı nedeniyle Godard, izleyiciye izlediğinin bir filmolduğunu sık sık hatırlatmakta; filmin mekanizmalarını/dilini görünür kılmaktadır. Buuygulama, keyif ve haz karşısında farkındalığı ve sorgulamayı hayata geçirmektedir.Yine bu amaca hizmet edecek şekilde Godard, filmlerinde geleneksel dramatik anlatımyerine, ağırlıklı olarak özdeşleşmeyi kıran diegetik anlatımı tercih ederek, izleyicininzihinsel aktivitesini güvence altına almaktadır. Anlatı bu yüzden sürekli dikkatidağıtacak şekilde ilerlemekte; diyaloglar, sesler, gürültüler ve imgeler birbirleriylemücadele etmektedir. Böylelikle izleyici duyduğu ve gördüğü imgelere karşı yeni birilişki biçimine zorlanmaktadır.Özetle Godard filmlerinde imge, salt gerçeklik alanının görünüşleri değil;gerçeği sorgulamaya hizmet eden düşünce ve eylemlerdir. Gerçekliğin ve estetiğinparadoksal sentezinin yakalandığı bu filmlerde, estetik unsurlar dahi biçimci kaygılaradeğil gerçeği sorgulama amacına hizmet etmektedir. Diğer bir ifadeyle Godard'ın filmdili; olgusallık ve toplumsal sorumluluk kategorileri ile sanatsal yaratıcılığın iç içegeçmesiyle karakterizedir. Sonuç olarak Godard'ın gerçeği ele alış pratiği; moderndünyanın kendi kendine bakmasına bir çağrı, bir yol gösterme olarak okunabilir. Buçağrı aracılığıyla Godard, yaşama dair, bireye dair ve sinemanın kendisine dair ne varsaiçine alan filmlere imza atmıştır.Anahtar Sözcükler: Sinema, Gerçeklik, İmge, Jean-Luc Godard, SinemaGöstergebilimi. Коомдогу көрүнүштү кино кылып жараткан киноматография тарыхтагыокуялар боюнча ой-жүгүрткөн, чындык маселеси менен дайыма тыгызбайланышта болгон. Киноматографиянын мындай потенциалы коомдогутүшүнүктөр, көрүнүштөрдү таануу жана ойлондуруу күчүнө ээ. Албетте, булпотенциал кино тилинин абстрактуу темаларын изилдөө муктаждыгын жараткан.Мындай милдетти алууда француз-швед режиссёру Жан-Люк Годар өзгөчөорунга ээ деп ойлойбуз. Ошондуктан бул эмгекте коомдун аң-сезиминин түшүнүкдеңгээлинде изилдегендерди киноматографиялык көрүнүш даражасында изилдөөаракети жасалды.Бул илимий эмгекте киноматографиянын тили менен айтканда(обьективдүүлүк, композиция, визуалдык көрүнүш, жарык берүү, көрүнүшкөзөмөлү, тынымсыздык, динамика жана көз карашка чейинки төмөнкүбөлүмдөр) радикалдуу рефракция жараткан Годардын фильмдери, чындыкмаселесинин тегерегинде талданат. Илимий иштин максаты кылымдар боюлингвистикалык, философиялык, психоаналитикалык жана семиотикалыкмаалымат топтомун алдыга чыгаруу менен, киноматографиянын абстрактуутемаларын ачып чыгуу менен Годар жараткан фильмдердин тегерегинде талдоожүргүзүу болду.Илимий иштин биринчи бөлүмүндө `табигыйлык`, `чындык` жана`көрүнүш` түшүнүктөрүнө басым жасалды. Көрүнүш аркылуу чындыктытүшүндүрүү аракетинин алгачкы кадамдарынан башталган жанакиноматографиялык көрүнүшкө чейин өсүп жетилген тарыхый процесстинмазмуну берилди. Ошондой эле киноматографиядагы чындык-көрүнүшдиалектикасына багыт жасалган теориялык талаш-тартыштарга (`Формалисттикфильм теориялары, `Реалдуу киноматография теориясы`, `Заманбап Французфильм теорияларына)` орун берилди. Киноматографиядагы чындык жанакөрүнүш диалектикасына аналитикалык көз караш аркылуу фантазиялыкчыгармалардын негизинде фантазия-чындык бөлүнүшү жана бирге болушуна дамаани берилди. 7Илимий иштин экинчи бөлүмдө табигый тажрыйбаларга коомдун пикирименен кароону сунуштаган `Жаңы табигыйлык` агымынын чыныгы абалы,`киноматография-чындык` талаш-тартыштарын тереңдетүү, ошондой элеГодардын фильмдеринин тилин түшүнүүгө аракеттер жасалды. Бул боюнча IIДүйнөлүк согуштан кийин болуп өткөн коомдук, экономикалык жана аң-сезимдик өзгөрүүлөрдө киноматографиянын теориялык жана практикалыкдеңгээлинде `Француз жаңы толкуну` кыймылынын пайда болушу; `Жаңытолкун` киноматографиясынын негизги манифести катары кабыл алынган`камера-калем` көз карашы; `Жаңы романдан` таасир алган Французкиноматографиясындагы режиссёрдун мыкты тилди жаратуу аракетине каршыболгон `жаратуучу жазуучулардын саясаты`; фильмдин мазмуну жанастилистикалык оргиналдуулугунда `auteur' – 'жаратуу чеберчилиги`/ `режиссёр`бөлүүсү; `Auteur теориясынын` өнүгүү процессинин классификациясы боюнчатемалардын тегерегинде теориялык тереңдетүү аракеттери болгону белгилүү. Бултеориянын негизинде орун алган Годардын киноматографиясы,`киноматографиянын жаңы жолу`/ `ээлик кылган киноматография тили мененкүрөшүү катары каралды жана Годардын фильмдерин мүнөздөгөн башкыөзгөчөлүктөрү иликтенди. Бул багытта Годардын фильмдеринин диалектикалыктабияты; Годардын киноматографиясында заманбап адамдардын өздөрүн таанууаракети/сар-санаасына багыт берген экзистенциализм; Годар тарабынан түздөн-түз байкоо жүргүзүлбөгөн социалдык кубулуштарды (жат болуу, метабаалуулуктарынын жок болушу ж.б) кандайча сунуштаганын түшүнүүнү/окуубоюнча кабар берген `көрүнүш педагогикасы`, Годардын чындыгын таапчыгууга мажбур экендиги жана көрүүчүнүн рационалдуу реакциясы/аң-сезимдүүболууга милдетүү болгон Brecht эстетикасы; Ал жараткан фильмдерде жашоонуизилдөөгө кызмат кылган чындык түшүнүгү жана акыркы болуп Годардынжаратуучулугунун негизин түзгөн `Минор тили жана ризоматикалыкэкзистенциализм` темаралына кенен токтолду.Үчүнчү бөлүмдө илимий иштин методикасына орун берилет. Массалыккоммуникация каражаты катары киноматография, маанини түзгөн жана маанисиберилиши керек болгон текст катары бааланышы, семиотикалык көз караш мененанализ кылынышын талап кылууда. Киноматографиянын өзүнө тиешелүүчындыкты түзгөн киноматографиялык көрүнүшкө айланган видео жана аудиобелгилер, бул эмгекте:Ü Эрик Рентшлер жана Aнтон Kaэстин (2012) `Фильмдин секансын түшүнүү`(reading a film sequence) деп аталган анализ модели;Ü Ролан Барттын семиотикалык көз караштагы; тилдин парадигматикалык жанасинтагмалык негизинде маанини берүүнүн денотативдик жана когнитивдикдеңгээли;Ü Кристиан Мэтцтин фильминдеги маани жана көрүнүштөр аралыкбайланыштардын, эстетикалык жана коомдук деңгээлде анализ кылынышынсунуштаган `киноматография семиотикасынын` негизинде анализ жасалды.Фильм анализинин негизги ыкмасына төмөндөгүдөй жыйынтыкчыгарууга болот: 81. Көрүнүштөрдүн мазмунунун аныкталышы;а) Денотативдик мүнөздөргө топтолушу[Көрүнүштөр менен `кимдин` же `эмненин` көрсөтүлгөнүн табуу];б) Тилдик кайрылуулар (туюк мааниде) менен визуалдык кайрылууларортосундагы байланыштын аныкталышы.2. Көрүнүштөргө берилген ой-пикир;a) Когнитативдик мүнөздө болушу[парадигматикалык → тартуу үчүн эмне тартылды) жана синтагмалык тасмакандай сунуш кылынды – фантазия, сахналаштыруу, камера кыймылдары ж.б][көрсөтүлгөндүн түпкү маанисинде көрүнбөгөн маанилердин (баалуулуктар,пикирлер, позициялар ж.б) табылышы];б) Тилдик кайрылуулар (купуя мааниде) жана визуалдык кесилиштерге ой-пикир;в) Маанилик коддордун бири-бири менен болгон байланышы.Бул ыкманын натыйжалуу түрдө аткарылышы үчүн фильмдеги бардыктүзүлүштөрдүн белгилениши жана классификацияланышы керек. Булклассификацияда, биринчи учурда анализдердин ишке ашуусундагы секанстаралдыңкы планга чыгышат. Белгиленген секанстарга `формалдуу анализ`жасалганда жана ал анализдер `терең түзүлүштөгү фактылар` мененбайланыштуу болгондо, фильмдеги белгилердин маанилерине жеткен болупсаналат. Муну тегерегинде Рентшлер жана Kaэстин байкоо жүргүзүүгө сунушкылган ыкманын негизги тармактары; баяндоо, сахналаштыруу,киноматография, фантазия, үн, көрүүчүнүн абалы жана жазуучулар сыяктуутехникалык коддордун пикирлерине таянылат.Рентшлер жана Kaэстин киноматография семиотика топтомунун артыменен ойлоп табышкан бул анализ модели, фильмдин секансын системалык түрдөтүзүлүшүнө мүмкүнчүлүк түзгөн. Бирок мындай түзүлүштөгү анализде көбүнчөтехникалык коддордун бүтүндүгү болгон киноматография, алдыга чыгууда жанарелятив формалисттик анализ болууда. Башка жактан алып карай турган болсок,изилденген табылгалар киноматографияга таянган техникалык коддордун барболушунан улам, басымдуу бөлүгү баштапкы маанилик элементтердинтүшүндүрүлүшүн камсыз кылат. Буга карабастан, киноматографиялыккөрүнүштүн `чындыкты издөө` максатында тартылган Годардын фильмдериндекогнитативдик белгилердин түшүндүрүлүшү чоң мааниге ээ болуп жатат. Булбоюнча Рентшлер жана Kaэс тарабынан сунушталган модел, маани коддорунжана көрүнүштөр аралык байланыштарды/кесилиштерди ачыктыкка алып чыкканкогнитативдик элементтерди изилдөөдө релятивдүү жетишсиздикти байкоогоболот.Семиотикалык анализ бул илимий иштин пайдубалын түзө турганына шекжок. Фильмге текст катары анализ жасоо, үстүртөн жана терең түзүлүштөрдүнаныкталышы жана түшүнүлүшү керек. Ошондон улам Рентшлер жана Kaэстинсеканс анализ жолу семиотикалык анализди колдогон пайдубал түзүүөзгөчөлүгүн сунуштап жатат. Секанстардын анализделишинде Годардын`эмнени айтып жатат`, `кандай айтып жатат` суроолоруна жооп табылып,бул анализ камсыз кылган жыйынтыктар, фильмди денотативдик белгилеринеой-пикир айтуу мүмкүнчүлүгүн жаратууда. Ушундай жол аркылуу да `эмнеге 9мындай айтылып жатат?`, `негизинен эмне айтылып жатат?` дегенсуроолорго фильмдин денотативдик белгилерине анализ жасоо менен жооптабууга болот.Илимий иште Годардын интелект жана эстетика стилин алып чыккан төртфильмге анализ жасалат. Ал фильмдерден `Тентиген сүйүшкөндөр` (1959)`Жаңы Толкун` агымынын эстетикалык манифести болгондугу үчүн тандалды.Анда технологиянын жана каражатка айланган акылдын жок кылуучу деңгээлгежеткен даражасына каршы көрүүчүгө эскертүү жасаган Альфа-шаар (1964)фильми жөнүндө кеп болот. Фильм, илим-фантазия жана фильм-нуарстилдериндеги оргиналдуу тажрыйба болгондугу үчүн тандалды. Үчүнчү, 1969-жылы Англияда, борбору Лондондогу социалдык жашоонун саясатташтырылганкөз караш менен, фантазияга таянган документалдуу деп эсептелген`Британиялык добуштар` аттуу фильм. Бул фильм Годардынкиноматографиясынын саясий мезгилдерде тартылган фильмдерине үлгү болупсаналат. Фильмде `чындык`, саясий көз карашка ангажамент жана фильмдиннегизги массасы саясатташтырылган топ болуп саналат. Бул илимий иш жазылыпжаткан учурда Годардын эң акыркы `Социализм ` фильми (2010) индивидинөзү тарабынан жаратылган коомдо дүйнөгө жат болуунун, жашоо эстетикагаайланган металарга ылайыкташтырган керектөөчү, коомдун идеологиясын жанаанда дагы күч/рынок үчүн күрөшүүгө муктаж болгон капиталисттик байланыштарсистемасы изилденген. Годардын `белгилер менен ойлонууга` мажбур кылган булфильми киноматографиялык көрүнүштүн абстрактуу жетишкендигин /кынтыксыздыгын мүнөздөгөнү үчүн талдоого алынды.Эксперименттик элементтерге ээ болгон жогорудагы төрт фильмдинанализинин натыйжасында, Годардын өзгөргөн социалдык-саясий учурларгапараллел түрдө стилистикалык жана тематикалык тандоолорун өзгөрткөн, мунуменен бирге эстетикалык жана интелекттик изилдөөлөрдүн аягыначыкпагандыгын айтууга болот. Буга карабастан Годар салттуу киноматографиячыгармаларынын парадокстарынан чегинүү үчүн ар дайым жаңы ыкмалардыойлоп таап, көрүүчүнүн интелект/аң-сезим тереңине багыт берген жана аны ишкеашырууга макул болгон ар кандай инновацияны тажрыйбадан өткөрүүдөнкорккон эмес. Бул иштин тегерегинде, анализ жасалган фильмдер да Годардынайтып берүү ыкмасына караганда, ойлонуу жана ойлонтуу ыкмасы колдонгонунбилүүгө болот. Ошондон улам Годар көрүүчүгө көргөнүн бат-баттан эстетиптурат жана фильмдин механизмдерин/тилин бай кылып бийик көтөрөт. Бултажрыйба, ырахат жана жыргалчылыкта сезүү жана изилдөөнү ишке ашырат.Ушул максатта кызмат кылган Годар жараткан фильмдеринде салттуу драмалыкчыгарманын ордуна, басымдуу түрдө окшоштурууну жок кылган диегетикалыкбаяндоону тандоо менен көрүүчүнүн аң-сезимдик активдүүлүгүн ишенимге алган.Ошондуктан баяндоо, тынымсыз көңүлдүү ар кайсы жакка буруу менен өнүгөт;диалогдор, үндөр, ызы-чуу жана көрүнүштөр бири-бири менен күрөшүүабалында. Ошондуктан көрүүчү уккан жана көргөн көрүнүштөрдө жаңыбайланыш түзүүдө кыйынчылык тартат.Жыйынтыктап айтканда, Годардын фильмдериндеги көрүнүш, абсолюттукчындыктын көрүнүштөрү эмес, чындыкты издөөгө кызмат кылган ой жана иш-аракеттер. Чындыктын жана эстетиканын парадоксалдуу синтези жолуккан бул 10фильмдерде, эстетикалык элементтер менен бирге формалдуу кыйынчылык эмес,чындыкты издөө максаты көрүнүп турат. Башкача айтканда Годар тартканфильмдин тили; факт жана коомдук жоопкерчилик категориялары менен көркөм-өнөр жаратуучулугунун тыгыз болушу менен мүнөздөлөт. Жыйынтык катары,Годардын чындыкты колго алышы менен; заманбап дүйнөнүн өзүнө каратаайткан бир чакырыгы болуп саналат жана жол көрсөткөн багыт катары түшүнүүгөболот. Мындай чакырык аркылуу Годар жашоого байланыштуу, индивидке жанакиноматографиянын өзүнө байланыштуу эмне болсо, баарын фильм аркылууачып берген.Ачкыч сөздөр: Киноматография, чындык, көрүнүш, Жан-Люк Годар,киноматография семиотикасы.
Collections