170 Subaraknoid kanama olgusunda klinik, nöroradyolojik ve elektrokardiyografik değerlendirme
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
99 - Ö Z E T Bu çalışma grubunu 1.1.1968 ile 31.8.1979 tarihleri arasında İ.Ü.Tıp Fakültesi Nöroloji ve Nöroşirurji Klinikle rinde yatırılarak incelenen yaşları 7 ile 76 arasında değişen 85'i kadın, 85 ' i erkek. 170 SAK olgusu oluşturmaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde yukarıda belirtilen tarihler arasında incelenen olguların klinik dosya ve anjiogramları gözden geçirilerek, yaş, c-ns, SAK'nın başlangıç semptomları, kliniğe yatırıldıklar- sıradaki klinik durumları değerlendirilmiştir. Serebral anjiografi yapılan olgularda anevrizma, AVM insidensi ve lokal izasyonları ile serebral vazospazm bulunup, bulunmadığı araştırılmıştır. Ayrıca olgular da klinik seyir, tedavi ve izleme sonuçları da incelenmiştir. İkinci bölümde ise, 1.7.1978 ile 31. 8. 1979 tarihleri arasında aynı kliniklerde incelenen 25 SAK olgusunda, yukarıdaki parametrelerin yanı sıra, başlangıç ve bunu izleyen t haftalık dönemdeki EKG bulguları, plazma kortizol ve idrar VMA düzeyleri değerlendirilmiştir. 170 SAK olgusunun % 44.1 'i 40-59 yaşları arasındaydı. Anevrizmaya bağlı SAK olgularının % 49.9'u 40-59 yaşları arasında bulunmaktayken, AVM'na bağlı SAK olgularının % 57.9'u 20-39 yaşları arasında yer almaktaydı.100 - Tüm SAK olgularının cinse göre dağılımı 1/1'dir. Anevrizmaya bağlı SAK; olgu! arının % 52.7'si erkek, % 47. 3'U kadındı. AMV'na bağlı SAK olgularının ise, % 63.2'sini erkekler, % 36.8lini kadınlar oluşturmaktaydı. Radyolojik olarak incelenen 133 olgunun % 54.1 'inde anevrizma, % 14.2'sinde AVM, 1 olguda anevrizma ile birlikte AVM saptanımıştır. Çeşitli nedenlere bağlı SAK olguları ise % 5.3'lük bir grup oluşturmaktadır. Olguların % 25.5'inde SAK nin etyolojisi.saptanamamıştır. SAK olgularının % 32. 3'ünde başlangıç semptomu olarak baş ağrısı, bulantı, kusma birlikte görülmekteydi. Olgularımızda anevrizma lokal izaşyonl arı arasında en yüksek oranın ACA-AComA kompleksinde {% 29.1) bulunduğu görülmüştür. Bunu sırasıyla a.carotis interna (% 25), a. cerebri media (% 20.8), vertebro-basiler sistem (% 9.7) anevrizmaları izlemektedir. Multipl anevrizma insidensi % 1'5.2'dir. Tüm SAK. olgularının % 35' in.de anjiografik olarak vazo- spazm saptanmıştır. Anevrizma olgularında bu oranın % 54.1 olmasına karşın, AVM olgularında vazospazm saptanmamıştır. Medikal tedavi gören grupta.mortal ite Grade IV ve V- de en yüksek düzeye ulaşmaktadır. Aynı grupta yaş ile mortalite, yüksek kan basıncı ile mortalite arasında istatistik açı dan ani amlı bir -ilişki bulunmamıştır. SAK nın başlangıcı ve seyri sırasında elektrokardiogramda büyük oranda çeşitli ritm bozuklukları, patolojik P dalgası, Q-T aralığında uzama,. PR aralığında kısalma, Q ve U dalgası ile ST-T değişiklikleri dikkati çekmiştir. Olguların 9'unda yüksek kan basıncı ve/veya iskenik kalp hastalığı bulunduğundan değerlendirme dışı bırakılmıştır. Geri kalan 16101 olgunun birinde başlangıçtan itibaren EKG normal bulunmuştur. Patolojik EKG bulguları saptanan 15 olgunun 7'sinde EKG bulguları 10-28 gün arasında düzelmiştir. 4 olguda ise ölüm ne deniyle EKG değişiklikleri izlenememiştir. Geri kalan 4 olguda saptanan EKG değişikliklerinde düzelme görülmemiştir. EKG bulguları arasında patolojik P dalgası ve ST elevasyonu literatürde bildirilenlere göre daha yüksek oranda bulunmuştur. Olguların birinde 1. gün çekilen EKG de bulunup, 2. gün düzeldiğini gördüğümüz, PR aralığında uzamaya ise, literatürde daha önce rastlanmadığı gözlenmiştir. Olgularda ilk 8 gün içinde plazma kontrol düzeylerinin yüksek olduğu, bu değerlerin 15 gün sonunda normale yaklaştığı saptanmıştır. Noradrenaline son ürünü olan VMA düzeylerinde değişiklik bulunmamıştır. Bütün bulgular istatistik olarak değerlendirilmiş ve literatür bilgileri ile karşılaştırılmıştır.
Collections