Kardioplejik solüsyonlarda bulunan partiküllere bağlı geçici koroner vazokonstrüksiyonun mekanizması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
- 45 - ÖZET Çeşitli solüsyonların intravenöz uygulanmalarında taşıdıkları partiküllerin ortadan kaldırılmasında, akciğerler tabii filtre görevi yapmalarına rağmen, kardioplejik solüsyonların aort kökünden direkt olarak, koroner arterler içine büyük miktarlardaki perfüzyonları sırasında, bu tabii filtre ortadan kalkmaktadır. MacDonald ve Hearse, kardioplejik per- füzyonlar sırasında reversibl bir vazospazm meydana gelerek koroner akımın düştüğünü, değişik filtreler ile süzülen kardioplejik solüsyonlar ile yapılan perfüzyonlarda, daha iyi koroner akım ve miyokard korunması elde ettiklerini yaymladılar(13,14,19). Bu çalışmada modifiye Langendorff cihazı ile yapılan `izole boş çalışan sıçan kalpleri` perfüzyonları yapılarak, partiküllerin hangi meka nizma ile geçici vazokonstrüksiyon yaptıkları aydınlatılmaya çalışıldı. Filtre edilmeyen kardioplejik solüsyonlar içine muhtelif vazokonstrüktör ajanların reseptör blokerleri konularak optimal dozları tespit edilene kadar perfüzyonları yapıldı. Ketanserin (serotonin reseptör blo- keri) 1 nM/lt konsantrasyonu ile yapılan perfüzyondan filtre edilmiş kardioplejik perfüzyonu kadar iyi sonuç alındı. Mepyramine (E. reseptör blo- keri) 0,1 yıM/lt ve Cimetidine (H` reseptör blokeri) 0,1 pm/lt konsantras yonları ile yapılan perfüzyon sonuçlarının, filtre edilmiş sonuçlar kadar mükemmel olmamasına rağmen, filtre edilmemiş kardioplejik perfüzyonu so nuçlarından daha iyi oldukları tespit edilmişir. Dazoxibene (Thromboxane A` reseptör blokeri) 1 mM/lt konsantrasyon ile anlamlı bir sonuç alınamadı.-.46 - Sonuç olarak meydana gelen bu reversibl vazospazmın partiküller tarafından ortaya çıkarılan serotonin ve histamin tarafından meydana geldiği söylenebilir. Bu tablo pulmöner emboli sırasında damar endoteli ve trombositler tarafından salgılanan vazoaktif maddelerin meydana getirdikleri tabloya benzemektedir. Ülkemizde henüz intravenöz' solüsyonlar için bile, partikül sınır laması bakımından bir standart tespit edilmediği gözönüne alınırsa, ameliyathanelerimizde kalp cerrahlarını bekleyen bu potansiyel felaketin boyutları ortaya çıkmaktadır.
Collections