412 Hodgkin hastalığı vakasında klinik, laboratuvar, tedavi ve prognoz

Abstract

- 132 SONUÇLAR VE ÖZET Bu çalışmamızda, 1962-1986 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Hematoloji Bilim Dalı, B Çalışma Grubu tarafından izlenen 412 HH yakasındaki klinik, laboratuvar, histopatolo jik özellikler, tedavi ile alınan sonuçlar ve bu sonuçları etkileyen faktörler retro- spektif olarak incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar aşağıda özetlenmiştir. - Vakalarımızda erkeklere daha sık rastlanmakta olup, erkek/kadın oranı 1.92 olarak tespit edildi. - Vakalarımızın en çok 20-30 yaş grupları arasında dağılım gösterdiği izlendi. - Histolojik olarak MT'e en sık olarak rastlandı. Bunu LZ, NS ve LF tip izledi. NS tipte kadın/erkek oranı biribiri- ne yakın olup, yaş ortalaması en düşük olarak bu tipte tespit edildi. - Vakalarımızın çoğu geç başvurmuş olup IV. evrede idi (% 44.91). - B semptomalrı olarak kabul edilen ateş, terleme ve kilo kaybı en sık olarak LF tipte ve IV. evrede tespit edil di.- 133 - - Klinik bulgu olarak en sık (% 91.50) yüzeyel lenfo- adenomegali tespit edildi. Bunu % 51.69 ile hepatomegali ve % 35.19 ile splenomegali izlemekte idi. Lenf oadenomegali sap tanan vakaların en sık iki bölgeye lokalize olduğu ve sağ servikal bölgeyi tuttuğu gözlendi. Yaygın lenf oadenopati en sık LF tipte bulundu. Mediastinal tutulmaya genç yaştaki va kalarda daha sık rastlandı. En sık olarak II. evrede ve MT'de tespit edildi. Karaciğer ve dalak tutulması da en sık LF tip te tespit edildi. - Lenfopeni en sık IV. evrede ve LF tipteki hastalarda tespit edildi. - PPD değerlendirmesi 140 vakanın 85'ine (% 60.7) men fi olarak bulundu. - Kontrol altına alınan vakalardan büyük bir kısmına (% 80.83) kombine kemoterapi uygulandı. Böyle tedavi gören vakalarda literatürdeki oranlara yakın değerlerde remisyon elde edildi. Fakat remisyonda kalma süreleri düşük tespit edildi. Vakalarımızda kombine kemoterapinin tek ve ikili ilaç tedavisinden daha etkili olduğu gözlendi. - Sürvi değerlendirmemizde LF tipte, IV. evrede, 50 yaşın üstünde, B semptomları gözlenenlerde, erkeklerde, len- fopenisi bulunanlarda ve mediastinal tutulması olanlarda prognoz kötü olarak tespit edildi. Kaşıntının prognostik bir faktör olmadığı gözlendi.